PLANN

249 81 4
                                    

Multide:Enes ve Ender bölümü okuyunca anlarsınız:)

"Elis hadi kalk geldik." "Off yaa tamam" diyip başımı Aras'ın dizinden kaldırdım. Şu hayatta başaramadığım tek şey erken kalkmaktı. Mete arabayı park ettiğinde hepimiz arabadan indik.

Okul bahçesine girmemizle Serkan ve Berkan yanımıza geldiler. Onları görmenin şokuyla uykum kaçarken Erva ile aynı anda "Ohaa sizin burda ne işiniz var?" diye sormamız bir oldu. Berkan deri cekeyitini iki yakasından kaldırıp formasını göstererek "Bizde burda okuyoruz. Noldu beğenemediniz mi,?" "Yok ondan deil, dün sizi görmedikte." bu sefer Serkan "Uzaklaştırma almıştık. Bu gün bitti ceza" Erva ile başımızla onayladığımızda Aras "Eee bize ne anlatcaktınız?" "Gelin şöyle oturalım" diyip Serkan bi çardağa doğru yürüdü. Çardakta oturan grup Serkan'ın bi baş haraketiyle çardağı terk ettiklerinde bizde boşulan yerlere oturduk. Berkan lafı dolandırmadan.

"Bakın şimdi bu lise öyle normal, sıradan memur ailelerin çocuklarının bulunduğu bi lise deil..." Erva lafa atlyıp "Bunu biliyoruz Berkan" "Tamam her neyse asıl mesele sizlersiniz.." Serkan bizim tepkimizi ölçercesine bakınca "Devam etcen mi Serkan?" diye sordum. "Her iki grup liderinin de dikkatini çektiniz. Özellikle Elis dün Ekin senden özür dilemiş ve sen onu terslemişsin. Ekin özür dilicek biri deil. Ona kafa tuttuğun içinde Rüzgar'ın dikkatini çekmiş. Ve bu iki grup şuan sizi araştırıyo." Erva lafa dalıp "Bizim hakkımızda bizim izin verdiğimiz kadarını bilirler gerisi ya uydurma yada kulak doldurması olur." "Peki ne biliyolar bizim hakkımızda?" Berkan Mete'ye dönüp "Pek bi şey deil. Erva'nın da dediği gibi. Sizin bildirdiğiniz kadarını. Adınız soyadınız, geldiğiniz okul, Teksözlerin evlatlığı olduğunuzu. Ha bide Elis kafes dövüşüyle ilgili bi kaç bi şey işte." "Peki bizle ilgili bi şey öğrenseler bizim açımızdan ne gibi bi sorun olabilir ki?" "Okulda Mert'in adamları var. Ve sizde aranıyosunuz. Eğer bu durumu okuldakiler öğrenirse bu sorun olur." Berkan'nın lafını bu sefer Serkan kesti "Sadece o deil kuyruğuna bastığınız diğer adamlarında kulağına giderse..." diyip iki elini havaya kaldırdı. "Yani diyosunuz ki kuyruk acısı çeken herkesin bi bağlantısı var bu okuldakilerle ve biri bizi tam olarak öğrenirse ipimiz çekilir." "Aynen öyle Elis" "Peki Mert'in adamları kim?" "Bilmiyoruz. Ama kimseye güven olmaz... Haa bide gruplardan birini seçmelisiniz." "Ne grubu?" sorusu oturduğumuzdan beri hiç konuşmayan Aras'tan dı. "Ekin yada Rüzgar. Okul bu ikili arasında düşman devlet gibi. Başta liderler olmak üzere taraflar birbirinden nefret ediyo." Mete hemen "Şu dün Elis'e Damla diyen amip beyinli pezevenk mi Ekin?" Berkan olumlu anlamda başını salladı. "Kesinlikle Rüzgar'ın grubu o halde." Serkan hafifçe sırıtıp "Doğru karar" dedi. Ben hala sessizliğini koruyan Aras'a baktığımda oda bunu hissetmiş olcak ki bana dönüp "Benden söylemesi bu okul bize mezar olcak" omuz silkip "Olcağı varsa olur Aras. Dert etme o kadar. Hem hep beraberiz. Bize kimse bi şey yapamaz. Ama şunda bi anlaşalım." Herkesin bakışları bana döndüğünde derince iç çekip geri yaslandım. "Hiç biriniz bu okuldan kimseyi yanına yaklaştırmicak ne arkadaş olarak nede başka bi sıfatla. Eğer bizim yaptıklarımız öğrenilmicekse en başta buna engel olmalıyız. Bize bizden başkası zarar. Anlaştık mı?" dediğimde hepsi başıyla onayladı. "İyi o zaman. Bu konuyuda çözdüğümüze göre. Ben sınıfa kaçtım." diyip masadan Erva ile kalktık.

Sınıf katına geldiğimizde bütün sınıf kapının önündeydi. Derin ve Rüya'da kapıyı tutuyodu. Kalabalığın içinde Furkan'ı görünce yanına gidip nolduğunu sordum "Rüzgar ile Ekin kavga ediyolar" dediğinde başımı sallayıp duvara yaslandım. Erva yanıma gelip kulağıma eğildi sessiz bi şekilde "İçimden bi ses konu sensin diyo. " dediğinde omuz silktim. Erva'da muzip bir şekilde gülümseyip telefonunu çıkardı. Ben etrafa boş boş bakarken Azra burnundan soluyarak üst kattan arkasında ki sarı kafalarla indi. Kalabalığa biraz baktıktan sonra gözleri beni buldu. Bi kaç saniye bakışmanın ardından Azra bi hırsla bana doğru geldi. Duvardan sırtımı tam ayırdığım sıra Azra'nın boynuma yapışıp beni tekrar duvara yaslaması bir oldu. Kazma tırnaklarını boğazıma geçirip tahdit vari bi sesle "Bana bak ne bok olduğun umrumda bile deil. Ama sana bi tavsiye ne beni nede Ekin'i karşına bile almaya kalkışma. Anladın mı lan?" dediğinde hafifçe yutkunup "Bana bak sarı ilk gün diye dün bi şey yapmadım ama o pençelerini içeri sokmazsan ben kökünden kırıcam. Anladın mı?" Azra gözlerini açıp bi kaç dakika gözlerime baktı. Hala eli boğazımdayaken bi anda kahkaha attı. Koridokilerin tamamen ilgisi bize döndüğünde Azra "Duydunuz mu napıcakmış?" Azra hala gülerken derin bi nefes alıp boğazımdaki elini tutup ters büktüm ve benim yaslandığım duvara bu sefer ben onu yüzü duvara gelcek şekilde yapıştırdım. Dudaklarımı yalayıp kulağına eğildim. Biraz daha kolunu büküp "Bana bak Azramısın nesin umrumda bile deil ama bizi karşına bırak almayı aklından bile geçirme. Biz sana ağır basarız devrelerin yanar. Benden söylemesi. " diyip saçından tutup sert bi şekilde kafasını duvara vurdum.

GEÇMİŞİN KARANLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin