Merhaba arkadaşlar! Diğer bölüme gelen yorumlar beni çok mutlu etti. Hepinize teşekkürler. Şimdi sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum. Hepinizi seviyorum.
*****
Barlas geminin hızını arttırmış, büyük bir ciddiyetle kullanmaya devam ediyordu. Pars, Ege'yi aramış, intikamcıların da burada olduğunu haber vermişti. Taşa göz kulak olmaları şu an çok önemliydi. Garip bir şekilde şu an korkmuyordum. Aksine damarlarımdaki adrenalin, bir an önce onlarla karşılaşmayı ve suyu aldığımızda yüzlerinde ifadeyi görmek için can atıyordu. Bu arada Çukur'a gittikçe yaklaşıyorduk. Hava iyice soğumuştu ve bir girdaba çekiliyormuşuz gibi gemiyi kullanmak zorlaşıyordu. Bu durumu Pars da fark etmişti.
"Barlas, başlıyor değil mi?"
Barlas kafasını salladı. Tamam, şimdi biraz endişelenmeye başlamıştım. Eğer intikamcılarla karşılaşmak zorunda olsaydım bu kadar endişeli olmayabilirdim. Ama şu an beni Çukurda bekleyen şeyler büyük bir karadelik gibiydi. Ve bilinmezlik, beni her zaman korkutan bir şey olmuştur. Karanlıktan korkmamız gibi. Aslında karanlıktan değil de içinde bizi bekleyen şeylerden korkarız değil mi? Bilinmezler çünkü.
"Derin, beni duyuyor musun?"
Pars'ın sesi beni gerçekliğe döndürdü.
"Evet, sadece dalmışım." Gülümsememe karşılık olarak o da gülümsedi.
Ufak bir sarsılmayla Pars'a sarıldım. Sonra daha şiddetli bir sarsılma ve bir sarsılma daha...
"Bir girdaba doğru sürükleniyoruz."
Barlas'ın sesi o kadar korkusuz çıkmıştı ki bana da cesaret vermişti. Ama Alkim o cesaretten pek faydalanmıyor gibiydi.
"Bu girdaba girmek zorunda mıydık?"
Barlas'ın attığı ters bakışla Alkim sustu. Biraz daha sürüklendikten sonra sanki hiç girmemiş gibi gemi durdu. Ama kafamın içindeki sesler de neyin nesiydi?
Başlarda görmezden gelmeye çalışmıştım ama şu an sesler dayanılmaz bir hale gelmişti. Ellerimi başımın iki tarafına koyarak yere çöktüm. Pars hemen yanıma gelmişti.
"Derin, beni duymaya çalış. Bu sadece Çukur'un bir oyunu tamam mı? Sesime odaklan."
"Pars, bu sesler dayanılmaz."
"Biliyorum, ama sadece bana odaklanmaya çalış. Eğer onları duymazsan bir süre sonra gidecekler."
Dediği gibi yapmayı denedim. Ama kesinlikle çok zordu. Sesler o kadar güçlüydü ki Pars'a odaklanmakta zorlanıyordum. Ama Pars'ın bir cümlesi odaklanmamı kolaylaştırdı.
"Tanıştığımız günü hatırlıyor musun? Üstüme kahve dökmüştün. O kadar utanmıştın ki... Kesinlikle çok masum ve sevimli gözüküyordun. Ve tabii ki güzel."
O günü hatırlıyordum. Zaten hiç unutmamıştım. Utanmıştım ama çok etkilenmiştim. Sonra tanışmıştık ve bana cenneti yaşatmaya başlamıştı. Pars'a yaklaşırken kafamdaki seslerin sustuğunu fark ettim.
"Gittiler."
Pars gülümsedi. Alkim bize bakıp gülümsüyor, Barlas ise bizi görmemiş gibi gemiyle uğraşıyordu. Barlas böyleydi işte. Aşk olan yerlerden uzak dururdu. Eskiden bir kalp kırıklığı yaşayıp yaşamadığını merak etmiştim.
"Çukur'un oyunları yeni başlıyor."
"Bunları etkilenmeden atlatmanın bir yolu yok."
"Olmak zorunda. O suyu alıp döneceğiz ve taşı iyilik için kullanacağız."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALIN (TAMAMLANDI)
Fantasy#fantasy #1 09.05.2018 Fantastik #2 20.12.2017 Şimdi, kitabın kapağını kaldırıyorum. "Anne, bunun gerçek olduğuna inanmıyorsun değil mi?" Gülümsüyorum. "Gerçek hayat, bu kitabın bir cümlesini bile yansıtmıyor. Okul, böyle şeylere izin vermiyor...