Yeni bölümümüze başlamadan önce isterseniz biraz önce ki bölümümüzde neler yaşanmış bir hatırlayalım arkadaşlar;
"Valide Sultan'dan boşalan makama gelen Mahfiruz Sultan haremde her gün keyfini sürerken, Kösem Sultan ise günlerdir dairesinden çıkmamaya mümkünse Mahfiruz Sultan'ın yüzünü bile görmemeye çalışıyordu. Handan Sultan'ın ardından aylardır derin bir yas içinde olan Sultan Ahmed ise günden güne validesinin acısını unutmaya çalışıyordu. Lakin validesinin kollarında can vermesi Sultan Ahmed'i bir hayli üzmüştü. Devlet işlerinden kendini mümkünse bir müddetliğine uzak tutmaya çalışıyordu. Halime Sultan ise eline geçen bir fırsat ile Mahfiruz ile birlik olmuş ve onu sanki oyuncağıymış gibi belli etmeden kullanmaya başlamıştı.."
- Önceki bölümümüzde neler yaşandığını hatırladığımıza göre artık yeni bölümümüze kaldığımız yerden devam arkadaşlar;
- 1 Yıl Sonra (6 Aralık 1606)..
İstanbul'da sert bir fırtınalı gün yaşanmaktaydı akşama doğru. Terasından fırtınayı izlemeye duran Sultan Ahmed, validesinin ölümünden sonra aylarca devlet işlerinden uzak kalmış ve devleti bir müddetliğine veziriazamı Sokolluzade Lala Mehmed Paşa'ya ve devletin diğer ileri gelenlerine emanet etmişti. Lakin 1606 yılında Osmanlı-İran savaşına komutanlık etmek için İstanbul'dan ayrılacak olan Sokolluzade Lala Mehmed Paşa, sefere çıkamadan ilerleyen yaşından mütevellit halsiz kalmış ve hastalanıp felç geçirmişti. Hastalığından dolayı fazla dayanamayan Lala Mehmed Paşa 20 Haziranı 21 Hazirana bağlayan gece hayata gözlerini yummuştu. Vefat eden Paşa'nın yerine ise artık yavaş yavaş kendini toparlamaya ve yas döneminden çıkmaya başlayan Sultan Ahmed, hayatı boyunca hep en yakınında olan Kaptan-ı Deryah Derviş Mehmed Paşa'yı veziriazam tayin etmişti. Lakin Sultan Ahmed ilerleyen zamanlarda Derviş Paşa hakkında çıkan ve ağızdan ağıza git gide büyümekte olan dedikodulardan verdiği kararının bir hata olduğunu söylemeye başlamıştı kendi kendine. Fırtınalı gecede terasında durmakta olan Sultan Ahmed Derviş Paşa hakkında çıkan dedikodulara genç yaşından mütevellit inanmış ve derhal ikinci kez Şeyhülislamlığa getirilen Sunullah Efendi'den birkaç gün evvel fetva istemişti. Düşünceli bir şekilde terasta dikilen Sultan Ahmed'in yanına ağlardan birsi gelmiş ve Şeyhülislam Sunullah Efendi'den gelen fetva mektubunu vermişti. Mektubu ağanın elinden alan Sultan Ahmed ağalardan yalnız kalmak istediğini söylemiş ve elleri titreyerek mektubu açmaya, içinde yazanlardan dolayı kokmaya ve tedirgin olmaya başlamıştı.. Zira Sultan Ahmed Derviş Paşa hakkında istediği fetvada Şeyhülislam'ın ne hüküm verdiğini daha görmeden anlamıştı. Bu yüzden de Şeyhülislam'dan gelen mektubu açmakta kokuyordu heyecanından elleri titremeye başlıyordu adeta genç padişahın.. Zira mektubun içinde Derviş Paşa'nın akıbeti hakkında yazan karar İdam kararı idi!..
- 1 Yıl Önce (Ocak 1606)..
Handan Sultan'ın vefatının ardından bir iki ay geçmiş olmasına rağmen genç padişah annesinin ani ölümünden dolayı hala derin bir yas içerisindeydi. Haremde ise Mahfiruz Sultan haremin idaresine gelmesinden dolayı aylardır keyfine diyecek yoktu. Haremde bir valide sultanmış gibi dolaşmaya başlayan Mahfiruz Sultan'nın zafer naralarından artık herkes yavaş yavaş huzursuz olmaya başlamıştı. Haremde neredeyse hergün Mahfiruz Sultan ve Kösem Sultan arasında bir bir münakaşa oluyor artık eski gibi taşlığın orta yerinde karşı karşıya geldiklerinde susup hiçbir şey demeden çekip gitmiyorlardı. Zira ikisi de artık birer şehzade annesi olmuş Mahfiruz ise haremin idaresini alarak yükseldikçe yükselmiş ve Kösem Sultan'dan kurtulmak içinde Halime Sultan ile birlik olup çevirmedikleri oyun kalmamıştı.Haremde Mahfiruz saltanatının keyfini sürerken Sultan Ahmed ise Has Oda'da Derviş Paşa ile birlikte devlet meseleleri ile alakadar oluyorlardı. Osmanlı -İran arasındaki yıllardır süre gelen anlaşmazlık ise hala devam etmekte idi. Kısa zaman içinde bu savaşa son vermek ve sulh ilan etmek isteyen Sultan Ahmed yine her zaman ki gibi zorları başarmak ve ataları gibi ismini tarihin sayfalarına yazdırmak niyetinde idi. Osmanlı ve İran arasında ki savaşlar zorlu ve bir o kadarda can kaybına neden olmaktaydı. Has Oda'da Derviş Paşa ile bu konu hakkında konuşmatlardı. Bu sırada ise içeri gelen ağa Veziriazam Sokolluzade Lala Mehmed Paşa'nın geldiğini haber etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Sırrı: Kösem Sultan
Fiksi Sejarah- Çocuk yaşta Kefolanya Adası'da koparıldığında bütün hayallerine veda etti Nasya. Kaderi, ona hizmetçi olacağını fısıldasa da asi bir denizkızıydı o. Cehennem beklerken cenneti bulduğu Osmanlı Sarayı'nda kraliçe olmaya ant içmişti. Entrikalara, hiç...