43. BÖLÜM

99 23 91
                                    

Çok hoj bi bölüm yazmıştım ama silinmiş. Malesef. Bwn yazdığım şeyleri bi daha yazamama gibi bi saçmalık var. İnş. Bi şekilde toplamaya çalışcam. Yapcak başka bi şey yok yani. Neysem inş. Beğen,rsiniz:((((

ÇARŞAMBA GÜNÜ....

"Nerdesin Elis?"

"Nolduda Aras?"
"Biz bardayız sende gel diye aradım"
"Tamam çıkıyorum ben gelirim yarım saate"
"Tamam bekliyoruz." Diyip telefonu kapattı. Sesi ciddi çıkmıştı anlaşılan artık ciddi bi şekilde otrup konuşulacaktı.

"Elis" diyen Madamla ona döndüm. Elindeki dosyayı bırakıp gözlerime baktı.
"Eminmisin. Yani bu..."
"Eminim Madam. Bizimkiler beni çağırıyo. Siz geri kalan..."
"Tamam Elis hallederim. Sen çıkabilirsin" dediğinde teşekkür edip kalktım.

Holdingden çıktığımda hızla afabama binip yavaş yavaş sürmeye başöadım. Normal hızla yarım saatte geliceğim bara nerdeyse 1 saatte ulaşmıştım. Arabamı park edip kontağı kapttım. Bileklerimi direksiyona koyup çanemide direks,yona dayayıp Başak Bar  yazan tabelaya baktım.

Şu üç gün içinde aşırı eğlenmiştik. Bu kadar mutlu geçdiğine göre kesinlikle kötü şeyler olcaktı. Hep öyle olmamışmıydı zaten. Filmin en güzel yerinde karanlığa haps olurcasına elektirikler kesiliyodu. Ve bizim ışığımız genelde uzun vadeli kesiliyodu. Ve filim hiç bi zaman o mutlu sonuna kavuşayamıyldu.

Bovling, gogart , pointbol, akşamları sahilde belli bi mesafe yürüyüp çimenlerde oturarak konuşup eğlenmek, sevdiklerimizin kolları arasında filim izlemek , bazende bara gelip dans etmek. Bunları hepsinin acısı çıkıcaktı. Ve ben, biz bunu bilmiyoduk.

Yanımda bilmem kaçıncı kere çalan telefonumla derin bi nefes alıp arabadan indim. Hızla bara ordanda odaya geçtim. Bi kaç saniye gözlerimi kapatıp sadece kapısının önünde durdum. "Tekrar ara Erva şunu!" Diyen Arasla hızla içeri girdim.

Herkes bana baktığında derin bi nefes vermişlerdi. Arasta rahatlasada sert bi şekilde "Nersesin aen?" Diye sordu. Sorusunu pas geçip koltuklardan birine kendimi attım.

Tam kadro herkes burdaydı. Batu ve Ferit'te buna dahildi. Sessizliği dinlerken Aras'ın yuvarlak masaya oturmasıhla yerimden kalkıp masaya yöneldim. Aras tam karşımdaydı. Onun yanında Rüya Rüya'nın yanında Rüzgar vardı. Bilmediğim bi şekilde bana bakıyodu. Benle göz göze geldiğindede gözlerini kaçırıp ayağıhla ritim tutuyodu. Rüzgar'ın yanında Fefit Erva Batu sırasıyla oturuyolardı. Sonrada ben. Benim solumdada Mete Bora Derin Demir oturuyodu.

Bi kaç saniye sessizlikte sadece klavyeden çıkan sesleri dinledik. İyice sinir bozan olan sesi Rüzgar'ın sesi bastırdı. Rüzgar hafifçe öks
Rüp yerinde dikleşti. Hepimiz ona baktığında Rüzgar bana bi bakış atıp konuşmaya başladı.

"Mert Elis'e fena takık durumda...."
"Bilmediğimiz bi şey söyle Rüzgar." Aras'a yandan bi bakış attığımda aşırı sitresli olduğunu fark ettim. Rüzgar gözlerini kapatıp seslice yutkundu. Dişlerini sıktığında elleride yumruk şekline almış ve sıkıyodu. Yerimde dikleştiğimde Rüzgar gözleri kapalı bi şekilde "Bu oyun denen saçmalık anca Elis'in kanıyla biter. Bakın Mert 2 sene önce sadece çete üyesiydi. Ama kin o kadar gözünü kararttıki Tarık Özcan adında bi iş adamının emrinde şuan. Sadece o değil başka milyon tane adam bu aadam için  çalışıyo.." Rüzgar sustuğunda ben Tarık denen herife ne zmn geldiğimizi çözmeye çalışıyodum.

"Tarık Özcan. Büyük iş adamlardan. Baya büyük. Eli ayağa uzun. Ve Elis intikam istiyo" Batuya dönüp kaşlarımı çattım
"İntikam? Neyin?" Batu bilgisayarda biraz daha uğraştıktan sonra kafasını kaldırıp hepimize bi bakış attı. "Ailesinin intikamı Elis"
"Lan biz  ilk defa duyuyoruz adamın ismini ne ailesi ne intikamı? "
"Karısı ve 3 yaşındaki kızı yanarak öldürülmüş Aras. ve bunun sebebide Elismiş" parmağımı kendime çevirip
"Benmi yapmışım ? Lan o zaman ben niye hatırlamıyorum?"
"Aslında..." konuşan Rüzgar'a döndüğümde gözlerini ellerine dikip konuşmaya başladı.

GEÇMİŞİN KARANLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin