Telefonu kapatmamla yerimden kalktım. Napcağımı şaşırmış bi şekilde fortmantodan kapşonlumu almamla dışarı çıktım. Garajın kapısını açıp motora bindim bahçeden çıkarken dolan gözlerimden ötürü motoru çeviremeyip yere düştüm. Başımda ki kaskı çıkarıp bi tarafa attım. Motoru kaldırmaya çlışırken bi yandanda önümü engelleyen akmaya hazır yaşları siliyodum. "Allah kahretsin. Tam zamanıydı. Lanet olsun. Lanet olsun."motoru kaldıramıyınca bi tekme savurup "Allah kahretsin" diye bağırdım. Saçlarımı geri çekip etrafıma baktım. Tam bu sıraa yanımda siyah motorsiklet durdu. Rüzgar kask uzattığında tereddüt etmeden arkasına bindim. Motoru çalıştırdığında "Rüzgar Çerkezköye. Çabuk ol. Aras iyi değilmiş.!" Rüzgar iyice hızlandığında sadece Aras için dua ediyodum.
Rüya'nın sesi çok kötüydü ve Aras'a bi şey olursa ne yaşardım nede yaşatırdım. Aklıma gelen kötü düşüncelerle Rüzgar'ın elimin altında ki olan tişörtünü daha çok kavrayıp var gücümle sıkıyodyum. "Nolursun Allah'ım Nolursun. Ona bi şey olmasın." Rüzgar her önümüze çıkanı sollayıp her saniyesinde dahada hızlanıyodu. O kadar ki bi kaç kırmızı ışığı geçmiştik. Gözlerimi kapatıp kardeşime bi şey olmicağını kendime tüm benliğime inandırmaya çalışıyodum. Olmazdı olamazdı. Daha çok erkendi. Beni bırakamazdı.
Kaç dakkika gözlerim kapalı durup iç dünyamla savaştım bilmiyorum ama motor durduğunda Çerkezköy girişindeydik. "Elis ?" " Düz devam et tarif edicem"... "Soldan Rüzgar çabuk." Rüzgar dediğim sokağa soktuğunda "İlerde beyaz ev." Evin önünde durmamızla kaskı çıkarıp bahçe kapısından girdim. Cam çerçeve kalmamıştı. Kapı ise aralıktı. İçeri girdiğimde Rüya Aras'ın boynuna kafasını gömüp bi şeyler diyodu. Aras ise zorla nefes alıyodu.
Hızla yanlarına gittim. Rüya hızla başını kaldırdı. Gözleri ağlamaktan kanlanmıştı. Aras bana döndü. "E.. Elis." Terden anlına yapışmış saçlarını geri atıp "Tamam ikiz konuşma. Yorma kendini. Hastaneye gidicez tamam mı? " Aras sadece derin bi nefes alıp gözlerini kapattı. "Rüya ambulansı ara çabuk." Rüya telefonu eline aldı ama zangır zangır titriyodu. Rüzgar Rüya'nın elinden telefonu alınca Rüya bi kaç saniye Rüzgar'a baktı daha fazla dayanamayıp kendini yere bıraktı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Ellerinde ki Aras'ın kanını gördükçe ağlaması şiddetleniyodu. Elimi Aras'ın baskı yaptırdığı karnına götürdüm. Yavaşça yarayı açtığımda bıçak yarası olduğu ve baya kan kayb ettiği anlaşılıyodu. Yarasına bastırıp "Nasıl oldu bu ?" "İyileşince anlatırım. Yorma beni." "Tamam tamam. Özür dilerim." Aras hafif bi şekilde gülümsedi.
Rüzgar Rüya'nın yanına çömeldi. Rüya'nın saçlarını geri çekip konuşmaya başladı. Ama anlaşılan Rüya krize girmişti. Rüzgar onu yerden kaldırıp bana döndü ""Lavoba nerde?" "İlerde solda." Rüzgar başıyla onaylayıp Rüya'yı o tarafa doğru götürdü. "İ.. İkiz ne işi var bunun burda?" Diyip zorlukla yutkundu. Onu böyle görmeye alışık olmadığımdan seslice yutkunum zoraki bi gülüşle cevap versim. "İyileşince anlatırım. Yorma kendini." Aras dediğime gülünce yüzünde acı dolu bi ifade oluştu. "Noldu.? İyimisin?" "Güldüm yaa acıdı dert etme. Ha bu arada sen ağlıcan mı? Gözlerin dolmuşta." Muzip bi ifadeyle yüzüme bakmaya devam edince sinirli bi tonda "Sanane ister ağlarım ister gülerim senden izin mi alcam yada hesapmı vercem?" Rüzgar içeri girdiğinde Aras'ın imalı bakışlarından kaçmak için ondan tarafa dönüp "Nerde bu ambulans denen zıkkım.?" "Geli..." Rüzgar'ın lafını sren sesleri kesti. Aras'ın kolunun altına girdiğimde Rüzgar'da diğer kolunun altına girdi. Dışarı çıktığımızda Rüzgar "Sedye " diye bağırdı. Sağlık ekipleri sedye getirip Aras'ı bizden aldı. Sedyeye yatırıp ambulansa doğru götürdüklerinde Rüya'da hemen arkamızdaydı.
Anbulansa geldiğimizde Rüya bian bana baktı. Derin bi nefes alıp "Sen bin Rüya biz Rüzgarla geliriz. Bu halinle motora binme." Rüya minnet dolu bi şekilde bana bakıp ambulansa bindi. Rüzgar motoru çalıştırdığında bende hemen arkasında yerimi aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN KARANLIĞI
Mistério / Suspense"Geçmiş, gelecek,şuan hepsi ölüme nisbet bir zehir" 5 Dost kardeşten öte, kendilerinden başka tutunacak dalları olmayan... Kana susamış ruhlar, İntikam ateşiyle yanan bedenler. Hastalık derecedinde suskunluklar,acılar... Bunların sadece bir tedavisi...