45. BÖLÜM

86 22 57
                                    

İlk olarak okurcanlar bu bölüm benim anamı bellicek çok pardon ama çok zor bi bölüm yazma girişimindeyim şuan. Bu bölümde ve önceki bölüm hakkında özellikle görüşleriniz benim için aşırı önemli. Çok ihtiyacım  var...

Saçmaladığımı düşünenler lütfen bunu benle paylaşsınlar... Selametle kalın

Wesselam.....

3 SENE SONRA....

ERVADAN...

"Bora"
"Efendim Erva?"
"Elis yanındamı?"
"Bende Erva." Kucağında Elisle yanıma gelen Derin'e hafif gülümseyip
"Halası sana zahmet şunu giydirsene" dedim. Derin başını sallayıp elimdeki hırkayı aldı. Elis Başağı kucağından indirip türlü şebekliklerle hırkagı giydirirken bende saçlarımı tepeden at kuyruğu topladım.

O günden sonra herşey değişmişti. Ben aylardır Elis'in odasından çıkmamıştım. Aras bi kaç ay önce  tekrar aramıza dönmüştü. Bora ise Derinleydi. Ben Madam'ın evinde Elis'in odasındayken Demir hep yanımdaydı. Her şekilde destek çıkmıştı. Zamanlada onu affetmiştim ve kardeşlerim olmadan evlenmiştik. Şimdiyse 1 yaşında Elis Başak adında bi kızımız vardı. Arasta bu küçük kızı duyduğunda geri dönmüştü.

Benim saçlarım ise şimdi belimde ve siyahtı. Elis hepimize notlar bırakmıştı. Ve biz bunu geçen ay ölen Madam verene kadar haberimiz yoktu. Bu gün o notları okucaktık. Aras ortadan kayb olduğu sürede tek başına Tarık denen adamı bitirmişti. Sadece onu değil bi çok kişiyide onla beraber göndermişti diğer dünyaya.

"Erva" bana seslenen Derin'e  döndüğümde başıyla kapıyı işaret edip
"Dolunay " dedi. Başımı sallayıp kapıya yöneldim.

Madam'ın evine yerleşmiştik. Aras gittiğinde Rüzgar ve Rüya da Amerikaya gitmişti. 3 senedirde ordaydılar. Dolunay ise Rüzgarların eski evine taşınmış ve Aras'ın isteğiyle bize takılan bi gereksizdi. Bilmiyorum ama kızda rahatsız eden bi şeyler vardı. Aşırı sinirime dokunuyodu. Fazlaydı. Bana batıyodu.  Ama ne hikmetse Aras çok sahiplenmişti.

Kapıyı açtığımda Dolunayda koyu kahvelerini benim yeşillerime odakladı. Tek kaşımı kaldırıp kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Ne var yine?" Hafifçe gülüp
"Aras çağırdı." Dedi. Dudaklarımı yalayıp
"Bu günmü çağırdı? Karıştırmayasın. Bu gün özel bi işimiz vardı"
"Aşimdi aradı. İstersen sora bilirsin." Başımı iki yana sallayıp kapıyı açık bırakarak içeri girdim.

Elis'i kucağıma alıp salona geçtiğimde Bora da salona girdi. Dolunaya yandan bi bakış atıp bana döndü.
"Ne işi var.?"
"Aras çağırmış." Bora o günden sonra aşırı soğuktu insanlara karşı. Fazla kabaydı ki kesinlikle Bora bu değildi. Oda Dolunaydan haz etmiyodu. Nedense ikimizde onu Elis yerine konulmuş gibi hissedip rahatsız oluyoduk.

Bora Elis'i kucağımdan alıp tekli koltuğa oturdu. Onla oynarken Derinde gelip yanıma oturdu. Dolunay sessizce Bora ve Elis'e bakıyodu. Bazende bana bakışları kayıyodu. Derin kulağıma yaklaştığında ona döndüm.

"Rüya nişanlanmış" istemsizce kaşlarım havaya kalktı.
"Rüya?" Diye araya giren Dolunaya ters bi bakış atıp Derin'e döndüm.
"Nasıl yaa? Kimle?"
"Ordan biriyle. Bi kaç gün içinde dönceklermiş."
"Rüzgar?" Bora'nın sorusuyla Derin iç çekip başını olumlu anlamda salladı.

Salona girenlerle Derin açtığı azını kapattı. Aras ve Demir şirketleri birleştirmiş ve dahada büyütmüşlerdi. Selim abi Bora Aras ve Demir holdinglerle ilgileniyolardı. Aynı zamanda bi kaç ortak daha vardı. Aras ceketini çıkarıp gömleğinin kollarını kıvırdı. Dolunaya yandan bi bakış atıp mutfağa yöneldi.

GEÇMİŞİN KARANLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin