Multimedya Buğlem.
Aklım karışmıştı.
"Ne düşmanları Pars?"
"Bak Derin, bu konu sana anlatamayacağım kadar karışık ve emin ol bilmek istemezsin."
Bir şey söylemedim. Sanırım anlatmak istemediği bir konuydu. Bana o kadar kötü bakmışlardı ki onları unutamıyordum. 2 kız, 3 erkek vardı. Ve Parstan nefret ediyor gibilerdi. Parsta onlara dostça bakmıyordu. Bu arada bir apartman dairesine gelmiştik. Beni önden ittirdi ve kendisi de arkadan geldi. İçeride birileri vardı. 2 kız, 2 erkek. İçeri girdiğim anda hepsi bana ters ters baktılar. Bu kızlar geçen gün kafenin camından bana bakan kızlardı. Ve diğerleri de Parsla birlikte kafeye gelen çocuklardı. Beni boşverip konuşmaya başladılar.
"Ne oldu Pars?"
"Onlarla karşılaştık."
"Ne?"
" Biz Derinle ormanda piknik yapıyorduk ve karşımıza çıktılar. "
Kızlardan bir tanesi ayağa kalktı ve sinirle:
"Onu da tehlikeye attın öyle mi?"
"Onu görmelerini istemezdim."
"Ama gördüler ve artık onlar için bir hedef."
Pars sinirli gözüküyordu.
"Bak Buğlem kimseyi isteyerek tehlikeye atmam biliyorsun."
"Bilmem ne fark eder?"
Pars bir şey söylemedi ve beni de çekerek evden çıktık. Kızları sanki onların beni görmesi değil de benim Pars'a yakın olmam rahatsız etmiş gibiydi. Oturdukları ev kafeye uzak ve ara sokaklardaydı. Bu yüzden Parstan beni kafeye bırakmasını istemiştim. Kafeye ulaştığımızda Alkimin bakışları arasında içeri girdik. Pars kahve içmek istemişti. Ben de bunu onunla olanlar hakkında konuşmak için bir fırsat olarak gördüm ve kahveleri hızla hazırlamaya başladım. Kahveler hazır olunca karşısına oturdum ve ona sormaya başladım.
"Onlar kimdi Pars?"
"Bilmek istemezsin dedim."
"Peki o zaman evdekiler kimdi?"
"Arkadaşlarım."
Gergin görünüyordu.
"Arkadaşların benden pek hoşlanmamış gibilerdi."
"Nereden çıkarttın bunu?"
"Kızlar bana çok kötü bakıyorlardı."
"Her zaman öyleler. "
Verdiği kısa cevaplar konuşmak istemediğini gösteriyordu. Ben de fazla üstelemedim ve kaşığımla oynamaya başladım. Ama onlar her kimse bizi çok rahatsız edecek gibilerdi. O sırada kapı açıldı ve içeri giren kişi beni 6 yıl önceye götürdü. Donup kaldığımı fark eden Pars kafasını kapıya çevirdi. Alkimle birbirimize baktık. Kapıdaki kişide bize bakıyordu. Gelen kişi müdire Ayşe hanımdı..
Pars'a sadece müdire olduğunu fısıldayabildim. Yanımızdaki masaya oturunca güçlü olmam gerektiğini düşünüp siparişini almak için yanına gittim.
"Mutlu görünüyorsun Derin."
"İki dakika öncesine kadar öyleydim."
"İğneleyici laflar, tiksinir gibi bakan gözler. Değişmemişsin hâlâ benden nefret eden o küçük kız gibisin."
"Nefret eden ben değildim efendim sizdiniz."Pars ve Alkim bizi izliyorlardı. Sipariş vermedi ve çantasını alarak ayağa kalktı. Bana son bir kez bakarak arkasını döndü ve gitti. Tuttuğum nefesimi yavaşça vererek Alkim'e doğru döndüm. Yanıma gelip sarıldı. Ben de ona sarıldım. Pars ufak bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Ben de ona gülümsedim ve yavaşça Alkim'den ayrıldım. Pars da yavaş adımlarla yürüdü ve kapıyı açtı.
"Senin için pek hoş günler değil."
"Maalesef öyle."
"Sonra telafi edelim olur mu?"
