#ELİS#
Gördüğüm kabustan uyanıp yatakta doğrulduğumda hemen etrafımı saran kollara tutundum. Derin derin nefes alırken bana sarılan kolların sahibi başıma küçük küçük öpücükler kondurup kulağıma bi şeyler fısıldadı. Șuan beynim išlemini kaybetmiş gibiydi. Bana sarılanın kim olduğunuda bilmiyodum ne de diğini duyuyodum. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken o günün görüntüleri geldi gözümün önüne. Kedi misali bana sarılanın çıplak göğsüne biraz daha sokuldum. Etrafımı saran sigara ve yağmurdan sonraki toprak misali kokuyla kendime gelip beni saran kolların arasından çıktım. Nefesim düzene girerken saçlarımı geri attım. Hayatımda ilk defa bi krizi Aras'ın kollarında deilde tanımadığım bi adamın kollarında atlatmıştım. Karanlıkta göremesemde mal mal Rüzgar'a bakarken kapım kırılırcasına çalındı.
Erva "Elis Elis sakin ol. Bak aradım Aras'ı geliyo. Elis aç lan kapıyı. Ne sikime kilitliyosan." Erva kapıya tekme atmaya başladığında yataktan kalkıp kapının kilidini açtım. Erva son anda tekme atıcağı ayağını indirip yanıma geldi. Arkamdan kapıyı kapatıp çıktığımda Erva yüzümü elleri arasına alıp "Elis bak sakin ol tamam mı? Aras gelcek. Geçti bak güzelim ben burdayım" dediğinde hafifçe gülüp yüzümü elleri arasından kurtardım. "İyim Erva ben. Bak gayet sakinim ara Aras'ı gelmesin" Erva bana melüm melüm bakarken "Nee? " diye sordum. "Şimdi sen kriz geçirmedin mi?" olumlu anlamda başımı salladım. "Ve sen Aras olmadan krizi atlattın." "Evet Erva neden bu kadar şaşırdın." "Yok Elis bence sen iyi falan deilsin. Ateşin mi var?" gözlerimi devirip "Abartıyosun" Erva sesini yükseltip "Ne abartması be. Salakmısın kızım sen krizlerini ben biliyorum. O kabusun akabinde yaşananları ben biliyorum. Ne demek abartıyosun." bağırınca bende sesimi yükseltip" Off Erva ne demeye getiriyosun sen. Bana bak sinirlenip bana patlama kimle ne yaşadıysan git onla sorununu çöz. " Erva bana doğru bi adım atıp" Ne alaka şimdi bu.?" bende ona doğru bi adım atıp "Onuda sen söyle Erva hanım. Neden bi anda eve gelip odanıza kapandınız haa?" Erva sinirle omuzlarımdan geri itince sırtım duvara çarptı. Çarpık bi gülüşle Erva 'ya karşı geldiğimde. "Şerefsizsin biliyosun dimi?" olumlu anlamda başımı salladım. Erva' yı kim delitmişse işini iyi yapmış. Ben hala ona gülerek bakarken "Beni deli ediyosun Elis. Duydun mu?" Sırtımı duvardan ayırıp odamın kapısını açtım içeri girmeden "Siktirgit odana. Gerginlik çıkarma." Top patlatsan uyanmayan Selma abla odasından "Gerginlik çıkarmaymış. Ulan gavatlar gidin aşşağıda yapın kavganızı. Bellediniz uykumu" diye bağırdığında Erva odasına yönelip "Bu iş burda bitmedi. Elis Güney" "Emrin olur grinin elli tonu. " diyip odama girdim.Kapıya sırtımı yaslayıp derin bi nefes alırken yüzümde hissettiğim başka bi nefesle kapalı olan gözlerimi açtım. Dibime kadar giren Rüzgar'ı hafiften ittirip "Ne burnumun dibine giriyosun. Hem gitmemişmi şu adamlar sende bi gitsende sendende kurtulsam" "Hep böylemisiniz?" kaşlarım istemsizce kalkınca sanki bunu görmüş gibi "O gri kafayla hep kavgamı edersiniz." "Pek fazla deil. Sadece gerçekten ciddi konularda." "Kavgayı dövüşü seviyosun heralde." "Bişeyleri kırmak incitmek belki sadistce gelebilir ama severim." "Anladım. Peki bu kriz kabus olayı ne?" "Sen hayırdır. İki soruna cevap verdim diye hemen astar istedin." "Sadece merak. Sayıkladında." saçlarımı geri atıp tedirgince bi nefes aldım. Rüzgar geri dönüp koltuğa oturduğunda bende yatağıma oturdum. "Ne dedim." "Yaklaşma dokunma falan işte." karanlıktan görmesede olumlu anlamda başımı salladım tlf titremesiyle tlf elime alıp gelen mesaja baktım.
Grinin 50 tonu:
Hani kimseye bi şey demek anlatmak yoktu. Rüzgar Dündar'ın neci olduğunu bilmiyoruz. "" Ben böyle işin içine... " Erva telefonlarımıza indirdiği bi uygulama sayesinde kiminle ne konuştuğumuzu duya biliyodu. Telefonu yatağa atıp odamdan çıktım. Erva'nın odasına geldiğimde Erva hemen kapıyı açıp beni içeri çekti. "Ulan bide bize diyosun. Elis ne halt yediğinin farkındasın dimi?" "Off Erva öyle deil yaa" "Nasıl Elis. Alla sen bi söylesene bu çocuğun burda senin odanda ne işi var. Yaa biz birbirimize söz vermedik mi lan. Senden beklemezdim Elis." sinirden yumruklarımı sıkıp dişlerimin arasından "Bana bak Erva bilip bilmeden konuşma." Erva ellerini göğsünde bağlayıp meydan okurcasına "Anlat o zaman Elis Güney seni dinliyorum." Erva'ya bi adım atıp "Ne zamandan beri beni ve yaptıklarımı yargîlamaya başladın. Bana güvenmiyomusun?" "Bana ne dedin Elis bu konuda bana bile güvenme" daha fazla dayanamayıp Erva'nın boğazına yapışıp duvara yapıştırdım. "Bana bak Erva bu güne kadar sana hiç yalan sôyledim mi? Ne bu bi hata yüzünden barış çağrış. Bu kadar mı az tanıyosun beni. " Erva zorda olsa "Demek tanıyamamışım Elis".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN KARANLIĞI
Mistério / Suspense"Geçmiş, gelecek,şuan hepsi ölüme nisbet bir zehir" 5 Dost kardeşten öte, kendilerinden başka tutunacak dalları olmayan... Kana susamış ruhlar, İntikam ateşiyle yanan bedenler. Hastalık derecedinde suskunluklar,acılar... Bunların sadece bir tedavisi...