Multi De:: ARAS GÜNEY:)) İYİ OKUMALAR...!!
En önde ben hemen arkamda Erva yolda ilerlerken Sapancaya varmıştık burdan orası sadece 20 dakikalık bi mesafe kalmıştı. Erva bi anda önüme geçip biraz ilerde yol kenarında durdu. Hızımı yavaşlatıp Erva'nın yanında durdum. Kaskımı çıkartıp Erva'ya baktığımda o da kaskını çıkartıp saçlarını elleriyle geri attı. "Noldu? Neden durduk?" Telefonunu çıkartıp bi kaç işlemden sonra kulağına götürdü. "Mete. Sakarya daki pazara gidicez. Bu gün Şahin çalışıyo. Pazar girişinde bekliyoruz sizi. Orda planı yaparız." "...." "Tamam. Görüşürüz" diyip telefonu kapattı. Kaskımı takıp tekrar motoru çalıştırdım. Erva'da kaskını takıp benim peşimden sürmeye devametti.
Pazar girişinde ki küçük bi cafeye girip Erva ile Meteleri beklemeye başladık. Bi 10 dakika sonra onlarda cafeye girmişti. Bi kaç masada ki kızların bakışı bizimkilere kaydığında Mete ve Bora onları tınlamadan egoist vari bi sırıtışla bizim masaya oturdular. Kızlar hayal kırıklığıyla önlerine döndüğünde Erva hemen konuşmaya başladı. "Bora ve ben arabada bekliyelim. Sizde Şahini paketleyin. Eğer kaçarsa bize doğru püskürtün ki biz yakalayalım." "Peki nereye götürcez?" "Evleri Sakarya köylerinde bi tanesinde Kazimiye diye bi yer. Etrafta hiç kimse yok orda hallederiz. Sessiz sedasız." Mete ve ben ayaklanıp cafeden çıktık.
Pazara girdiğimizde telefonum çaldı. Arayan Erva'dı. "Noldu?" "Biz pazarın sol taraftaki çıkışındayız." "Tamam."diyip telefonu kapattım. Mete koluma dokununca ona döndüm. Çenesiyle bi yeri işaret ediyodu. İşaret ettiği yere baktığımda Şahin bi peynir tezgahı arkasında satış yapıyodu. Tezgaha doğru yanaştık. Tezgahta bizden başka kimse yoktu. Ama etraf baya kalabalıktı. Şahin oturduğu iskembeden kalkıp klasik pazar laflarıyla bize mal satmaya çalışıyodu. Mete etrafa bakıp yavaş yavaş tezgahın diğer tarafına geçmek için hamle bekliyodu. Şahin tamamen bana yoğunlaşmışken Mete bi anda Şahin'in yanına varıp kolunu omzuna attı. Şahin kapkatı kesilip gözlerini el veddiğince açtı. Mete kulağına bi şeyler söylediğinde sadece başıyla onayladı.
Mete baş haraketiyle yürü emri verince Şahin "Kerim tezgaha bak. Benim biraz işim var." Diyerek tezgahı başka birine devr edip yürümeye başladılar. Mete sol taraftaki çıkışa yöneldiğinde tezgahların arasonda sessiz sedasız ilerliyoduk. Pazarcılardan bazılrı Şahin'e selam verip konışmaya çalıştığında Şahin bi kaç lafla ya başından savıyodu yada hiç duymamazlıktan geliyodu.
Tam çıkışa geldiğimizde Mete bana döndü "Elis çıkmaya az kaldığını söyle." Ben tam telefonu çıkarıp Erva'yı arayacağım sıra Şahin önünden geçen bi kadının elindeki pazar çantasını alıp Mete'ye vurdu. Mete kendini savunmak için Şahin'i bıraktığında Şahin koşmaya başladı. Mete hemen peşine koştuğunda bende telefonumu tekrar çıkarıp Erva'yı aradım "Erva Şahin size doğru geliyo." Diyip hemen telefonu kapattım.
Park alanına girip arabalar arasında Şahin'i kovalarken Şahin ikide bi arkasına bakarak koşuyodu. Buraları bizden iyi bildiğinde avantaj ondaydı. Park alanından çıkıp kovalamaca devam ederken bizimkiler gözükmüştü. Şahin koşmaya devam ederken Erva aniden kapısını açtı. Şahin bize dönük olduğundan ve koştuğundan kendini frenliyemeyip kapıya adeta girdi. Şahin yere sayyat tükrüğü gibi yapıştığında Bora'da arabadan inip arabanın kapısına baktı. Errva'da indiğinde "Keşke bi planın olduğunu söylediğinde arabamada zarar vereceğini söyleseydin engel olurdum." Erva omuz silkip yerde kıvranan Şahine baktı. Şahin Erva ile göz göze gelince "Sen? E... Erva" "Yaa. Evet Erva. Özledin mi beni?" Şahin hepimize tek tek baktı. Tekrar Erva'ya döndüğünde Erva konuşmasına izin vermeden yüzüne tekme attı. Ayağındaki postallar ve sert vuruşundan ötürü Şahin bayılmıştı. "Bagaja tıkalım şunu da gidelim"" Mete ve Bora Şahin'i bagaja yerleştirirken Erva'da nevigasyonu köy ve ev adresine göre ayarladı. Biz motorlara geçip yola koyulduğumuzda Mete'lerde hemen arkamızdaydı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN KARANLIĞI
Misterio / Suspenso"Geçmiş, gelecek,şuan hepsi ölüme nisbet bir zehir" 5 Dost kardeşten öte, kendilerinden başka tutunacak dalları olmayan... Kana susamış ruhlar, İntikam ateşiyle yanan bedenler. Hastalık derecedinde suskunluklar,acılar... Bunların sadece bir tedavisi...