Merhaba arkadaşlar! Yeni bölüme hoş geldiniz. Beğenirseniz oy verip yorum yapmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın.
*****
Gözlerimi açmak istemiyorum.
Artık karanlıkta uyanmak istemiyorum.
Karşımda, ne kadar zamandır bekliyor bilmiyorum.
Gözyaşlarım akmaya başladığında hırsla ayağa kalkıyorum ama burası tahmin ettiğim gibi değil.
Her şey o kadar güzel ve özenli ki bir insan burada rahatça yaşamını sürdürebilir. Siyah ve beyazın muhteşem uyumunu kullanmış. Genişçe bir oda. Pencereden bakıldığında yüksek bir yer olduğu anlaşılıyor. Burası adam kaçırmaya hiç müsait değil. Ah, ama o bir Tanrı. Veya her neyse. Bu tam olarak ona uygun. Bileklerimde izler, en azından ufak bir acı bekliyorum ama canım yanmıyor. Çok huzurluyum.
"O nerede?" Arel ile son anılarım aklıma gelince ürperiyorum.
"Gayet iyi. Ama 13. günün sonunda öyle olacağını sanmıyorum."
13. gün mü? Neler saçmalıyorsun yine?
"Bir şeyi unutuyorsun. İçinden söylediğin şeyleri de duyabiliyorum."
"Ne demeye çalışıyorsun?"
Yine aynı tahtta oturuyor. Benimle konuşurken ben yokmuşum gibi davranması beni deli ediyor.
"Siz insanlar, gerçekten çok aptalsınız."
Başıyla dışarıyı işaret ediyor.
"Hükümetleriniz çarpışıyor. Sizler para, şan, şöhret için neredeyse birbirinizi kıracaksınız. Geçmişiniz veya geleceğiniz zerre kadar umrunuzda değil.
Savaşıyorsunuz. Sevdiğiniz insanlar ölüyor. Sevdiğiniz diyorum, çünkü bir çıkarınızın olmadığı kimseyi sevmiyorsunuz. Umursamıyorsunuz. Sahiden, zamanın başından beri varım ve hayret ediyorum. Bir ırk, bu kadar acımasız ve bencil olabilir mi? Şu bulutlara, güneşe ve aya bakıp gülümsemeyi unutmuşsunuz. Türlü türlü boktan dertlerinizin içinde boğulup giderken, dönüşümü hissedemiyorsunuz."
Masanın üzerindeki kağıt para destesini işaret ediyor.
"Şunun için nelerden vazgeçiyorsunuz? Sırf buna sahip olmak için binlerce çocuğun gözyaşı dökmesine, kalpleri kırık uyumalarına izin verenleriniz var ya, onlar karşısında Tanrı'nın bile gözleri doluyor."
"Yaratılırken böyle canileşeceği bilinse, can üflenir miydi onlara?"
"Benden ne istiyorsun? Sitemlerin beni etkilemiyor."
Bıkkınca gülüyor.
"Tabii ya, neden etkilesin? Sen de onlardan birisin."
"Ben kimsenin canını yakmadım."
"Yakacaksın." Az önceki dalgın hali, yerini ciddiyete bıraktı.
"Kendinden korktuğun oldu mu hiç?"
Cevap vermedim çünkü biliyor.
"Oldu, tabii oldu. Herkesin içinde simsiyah bir tomurcuk filizlenmeyi bekliyor. Sen, sadece farklısın. Çok farklısın. İzin veremem."
Ayağa kalktığı sırada, ondan ne kadar etkilendiğimi fark ediyorum.
"Neye izin veremezsin? Lanet olsun, söyle her şeyi ve ne yapacaksan yap."
"Seni bırakıp gitmek istiyorum, senden nefret eden herkes gibi, ki sayıları oldukça fazla, seni çok seviyorum. Ama göreceğiz. 13 gün sonra göreceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALIN (TAMAMLANDI)
Fantasy#fantasy #1 09.05.2018 Fantastik #2 20.12.2017 Şimdi, kitabın kapağını kaldırıyorum. "Anne, bunun gerçek olduğuna inanmıyorsun değil mi?" Gülümsüyorum. "Gerçek hayat, bu kitabın bir cümlesini bile yansıtmıyor. Okul, böyle şeylere izin vermiyor...