Bi yere yazmadan direk buraya yazıyorum. Bundan sebepte yazım hataları fazla oluyo. En kısa zamanda eski bölümleri düzenlicem..
MULTİ==SELMA TEKSÖZSırama geçip oturduğumda koridorda ki kargaşayı tınlamayıp başımı sıraya gömdüm. Konuşmalardan birinde "Hani Ada'ya saldıran gri kafa vardıya. Betül ile aşşağıda kavga ediyolarmış." Konuşan kız sınıftan fırladığında bende kızın peşine koştum. Mavi saçlı adı Betül olan Erva'nın saçına yapışmıştı. Diğer 3 kız ise yerden yavaş yavaş kalkıyolardı. Anlaşılan Betül arkadan saldırmıştı. Betül herkesin duycağı bi tonda "O kavgada size dokunamadık. Malum Rüzgar müsade etmemişti. Ama duyduk ki Ekin'i seçmişsiniz artık Rüzgar'ın hükmü geçmez."
Erva dişlerini sıkarak "Bırak saçımı" dedi. Betül dalga geçer ni şekilde gülüp "Emrin olue" dedi. Erva'nın arkadan diz kapağına vurup yere düşmasini sağladı. Pembe penter karnına tekme atınca öne bi adım attım. Fakat kolumun tutulmasıyla devamını getiremedim. Kolumu tutana baktığımda Ekin"Elis eğe..." lafını bitirmesini beklemeden kolumu hızla çekip pembe panterin saçından tuttuğum gibi yere yapıştırdım. Betül'e de tekme ile savurduğumda. Meri denilen kız tekme atmak için hamle yaptı. Ayağını tuttuğumda ters takla atıp yeni bi tekme girişiminde bulundu. Tekmesinden son anda kurtulup karnına tekme attım. Erva da yerden kalkmıştı. Tam Erva'ya döneceğim sıra başkaları üstümüze gelmeye başladı.
Erva ile sırt sırta verdiğimizde Erva'nın güldüğünü hissettim. "Hayırdır?."diye sorduğumda. " Eskş günler gibi. Uzun zamandır böyle olmamıştı. Dejavu yaşadım bian." Onun lafıyla hafif tebessüm ettim. Erva "İyi o zaman başlıyalım." Dediğinde. Hamle yapacağım sıra bu sefer Rüzgar'ın sesi ile durdum.
Kalabalığı "Noluyo burda" diyerek yarıp yanımıza ulaştığında bizi görmesiyle "Yine mi?" Diye sordu. Erva omuz silktiğinde Demir de Rüzgar'ın yanına geldi. Gür bi sesle "Dağılın " diye bağırdı. Fakat kimse haraket bile etmemişti. Etrafına sinirli bakışlar attığında kalabalıktan biri"Hayırdır Demir sevgilinimi koruyosun.?" Sesin geldiği yöne döndüğümüzde Azra ile göz göze geldik.
Erva sesli bi şekilde küfür ettiğinde Demir Azra'ya yönelip "Yine ne saçmalıyosun. Aydın?" Azra omuz silkip telefonunu Demir'e doğru fırlattı. Demir telefonu tutup ekrana bi kaç dakika baktı. Dudaklarını yalayıp Erva'ya döndüğünde Erva ellerini göğsünde bağlayıp Demir'e bakmaya başladı.
"Ne yani bi öpücükle sevgilim olduğu kanısınamı vardınız? Saçma." Azra hafifçe tebessüm edip " Basit bi şeye benzemiyo Yılmaz." Dudaklarını öne doğru büzüp "Yoksa karşı taraf olduğu için sevgilinden utanıyomusun." Arada ki konuşmayı dinlerken anladığım tek şey eğer düşmanın ise soyadıyla hitap edilmesiydi. Erva bana yaklaşıp "Ben gidiyorum. Daha fazla durursam emin ol şu sarı kafanın hali hiç iyi olmicak." Başımla onayladığımda Erva etrafındakilerin bakışını önemsemeden saçlarını savura savura okuldan çıktı. Rüzgar ve Demir bana döndüğünde küçümsercesine bakıp bende yanlarından ayrıldım. Bundan sonra Erva bu resimi kimin paylaştığını bulup benimde onu halletmeme kalmıştı.
Sınıfa girdiğimde telefonuma gelen bildirimle telefonuma baktım. Aras ve Mete den mesaj vardı. Okuldan çıktıklarını haber vermişlerdi. Kavga sırasında neden ortalıkta olmadıklarını bu mesajlar açıklıyodu. Cevap yazmadan Erva'ya haber beklediğimi yazdım.
3. Ders sonu diğer aralarda olduğu gibi başımı sıraya koyacağım sıra telefonuma gelen mesajla kafamı kaldırdım. Bilmediğim bi numaradan tuvalete gelmemle ilgili bi mesaj gelmişti.
Lavoboya girmemle birinin boğazıma yapışıp duvara yaslaması bir oldu. Karşımda Azra'yı görünce hafifçe gülüp "Hayırdır? Neden buraya çağırdın. İnsanlar içinde dayak yemekten mi utanıyosun?" Azra dudaklarını büzdüğünde "Malesef aynı gruptayız. Bu yüzden diğerleri bunu görürse benim başım yanar ve Ekin'i kayb ederim." Dalga geçer bi tonda "Şu hiç kazanamadığın Ekin'i mi?." Azra boğazımı iyice sıkınca sinirlendiğini anladım. Ee yapcak bi şey yoktu. Kim benim kardeşimin canını yakarsa onun canını yakardım. Yakmakla kalmaz benzin döküp körüklerdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN KARANLIĞI
Mistero / Thriller"Geçmiş, gelecek,şuan hepsi ölüme nisbet bir zehir" 5 Dost kardeşten öte, kendilerinden başka tutunacak dalları olmayan... Kana susamış ruhlar, İntikam ateşiyle yanan bedenler. Hastalık derecedinde suskunluklar,acılar... Bunların sadece bir tedavisi...