- Yeni bölümümüze başlamadan önce isterseniz biraz önce ki bölümümüzde neler yaşanmış bir hatırlayalım arkadaşlar;
"Sultan Ahmed'i görür görmez aşık olan küçük Anastasia, o anlığına sanki herşeyi unutmuştu. Yaşadığı acıların ve kederlerin gördüğü o geç çocukla birlikte tamamen unutmuştu o an. Bu sırada ise Safiye Sultan artık ayağına dolanan Handan Valide Sultan kurtulmak için kurduğu haince planını devreye sokmaya hazırlanıyordu. Handan Sultan ise başına geleceklerden habersiz bir şekilde oğlunun bir anda meftun olduğu kızla yani Anastasia ile konuşmak için yanına çağırtmıştı. Anastasia gelmeden önce Safiye Sultan'ın ağalarının içeriye dalıp Handan Sultan'ı öldürmeye kalkmaları o esnada dairenin önüne gelerek sesleri işiten ve olanlara şahit olan küçük kızın çığlığını basması ile Safiye Sultan'ın tüm planı mahvolmuştu. Handan Sultan ise bu yaşadıklarının tek sebebinin Safiye SSultan lduğundan emindi lakin elinde delil olmadığı içinde Büyük Valideyi itham edmiyordu. Ama aslında saraydan göndermek için çağırttığı küçük kıza bu olay ile bir anda nefreti sevgiye dönüşmüştü. Zaten Anastasia yaşadığı bu kabus dolu geceden sonra anlamıştı ki bu saray onunda elinden merhametini alıcaktı. Kendince düşünen Anastasia buna engel olmanın bir yolu olduğunu biliyordu. Ailesinin yanına dönmek. Ama nasıl? "
- Önceki bölümümüzde neler yaşandığını hatırladığımıza göre artık yeni bölümümüze geçebiliriz arkadaşlar;
Bu kabus dolu gecenin ardından saraya doğan sabah güneşi herkesin içini bir nebze olsun rahatlatmıştı. Yaşanan korkunç olaydan sonra gözünün sabaha kadar kırpmayan Valide Sultan henüz oğluna hiçbir şey söylememişti bile. Onun gibi uyumayanlardan biriside bu olaya neden olan Safiye Sultan idi. Başarısız olan planının ardından kendisinin yaptığına dair tüm delillerden kurtulmuştu. Lakin aklını kurcalayansa başka bir şeydi, Anastasia! Dah fazla düşünmeyen Safiye Sultn ağlara derhal Anastasia'yı yanına getirmelerini emretmişti.. Haremin bir köşesinde gözyaşı döken küçük kız evine dönmek istiyor ama kimden yardım istese tersleniyordu. Huzuru ise sadece genç padişahın yanında buluyordu. O esnada ise ağaların hızlı ve sert adımlarla gürültülü bir şekilde girdikleri haremde her yerde Anastasia'yı aramaya başlamışlardı. En sonunda buldukları küçük kızı zorla kolundan yakaladıkları gibi yerlerde sürükleyerek Safiye Sultan'ın dairesine doğru götürdüler. Canın yanan ve acı çeken Anastasia kendisini bırakmaları için ağalara ağlayarak yalvarıyor ama birşey fayda etmiyordu. Anastasia'nın ise bu hallerine haremde onu sevmeyenler sevinirken onu sevenler ise peşinden koşmaya çalışmışlardı lakin ağaların engelleri ile Anastasia'ya yardım edememişlerdi. Zorla Safiye Sultan'ın yanına getirilen küçük kızı ağlar Safiye Sultanın önüne atmışlardı. Ona iyice bakan Safiye Sultan elini Anastasia'ya uzattı nazik bir şekilde başını kaldırdı ve gözlerinin içine bakarak ona şu sözleri söyledi;
- Büyük Valide Safiye Sultan: Dün yaşananları sende biliyorsundur hatta bizzat şahit olmuşsun. Şu küçücük yaşında hiç mi korkmadın? Sende ki bu cesaret kimde olmuş bu zamanlarda ay yüzlü güzel Anastasia..
- Anastasia: Sultanım ne olur artık sıkıldım dayanamıyorum bırakın artık gideyim. Daha ne kadar acı çekmem gerek?
- Büyük Valide Safiye Sultan: Hıı. Hala bana bunu mu soruyorsun Anastasia. Bak sana daha önce de söylemiştik ki, senin evin artık burası diye. Hatta haremde kalmaya başladığına göre sana bir isim koymamızda icap eder.
- Anastasia: Ben başka isim istemiyom ki Sultanım. Ben Anastasia'yım ben başkası olmak istemiyorum..
- Büyük Valide Safiye Sultan: Dün yaşananları sende biliyorsun Anastasia sen o Handan'ın yerinde olmak istermiydin. Bizce istemezdin. Zira kimse istemez boynuna bir ip geçirilerek öldürülmeyi. Bak Anastasia eğer sözümüzden çıkmaz bizi dinler her dediğimizi yaparsan sana bu sarayı cennete çeviririz. Tamam mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Sırrı: Kösem Sultan
Historical Fiction- Çocuk yaşta Kefolanya Adası'da koparıldığında bütün hayallerine veda etti Nasya. Kaderi, ona hizmetçi olacağını fısıldasa da asi bir denizkızıydı o. Cehennem beklerken cenneti bulduğu Osmanlı Sarayı'nda kraliçe olmaya ant içmişti. Entrikalara, hiç...