29. BÖLÜM

146 45 9
                                    

@HrsyRgmn bu bölüm senin için...

İyi okumalar....

Aras ve Mete bu gün okula gelmiceklerini Erva ise Demir ile takılcağını mesj atmıştı. Sabah ki olaydan ötürü bense diken üstündeydim. Emre ile bi kaç kere karşılaştık. Kesinlikle bu çocuk benim kim olduğumu biliyodu. Ama en kötüsü ondan başka kişilerinden bilcek olmasıydı. 1. Ders arasında Rüya sonunda ise Derin ortalıktan kayb olmuştu. Rüzgar ise etrafta yoktu. Telefonumla uğraşmayı bırakıp sırmdan kalktım. Bu gün yeterince ders dinlemiştim bu kadar yeterliydi. Çantamı toplayıp sınıftan çıktım.

Koridorda bi kere Emre'nin yanındaki kızla karşılaştım. Onu görmemin üzerinden 10 saniye bile geçmemiştiki merdivenlerde Emre ile burun buruna geldik. Emre yarım ağız bana gülüp belimden tutarak beni biraz daha kendine çekti. Elimle ona engel olacağım sıra "Uslu ol Elis yoksa canın gerçekten yanar." Hafifçe gülüp dudaklarımı yaladım. "Sence ben senden korkuyomuyum. İstediğini yap Emre Öz." Emre de benim gibi gülüp başını öne eğdi. Tekrar başını kaldırıp bana baktığında kulağıma yaklaştı "Sana değilde o çok sevdiğin arkadaş..." "Derdiniz ne lan onlarla. Sizin sorununuz benle. Benle çözün derdinizi." "Ama böyle daha zevkli oluyo. Bu hazzı sana tarif edemem." Diyip burnunu boynuma sürttü. Ürpersemde tepki vermedim. "Ne istiyosun?" "İşim olmasa direk seni derdim ama malesef. Herneyse burda olmaz. 1 saat sonra sahildeki Thor cafede." Diyip belimdeki ellerini çözdü. Piç smily yaparak yanımdan ayrıldığında elim istemsizce boynuma gitti. Başımı iki yana sallayıp merdivenleri inmeye devam ettim.

Sahil yoluna girdiğimde telefonum çalmasıyla arka cebimden telefonu çıkarıp arayana baktım. Ekrandaki İKİZ yazısıyla derin bi nefes alıp aramayı cevapladım.
"İkiz?"
"Efendim Aras."
"Nerdesin?""
"Okuldan çıktım. Sahildeyim."
" Bara gelsene. Tam kadro burdayız"
"Küçük bi işim var ikiz. Hallediyim gelirim."
"Neymiş bu iş?"
"Boş ver. Önemli bi şey deil." Uyarır bi tonla
"Elis." Diyince dudağımı yalayıp bi taraftanda etrafıma bakınarak cafeyi bulmaya çalışıyodum. Ahizenin diğer ucundan Aras'ın sakin kalmaya çalışırken ki ses tonu ile "Elis. İkiz naptığını.." Aras'ın dedikleri cafeyi görmemle hükmünü kayb edince. "Sonra anlatırım ikiz. Kapattım." Diyip Aras'ın bağrış çağrışını dinlemeden aramayı sonlardırdım. Tekrar arama olasılığı yüksek olduğundan telefonumuda kapatıp cafeye yöneldim.

Cafeden içeri girip masalara bakmaya başladım. Emre'nin diceklerini gerçekten merak ediyodum. Emreyi göremeyince masalarda gözlerimi bi tur daha gezindirdim. Tam bu sırada yanımda ki kişiyle başımı çevirip cafe çalışanların giyinmiş olduğu kıyafetleri giynmiş olan 20 li yaşlarındaki adam "Emre içinmi gelmiştiniz?" Olumlu anlamda başımı salladığımda adam elini öne uzatıp "Buyrun bu taraftan." Dedi. Adama baktığımda hafif gülerek başını öne eğdi. Yanlış bi işe kalkışdığımı bilsemde emin bi şekilde adamın eliyle gösterdiği tarafa yöneldim.

Alt kata inen merdivenleri ben önde garson arkamda indik. Garsona döndüğümde "3. Odada sizi bekliyolar" dedi. Olumlu anlamda başımı salladığımda. Garsonda başını eğip indiğimiz merdivenleri geri çıktı. Garson merdivenlerden tamamen kayb olunca gözlerimi yumup 180 derece arkamı döndüm. "Battığın kadar battın zaten. Daha ne kadar dibe çekile bilirsin." Diyip 3. Odaya doğru ilk adımımı attım. Oda kapısına geldiğimde kapıyı düşünmeden açıp içeri girdim. Hemen kapının karşısındaki masanın diğer tarafında sandalyede oturan Emre hafifçe gülüp sandalyede geri yaslandı. Odanın içerisinde ki diğer deri koltuklarından birinde sarı kız diğerinde ise karizma çocuk oturuyodu. Emre'nin sesi ile ona döndüm. "Siz tanışmıyosunuz deil mi?." "Elis bu Asya. Buda Taner." "Uzatma Emre ne diceksen de işim var." Emre hafifçe gülüp olumlu anlamda başını salladı. "Pekala." Diyip masanı üstündeki bilgisayara yöneldi.

GEÇMİŞİN KARANLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin