Yatağıma yattığımdan beri dün olanları düşünüyordum.
Planlansa bu kadar olmazdı!
Resmen işimden az daha olcaktım kahramanım olmasaydı.
Sahi, ne ara dinlemişti o bizi, ama iyi-kide dinlemişti kendini bilmez bir adam yüzünden işimden olacaktım.
Insanlar başkalarının hakkını, hayatını nasıl bu kadar kolay yıkabiliyorlar herkesi kendilerinin hayatı gibi toz pembe falan mı görüyorlar acaba?
Bugün o işten çıkmış olsaydım.
Ah pardon! kovulmuş olsaydım
Bi daha ne zaman iş bulacaktım? bu evin kirasını nasıl vercektim?
Ben ilk evi tutarken kadın beni sert bi şekilde uyarmıştı " kirayı bir gün dahi aksat kapının önünde bulursun kendini haberin olsun! . Sonra benden söylemesi." bu cümleler aklıma gelince kovulmadığıma bir kez daha şükür ettim. Ha birde bugün gelen elektrik faturası.
Hayat gerçekten çok zor birde tek başınaysan ve tutunacak tek bir dalın bile yoksa.
Ailem yanımdayken böyle dertlerim yoktu, okulum ve derslerimle ilgilenirdim sürekli kadın doğum uzmanı olmak istemiştim. hepsi şimdi koca bi hayalden ibaret.
Hayat gerçekten nerden vuracağını çok iyi biliyordu
Lisedeki arkadaşlarım, öğretmenlerim hepsi geride kaldı herkes belki çok iyi üniversiterlere giderken.
Ben kendimi kocaman bir kaosun içinde buldum.
Biraz daha düşünürsem yarın uyanamayacağım kesindi. Düşüncelerin içinde boğularak varamazdım bir yere yarın fazlasıyla yorucu uğraştırıcı bir gün olacaktı benim için. Zor da olsa kendimi uykunun kollarına teslim ettim.Sabah yine alarmın iğrenç sesiyle uyandım.
Gözlerimi açamıyorum, bu ara gerçekten çok yoruluyorum. Istemeye istemeye yataktan kalktım şuan gözlerim uyku uyku diye bağırıyorlardı!
Ayaklarımı sürüyerek banyoya gittim yüzümü soğuksuyla üç,dört kez yıkadım bu bırak beni biraz olsun kendime getirmek daha çok uyuşmama sebep oldu.
Hemen kahvatıyı yapıp , üzerimi giyindim. Saçlarımı yukardan sıkıca at kuyruğu yaptım uykusuzluktan dolayı oluşmuş gözlerimin altındaki torbalara bi çare bulmam gerekiyordu.
Ve ben bugün biraz makyaja sığınacaktım çantamda bulduğum fondoteni gözlerimin altına ve yüzümün bir kaç bölgesine sürdüm. Farklı ve çirkin bir görünüm vermek istemem. Bu baya toparlamıştı yüzümü.
Aynadaki yansımama baktım yaptım artık biraz abartsam ne olur sanki?
Kırk yılda bir sanki diyerek gözlerimin içine siyah kalem çektim. rimelle'de gözlerimi destekledim dudaklarıma pastel bordo bir ruj sürdüm.
Siyah yüksek bel kumaş bir pantolon ve yine dudağımda ki rujum ile aynı renkle uyumlu askılı bluzu üzerime geçirdim siyah topuklu ayakkabılarla tamamdı bu işŞuan ben bile kendimi tanıyamıyorum. Bir makyaj özenli bir giyim insanı gerçekten ne kadar değiştiriyor inanamıyorum.
Saate baktığımda daha fazla geç kalmamak için çantamı aldığım gibi çıktım.Bugün otobüs 5 dakika kadar geç gelmişti. Yine tıklım tıklım olan otobüse bindim
Biraz ilerledikten sonra önümde oturan sevgililer dikkatimi çekmişti.Kızın gözlerine aşkla bakan çocuk sanki sevgisine kırılacak bir şeymiş gibi davranıyordu böyle şeyleri görünce özeniyordum kendimce her sabaha mutlulukla gözlerimi açabileceğim bir sebebim olsun istiyordum her anımı güzelleştiren insan.
Ben bunları düşünürken çoktan ineceğim durağa gelmiştim bile biraz daha hayal dünyam da kalsaydım işe geç kalacaktım ha bide yiyeceğim azarın haddi hesabı olmazdı
İner inmez Koşar adım girdim, mağzaya son 2 dakikam'dı hemen üzerimdekileri asıp dışarı çıktım.
Sağa sola baktığımda patronum denilen adam ortada yoktu şükür.
Sabahın köründe yarı uykulu buraya gelmişim bide onun çenesi hiç çekilmez.
Gerçi dayanılacak gibi değil ama mecburiyet mi desem, hayat şartlarımı bilemedim.
Sağ omuzuma birinin dokunmasıyla bir anda sıçradım.
" ah leyla ödümü kopardın! Bi seslenir insan" " 2 dakikadır sesleniyorum, hangi alemlere daldın.?" biraz düşünüp.
" bilmem" diyerek geçiştirdim leylayı,
Oda üstelemedi zaten herkes görev dağılımı yaparken bugün bana switler ve kazaklar düşmüştü.
Katla katla dur bakalım akşama kadar ela hanım
Hemen bana düşen bölüme ilerledim saat 10.30'a geliyordu.
bizim katımızdaki elemanın biri izinli olduğu için sırasıyla onun reyonlarınada bakıyorduk.
Ve yarında ben izinliydim. Dinlenebilecektim.
Kendi reyonumu toparlayıp ayşenin reyonuna geçtim ayakkabıların hepsini aynı hiza dizip, düzenledim.
Diğer kısmıda leyla halletmişti zaten
Saatin 12'ye gelmesiyle yemeğe indim.
Tek tek iniyorduk bugün
Hızlı bi şekilde yemeğimi yiyip çıktım.
Yukarı çıktığımda leyla biraz şaşırmıştı.
" daha 15 dakika süren var neden erken çıktın?" " leyla'ya daraldım tek başıma ne yapayım" diyerek omuz silktim.
Ortamdaki sessizliği bozan yine leyla oldu.
"Sorayım, sorayım diyorum diyorum sabahtan beri bi türlü fırsatını bulamadım ela bu ne süs?"
Bu soruyu bekliyordum. Tabiki şaşırmadım ve sesindeki imayı anlamamak için gerçekten aptal olmak lazım.
" dün pek uyuyamadım yüzüm çok solgun duruyordu göz altı torbalarımı söylemiyorum bile! Onun için bugün biraz makyaja sığındım leyla."
Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti, lafını ağzına tıkadım.
" bu arada sesindeki imayı fark etmedim sanma. "
Bunları söylerken parmağımı ona doğru sallıyordum.
Oda elini dudaklarına götürerek fermuar işareti yaptı. Ve yemeğe indiHerkes yemeğini yiyip çıktıktan sonra harıl harıl işe girdik.
Bugün diğer günlere nazaran daha bir kalabalıktı.
Genelde çiftler geliyordu çoğu yeni evlenecekleri için takım elbise bakıyorlardı.Ayşenin bölümünden fırsat bulup kendi yerime geçtim
Bir kaç dakika sonra " bakarmısınız? " lafıyla arkamı döndüm.
Bu..
Ka- kahramanım.
Kaç dakika baktım bilmiyorum, elini sağa sola sallamasıyla kendime geldim .
" afedersiniz, buyurun"
Elindeki kazağı bana göstermesiyle gözlerim kazağa kaydı.
" bunun L bedeni'ni alabilirmiyim.
" Tabiki" diyerek yanından ayrıldım
Tekrar geri döndüğümde aynı yerde beni bekliyordu elimdeki kazağı ona uzatarak tebessüm ettim.
O'ise hiç tepki vermeden kazağı aldı .
Ama benim teşekkür etmem gerekiyordu.
Sonuçta, benim işimden olmamı engellemişti.Tam kabine girecekken koşar adım yanına gittim.
"Tekrar özür dilerim bi saniye"
Bana döndüğünde beklemeden söze girdim.
" şey ben, dün için size teşekkür etmek istiyorum. Sizin sayenizde işime devam ediyorum. Sonuçta kolay kolay kimse bu yardımı yapmaz bana ne kadar büyük bir iyilik yaptınız bilemezsiniz gerçekten."
Bi kaç dakika yüzüme baktı ne yapmak istediğine anlam verememiştim. Ben sadece teşekkür edecektim.
" sorun değil . teşekkür edecek bir şey yok." diyerek kabine girdiBen en azından bir tebessüm yada mimik beklerdim böyle bir insandan öyle bir hareket garipsenecek bir durumdu gerçekten ama farklı bir aurası vardı insanı kendine çeken o soğuk bakışlarda kaybolmak isteyecek kadar saatlerce gözlerine bakmayı istemek gibi.
Allahım ne düşünüyordum ben allah aşkına patronum gelip hala burda ne diye bekliyorsun demeden işimin başına dönmeliydim
Ama ben üzerime düşeni yaptım. Içim rahat.
Yorumlarınız bekliyorummm 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
RomanceTerk ettiğin şehirler yanıyor sonra, Koparmadığın çiçekler yanıyor, Ölüm, ölmediğin için kızgın sana; Hayat, iyi yaşamadığın için. "Seviyorumlar" eksiliyor cümlelerinden. Dostlar sırtından bıçaklıyor. Ben kalbinden öpüyorum seni. -Melike Birgölge