32.BÖLÜM:ANNE

18K 747 32
                                    


 Merhaba! Yeni bölüme geçmeden önce hepinize kocaman sarılıyorum. Her bölümde yorumlarla beni mutlu ettiğiniz için. Fazla uzatmadan bölüme geçiyorum. Kendinize iyi bakın.

*****

   Kadının cesedinin cehenneme gitmesini umarak oradan ayrıldık. Çocuk büyük ihtimalle gururlu hissediyordu zaten bunu belli ediyordu. Ama annesi... kadında bir sorun vardı. Avcılar, her başarılı avdan sonra olduğu gibi bağırıyor, birbirlerini alkışlıyordu. Ama kadın ve adam çocuğa soğuk davranıyorlardı. Sorunlarına karışmak istemedim. 

 "Seni bırakalım mı?"  Yorgun bir ifadeyle bunu soran avcıya döndüm. 

"Gerek yok. Kendim gidebilirim. Arabam var."

  Pars'ın arabası olduğunu söylemedim. Kurt adamların onlara bir zararı yoktu ama geçmişten gelen bir sebepten dolayı iyi anlaştıklarını söylenemezdi. Yıllar önce, yine bir av sırasında kurtlar ve avcılar birliktelerdi. Evet o olaydan önce vampir avlarına karşı birlik olurlarmış. Av sırasında bir kurdun pençesi avcıyı yaralamış ve avcı iyileşememiş. O olaydan sonra da avlarda avcılar tek çalışmaya başlamış. Şu an aralarında bir sorun olmamasına rağmen soğuklardı. Bunları bana Alpaslan Bey anlatmıştı. İlk ölümü haber veren ve aile yakınlarımızdan olan bir avcıydı. Ona da çok şey borçluydum. Bu arada eve gelmiştim.

 İçerinin kalabalık olduğunu görünce kaşlarım çatıldı.

 "Bu evde olan her şeyi neden her seferinde en son ben öğreniyorum?"

"Gel."  Pars'ın sesi sıkıntılıydı. Salona göz gezdirdim. Kadro tam olduğuna göre bir şey oluyordu. 

"Sorun ne?"

 Barlas'ın arkasından gelen yeşil gözlü güzel kadın aslında sorun olduğunu açıklıyordu. Pars sert olmaya çalışır gibi bir sesle konuştu.

"Bu kadın Derin. Benim annem."

                         *****

 "Bilemiyorum."

 "Neyi bilemiyorsun? O kadın annem. Dedikleri doğru olmalı."

 "Annene saygım sonsuz ama garip gibi. Yani..."

 "Derin o benim annem. Sözlerine dikkat etsen olur."

 "Peki. Ama biliyorsun bizim dünyamızda kimseye güvenemeyiz."

 Kapıyı arkamdan çarparak çıkmıştım ki annesiyle karşılaştım.

"Derin."

"Merhaba."

"Oğlumla ne konuşuyordun?"

"Oğlunuzun her konuşmasını kayıt altına falan mı alıyorsunuz?"

 Gülümsedi.

"İzninizle odama gidebilir miyim?"

"Tabii." Yanından geçerken kolundaki değişik şekil gözüme çarptı. Diğer kurtlarda görmediğime emindim ama bu şekil tanıdıktı.

  Görünüşe göre ikimizde birbirimizden hoşlanmamıştık. Pars'ın annesi daha tatlı bir kadın olabilirdi. Odaya gittiğimde Alkim beni bekliyordu.

 "Ondan hoşlanmadın değil mi?"

 Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Kadında bir terslik var gibi."

"Biz de aynı şeyi düşünüyoruz. Ama kimse bunu Pars'a söylemeye cesaret edemiyor."

"O da kabul etmiyor zaten."

BALIN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin