Yeni bölümümüze başlamadan önce isterseniz biraz önce ki bölümümüzde neler yaşanmış bir hatırlayalım arkadaşlar;
"Yaptığı hatasından dolayı saraya Sultan Ahmed'in emrini hiçe sayıp geri dönen Mahfiruz Sultan Kösem Sultan'ın karşısına çıkarak asıl savaşın yeni başladığını söylemişti. Yılların geçmesi ile bambaşka bir yer haline gelen sarayda ise mutlu bir bayram sabahına uyanmıştı harem halkı. Büyük bir ziyafet düzenleyen Sultan Ahmed ise yıllardır bir oda da tuttuğu kardeşi Şehzade Mustafa hakkında da mühim bir karar vermişti.."
- Önceki bölümümüzde neler yaşandığını hatırladığımıza göre artık yeni bölümümüze kaldığımız yerden devam arkadaşlar;
Bayram sabahı ile güzel bir güne başlamış olan saray halkı Sultan Ahmed'in emri ile Has Bahçe'de ki ziyafet için hazırlık yapıyorlardı. Evlatları ile bayramlaşan Kösem Sultan onlara doya doya baktıktan sonra yanı başında beklemekte olan Lokman ağaya doğru yüzünü çevirerek ondan rahmetli Handan Sultan'ın seneler evvel kendisine hediye ettiği Hürrem Sultan'ın tacını hazırlamasını istemişti.
- Haseki Kösem Sultan: Lokman!
- Lokman Ağa: Emredin Sultanım..
- Haseki Kösem Sultan: Seneler evvel rahmetli Valide Sultanımızın bana hediye etmiş oldukları Hürrem Sultan'ın tacını söyle hazırlasınlar.. Has bahçeye hünkarımızın huzura o taç ile çıkmak isterim..
- Lokman Ağa: Derhal kalfalara söyler hazırlarlar Sultanım..
- Haseki Kösem Sultan: Alaa.. Evlatlarım, benim güzel şehzadelerim, sultanlarım hadi hünkarımızı daha fazlabekletmeden has bahçeye gidelim..
Kalfaların hazırlayıp getirdikleri Hürrem Sultan'ın tacını eline alıp yavaşça başına takan Kösem Sultan evlatlarını da yanına alıp Has Bahçe'ye Sultan Ahmed'in yanına gitmek için ayaklanmış ve dairesinden çıkıp taşlığa doğru ilerlemeye başlamışlardı. Taşlıktan Has Bahçe'ye doğru yürümekte olan Kösem Sultan ve evlatları yolda Mahfiruz Sultan ve evlatları ile karşılaşmışlardı. Mahfiruz Sultan ile yalnız görüşmek isteyen Kösem Sultan evlatlarından Has Bahçe'ye gitmelerini istemişti.
- Haseki Kösem Sultan: Mehmedim hadi kardeşlerini de alıp has bahçeye hünkarımızın yanına gidin. Hünkarımızı daha fazla bekletmeyin!
- Şehzade Mehmed: Peki validem..
- Haseki Mahfiruz Sultan: Osmanım hadi sende kardeşlerinle birlikte hünkar babanın yanına git bir an önce. Bende birazdan yanına geleceğim..
- Şehzade Osman: Emredersiniz validem.
- Haseki Kösem Sultan: Maşallah Şehzaden Osman her gün biraz daha büyümeye devam ediyor Mahfiruz.. Hazır evladın yanındayken onun kıymetini bil. Maazallah belki bir gün yine ayrılmak zorunda kalırsın..Zira o Safiye Sultanına daha fazla yakınlık kurmaya devam edersen seninde sonun onun gibi olacak belli ki!
- Haseki Mahfiruz Sultan: Beni iyi dinle Kösem yıllar evvel sürgün döndüğüm vakit sana bir şey söylemiştim. Hala hatırlıyorsundur eminim..Zira hala senin o biricik hünkarını elinden alacağımı zannediyorsun! O gün söylediğim şeyle seneler geçmiş olsa da hala geçerli Kösem! Senin o pek kıymetli aşkın umurumda bile değil. Ayrıca bir daha da sakın ama sakın beni tehdit etmeye kalkma! Senin karşında cariyen yok anladın mı beni? Şimdi müsade edersen şehzadem Osman beni bekler..
- Haseki Kösem Sultan: Unutma Mahfiruz! Tahta güçlü olan çıkar! Evvela validesi güçlü olan! Ve o güç sende yok!
- Haseki Mahfiruz Sultan: Bende yok belki.. Lakin saraya köklerini salmış bir Sultanın var!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Sırrı: Kösem Sultan
Historical Fiction- Çocuk yaşta Kefolanya Adası'da koparıldığında bütün hayallerine veda etti Nasya. Kaderi, ona hizmetçi olacağını fısıldasa da asi bir denizkızıydı o. Cehennem beklerken cenneti bulduğu Osmanlı Sarayı'nda kraliçe olmaya ant içmişti. Entrikalara, hiç...