Evet anlamında kafamı salladım. Bu çocuk moralimi düzeltmeyi hemen başarıyordu. Yüzüme yerleşen gülümsemeyle içeri girdim. Bugün kafe pek dolu olmadığından yukarı Köpüğün yanına çıktım. Onu biraz sevip oynadıktan sonra yatağa uzandım. Bugün kendimi çok yorgun hissediyordum. Hemen uykuya daldım.*****
"Derin."
Anne? Anne neredesin?
"Seni çok özledik Derin"
Baba? Lütfen yanıma gelin size ihtiyacım var.
"Biz her zaman yanındayız"
Anneme doğru koşmaya başladım. Ben ona yaklaştıkça uzaklaşıyor gibiydi.
"Seni seviyoruz kızım."
İşte yine gidiyorlardı. Beni yine yalnız bırakıyorlardı.*****
Sıçrayarak uyandım. Terlemiştim ve gözlerim dolmuştu. Onları zaman zaman rüyamda görüyordum. Ama benimle ilk kez konuşuyorlardı. Onları çok özlüyordum. Ağlayacağımı anladığımda yastığa kafamı bastırdım. Bu rüya beni çok etkilemişti. Tekrar uyuyamayacağımı anladığımda kalkıp pencereye doğru yürüdüm. Şafak söküyordu. Huzur verici bir görüntü vardı. Bende keyfini çıkarmaya karar verdim. Ne kadar hâlâ rüya aklımda olsa da etkisinden çıkmak için kafamı dağıtacak şeyler yapmalıydım. Bende pencereden uzaklaşarak aşağı indim ve kafeyi düzenlemeye başladım.
*****
2 saat sonra Perihan teyze ve Alkim benim erkenden kalktığımı görünce şaşırdılar. Bense gülümseyerek kahvaltıyı hazırlamaya devam ettim. Birkaç dakika sonra onlar da bana yardım etmeye başladılar ve kahvaltımızı yaptık. Bugün Parsların oturduğu eve gidip konuşacaktım. Benim yüzümden arkadaşlarıyla arası bozulmuştu. Düşmanlar kim öğrenecektim.
*****
Uzun süren bir aramadan sonra sonunda evi bulmuştum. Zile basıp beklemeye başladım. Kapıyı adının Buğlem olduğunu öğrendiğim kız açtı. Bana sinirli ve meraklı bir şekilde bakmaya başladı. Yanından sıyrılarak içeri geçtim.
"Konuşmamız gerek."
"Ne konuşalım?"
"Düşmanlarınız kimdi?"
"Neden soruyorsun?"
"Çünkü benim yüzümden aranız açılsın istemiyorum."
"Senin yüzünden aramız açılmaz merak etme."
"Anlatacak mısın?"
"Bilmek istemezsin."
"Neden hepiniz ezberlemiş gibi aynı şeyi söylüyorsunuz? Neden öğrenmemem gerekiyor?"
"Seni korumaya çalışıyoruz."
"Ben kendimi korurum. Sadece anlat."
"Sen bilirsin. Bak biz senin gibi normal insanlardan değiliz tamam mı? Yani farklıyız. Düşmanlarımız da öyle. Derin biz-"
"Buğlem!"
İkimiz de yavaşça arkamıza döndük ve Parsla göz göze geldik. Gözlerinden ateş fışkırıyordu. Beni kolumdan çekerek evden çıkardı. Buğlem bile endişeli bakıyordu. Beni motora bindirerek son hız sürmeye başladı. Yine o ormana gelmiştik.
Sinirle kaskını çıkardı ve bana bağırmaya başladı.
"Neden öğrenmek istiyorsun? Zaten tehlikedesin ben seni korumaya çalışırken neden işimi zorlaştırıyorsun?"
"Ben kendimi koruyabilirim."
"Yapamazsın daha onları tanımıyorsun bile."
"Anlat o zaman."
"Anlayacaksın. Bunu kendin anlayacaksın."Motoruna binip uzaklaşırken ormanın içinde kalakalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALIN (TAMAMLANDI)
Fantasy#fantasy #1 09.05.2018 Fantastik #2 20.12.2017 Şimdi, kitabın kapağını kaldırıyorum. "Anne, bunun gerçek olduğuna inanmıyorsun değil mi?" Gülümsüyorum. "Gerçek hayat, bu kitabın bir cümlesini bile yansıtmıyor. Okul, böyle şeylere izin vermiyor...