Merhaba arkadaşlar! Öncelikle destekleriniz için teşekkürler. Her yorumunuzu okuduğumda yazma isteğim daha çok artıyor. Bu arada yeni kapak hakkındaki görüşlerinizi yazarsanız sevinirim. Hepinizi seviyorum. Görüşmek üzere.
*****
Ormanın derinliklerinde, beynim uyuşurken Okan'ın geldiğinin farkındaydım. Elimdekinin ne olduğu hakkında bir fikri yoktu. Sadece sarsıyordu. Ayağa kalktım ve arabaya gidip bekledim. Birkaç saniye sonra geldi ve arabayı çalıştırdım. Kağıdı elimde buruşturmuştum ve sıkı sıkı tutuyordum. Evin kapısına gelince Okan'a inmesini söyledim. Sonra Pars'ın evine sürdüm. Bunun hakkında konuşmamız gerekecekti.
Arabayı durdurup eve girdim. Yalnızdı. Önce gülümsüyordu ama sonra ciddileşti.
"Ne oldu?" Sanki bir şeyler olduğunu hissetmiş gibiydi. Buruşturduğum kağıdı kucağına bıraktım. O açarken izliyordum. Güzel yüzünün donuklaşmasını izliyordum. Hatırlıyordu. Seneler önce olan her şeyi hatırlıyordu.
"Bunu nereden biliyorsun?"
"Ne fark eder?" Sinirli konuşmaya çalışmıştım ama sadece fısıldayabilmiştim.
"Bunun ne demek olduğunu biliyorsun değil mi? Bana bunu nasıl yaparsın?"
Elini bana doğru uzattı. Geri çekildim.
"Konuşmak istemiyorum."
Evden çıktım. Arabamın koltuğuna oturduğumda daha fazla dayanamadım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Şu an, hayatımın bir kurmaca olduğunu hissediyordum. Gökyüzü, sanki içinde hapsolduğum bir oyun alanıydı ve ben sürekli yeniliyordum. Beni destekleyen tek kişi de Alkimdi. Çoktan en yakın arkadaşım olmaktan çıkmıştı, o benim kardeşimdi ve şimdi gitmek istediğim yer onun yanıydı.
Kafede birkaç kişi vardı. Merdivenlerden yukarı çıkıp yatağa uzandım. Alkim aşağıdaydı. O çıkana kadar hiçbir şey düşünmek istemiyordum ama kağıt aklımdan çıkmıyordu. Allahım, bunu benden nasıl saklardı? İnsan biraz sevse yapabilir miydi bunu?
"İyi misin?"
Alkim gelmişti. Kafamı hayır anlamında salladım. Yanıma oturdu ve saçlarımı yüzümden çekti.
"Ne oldu?"
Ona sarıldım. Her şeyi anlatırken gözlerini yere dikmiş beni dinliyordu.
"Bunu saklaması korkunç ama biraz onu düşün. Seni kaybetmeyi göze alabilir mi?"
"Yapma."
"Sen ne yapacaksın?"
"Onu görmek istemiyorum."
Bir şey demeden aşağı indi. Uyumak istiyordum. Uyuyup birkaç gün uyanmamak. Ama uyandığımda ne olsun istiyordum onu da bilmiyordum. Gözlerimi kapattım.
"Yine karanlık bir yerde uyanmıştım. Rüyalara alışmıştım ama bu sefer hareket edemiyordum. Bu korkutucuydu. Biraz sonra görüş alanıma birisi girdi. Sakalları yeni çıkmaya başlamış gibiydi ve kollarının cılızlığından genç olduğu anlaşılıyordu. Rüyamda bile bu gülüşü tanırdım. Bu Parstı. Yanında birileri vardı ama onları tanımıyordum. Sonra Pars yaklaşıyordu. Sesi bulmak için.Bağırmak istedim. Hayatını değiştirecek bir hata yapıyordu. Sesin geldiği yer, benim olduğum yerdi. Ses, babamın tuzağıydı. Vampir Pars'ın arkasındaydı ve babam bir avcının almaması gereken riski alıyordu. Kötü bir şeyler olduğunu anlamıştı ama geri çekilmek için geçti. Vampir çoktan onu kalkan edinmişti. Babamın attığı zehirli ok, Pars'a denk gelmişti ve bu onu değiştirmişti. Safkan bir kurt adam, kolay etkilenmezdi ama avcılar bu zehri yaparken bize yardım etmişlerdi ve kendi kanlarını vermişlerdi. Bu onların zayıf noktasıydı. Diğerleri çığlık atarak kaçarken vampir ağaçların arasında saniyeler içinde kaybolmuştu. Babam hatasını fark edince ona bakamadan geri gitmişti. Ben Pars'a bakarken mekan değişti. Arabanın içindeydim. Ön koltukta ise anne ve babam vardı. Onlara dokunmak istedim ama sadece izleyebiliyordum. Kıyafetlerinden geceyi hatırladım. Ölüme sürdükleri geceydi. Biraz ilerideki levhanın yanında kaza yapacaklardı. Annemin gülüşüne son kez baktım. Araba takla attı ama bu babamın hatası değildi. Arabanın üstünde bir güç vardı. Ön camdan bize bakan gözler, yetimhanede penceremden ormana bakarken gördüğüm gözlerdi. Onun gözleri."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALIN (TAMAMLANDI)
Fantasy#fantasy #1 09.05.2018 Fantastik #2 20.12.2017 Şimdi, kitabın kapağını kaldırıyorum. "Anne, bunun gerçek olduğuna inanmıyorsun değil mi?" Gülümsüyorum. "Gerçek hayat, bu kitabın bir cümlesini bile yansıtmıyor. Okul, böyle şeylere izin vermiyor...