Kaderin Sırrı: Kösem Sultan

19.Bölüm "Sultanın Evlat Acısı"

Yeni bölümümüze başlamadan önce isterseniz biraz önce ki bölümümüzde neler yaşanmış bir hatırlayalım arkadaşlar;

"Handan Sultan Safiye Sultan'ın sürgün edilmesinden sonra intikam için kız Fahriye Sultan'ın ölümüne neden olmuş ve bir kadına acı nedir yaşatmak istemişti. En sonunda hain emeline kavuşan Handan Sultan bu gidişle anşlaşılan yolun sonuna gelmek üzere idi. Zira bir valide sultanın yapmadığı bir şey yaparak bir sultanın canına kıymıştı. Hemede osmanlının en güçlü kadınlarından olan Safiye Sultan'ın kızının canına kıymıştı..."

- Önceki bölümümüzde neler yaşandığını hatırladığımıza göre artık yeni bölümümüze kaldığımız yerden devam arkadaşlar; 

Fahriye Sultan'ın ani ve acı ölümü Sultan Ahmed'i derinden etkilemişti doğrusu. Halasının son nefesini veremeyişi acı içinde bağırışları hala aklından çıkmıyordu Sultan Ahmed'in. Kollarında cansız yatan halasını yavaşça yere yatıran Sultan Ahmed birden ayağa kalkarak ağır ve yavaş adımlar ile sessizce Valide Sultan dairesini terk ediyor ve has odaya doğru yürümeye başlıyordu. Sultan Ahmed'in gittiğini gören Kösem ise peşinden koşarak yetişmeye çalışmıştı. Ama Sultan Ahmed kendisinine doğru gelen Kösem'e doğru yüzünü çevirerek kimseyi görmek istemediğini söylemişti.

- Kösem Hatun: Ahmed! Ahmed bekle..

- Sultan Ahmed: Kimseyi görecek halde değilim Kösem! Lütfen yalnız bırak beni!

- Kösem Hatun: Lakin Ahmed..

- Sultan Ahmed: Kösem! Sana kimseyi görmek istemiyorum dedim..Dairene dön şimdi!

Sultan Ahmed'in yüzünü Fahriye Sultan'ın vefatından ötürü korku ve üzüntü kaplamıştı bir anda. Ne yapacağını nereye gideceğini bilmiyordu genç padişah. Zira tahta çıktığı günden beri ölüm kokusu peşini bırakmıyordu bir türlü. Buda Sultan Ahmed'i kahretmeye yetiyordu. Onun bu halini fark eden Kösem Sultan ise Sultan Ahmed'in bu tavrından dolayı gebe olduğunu bir türlü söyleyememişti. Bu sırada ise Valide Sultan dairesinde ağaların yardımı ile Fahriye Sultan'ın cansız bedeni yerden kaldırılıp götürülüyodu cenaze için. Handan Sultan ise yaptığı bu hainlikten dolayı birden bire korkmaya başlamıştı ve kokusunu yüzünde gizlemeyi de başaramıyordu. Handan Sultan'ın bu tuhaf hallerini fark eden Halime Sultan ise yavaşça Handan Sultan'a doğru yaklaşmaya başlamıştı.

- Halime Sultan: Sultanım nedir bu haliniz? Duyanda Fahriye Sultan'ı çok sevdiğinizi düşünür.

- Handan Valide Sultan: Ne demeye çalışıyorsun Halime?

- Halime Sultan: Herkesin malumu üzere Fahriye Sultan zehirlenerek öldürüldü..

- Handan Valide Sultan: Yani.. Düşmanı çokmuş belli ki..

- Halime Sultan: Kendimizi kandırmaya gerek yok bence sultanım.. Fahriye Sultan'nın düşmanı olamayacağını ikimizde biliyoruz. Zira sultanımızı zehirleyen her kimse belli ki validesi Safiye Sultan'dan intikam almak için yapmış olabilir. Başaka türlü bunun izahati de yok!

- Handan Valide Sultan:  Kimse kim ortalığı velveleye verme Halime. Rabbim sultanımızın tahsiratını affetsin!

- Halime Sultan: Amin sultanım amin..

Her halinden Handan Sultan'ın yaptığını düşünmeye başlayan Halime Sultan bu olayı araştırıp oğlunu kafese kapatır gibi bir odaya kapatanlardan intikam almanın vaktinin geldiğini aklına kazımaya başlamıştı. Sultan Ahmed ise has oday girdiğinde karşısında iyileşmiş bir şekilde dimdik ayakta duran Derviş Paşa'yı görür. Derviş Paşa ise Sultan Ahmed'in bu üzgün ve halsiz halini fark edince hemen yanına gelir.