- Yeni bölümümüze başlamadan önce isterseniz biraz önce ki bölümümüzde neler yaşanmış bir hatırlayalım arkadaşlar;
"Mahpeyker, Handan Valide Sultan ile birlik olması ile saraydan ayrılmaktan vazgeçmiş ve sevdiği adam ve doğacak evlatları için hayatına yeni bir adım atmak istemişti. Mahpeyker Hatun'dan ümidini kesen Safiye Sultan ise attığı bir adım ile yine gözlere batmaya devam ediyordu. Hünkar torununa gönderdiği cariye ile iyice arasını açtığı Mahpeyker Hatun'la karşı karşıya gelmiş ve ikilimizin arasındaki savaş başlamıştı. Sevdiği adamı kaybetmek istemeyen Mahpeyker Hatun, hem Safiye Sultan ile hem de onun gönderdiği cariye Calara ile mücadele vericekti.Ya bu savaşı kazanıcaktı ya da sevdiği herkesi kaybedicekti.."
- Önceki bölümümüzde neler yaşandığını hatırladığımıza göre artık yeni bölümümüze kaldığımız yerden devam arkadaşlar;
- Mahpeyker Hatun: Ben Sultanım bu saraya geldiğim günden beri çekmediğim acı ve keder kalmdı. Ben sizi sevmiştim. Size adeta hayran olmuştum. Sözünüzden çıkmayacağıma söz vermiştim. Lakin hata etmişsim. Bana ihanet eden ilk siz oldunuz Sultanım. Ve elbette herşeyinde bir bedeli vardır. Şu an burda size ve kendime bir söz veriyorum Sultanım. Sizin ve de etrafınızdaki herkesin sonunu getiriceğime yemin ediyorum. Başınızdaki tacınızdan parmağınızdaki kudret yüzüğüne kadar tüm malınızı ve mülkünüzü alıcağım..
Duydukları bu sözler ile ayağı kalkan Safiye Sultan az da olsa yüzündeki gülümsemeyi öfkeye çevirdi ve Mahpeyker Hatun'un karşısına dikilere gözlerinin içine baktı. Cevap vermektede gecikmedi.
- Büyük Valide Safiye Sultan: Demek neyimiz var neyimiz yok elimizden alıcaksın öyle mi? Henüz haremde en aşağı mertebede olan bir çocuk için ağır sözler bunlar. Biz kırk koca yıldır bu saraydayız. Ne sultanlar ne paşalar ne beyler gördük biz. Ama işe bak ki şu anda neredeyse hiç birinin bir mezarı dahi yok. Laflarına dikkat et hatun senin karşında öyle alalade birisi yok. Biz ki Safiye Sultan'ız Hünkarımzın Büyük Validesiyiz. Sen kimsinde bizimle böyle konuşabilirsin. Belli ki bizi Handan ve Halime Sultanlarla bir tutmusun. Lakin senin yaptığın en büyük hatada bu olur zaten. Biz onlar gibi değiliz. Onlar acır ama biz acımayız. Onlara ihanet edersin susarlar lakin biz susmayız...Anladın mı bizi? Şimdi defol dairemizden defol!
Safiye Sultan'ın sözlerine aldırış etmeyen Mahpeyker, elindeki meşaleyi yere atıp yavaş yavaş Safiye Sultan'ın üzerine doğru yürümeye başladı ve öfkesini gizlemeden lafına devam etti;
- Mahpeyker Hatun: Bu laflarınız umrumda bile değil Sultanım. Zira siz yapmamanız gereken bir hata yaptınız sultanım ve her hatanında bir bedeli olucak hiç merak etmeyin..
Daha fazla dayanamayan Büyük Valide Mahpeyker'e yaklaştı ve kolundan tuttuğu gibi öfkesinin gözlerinden belli ederek lafını sonlandırdı.
- Büyük Valide Safiye Sultan: Bizi iyi dinle ve aç o kulaklarını. Biz kudderimizi bu yüzükten, cesaretimizi Sultan Murad Han'dan alırken sen kimsinde utanmadan karşımıza geçmiş bizimle böyle konuşabiliyorsun. Haddini bil Hatun! Bülbüll!
- Bülbül Ağa: Sultanımm..
- Büyük Valide Safiye Sultan: Alınn şu hatunuu kapatın bir yere ikinci bir emrimize kadar da sakın çıkartmayınn!
- Mahpeyker Hatun: Bunu bana yapamazsınız Sultanım. Buna hakkınız yokk.. Hem sonra hünkarımıza ne hesap vericeksiniz?
- Bülbül Ağa: Hatun haklı sultanım sonra ne deriz hünkarımıza..
- Büyük Valide Safiye Sultan: Kes sesini Bülbül sana ne diyorsam onu yap hem hünkarımız Clara Hatun'un yanında mutlu iken Mahpeyker mi aklına düşücek.. Haftalardır yüzüne bile bakmıyor öyle değil mi? Şimdi atın şu bir yere..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Sırrı: Kösem Sultan
Ficción histórica- Çocuk yaşta Kefolanya Adası'da koparıldığında bütün hayallerine veda etti Nasya. Kaderi, ona hizmetçi olacağını fısıldasa da asi bir denizkızıydı o. Cehennem beklerken cenneti bulduğu Osmanlı Sarayı'nda kraliçe olmaya ant içmişti. Entrikalara, hiç...