Telefondaki sohbetimizden ofisine davet etmişti avukatım beni.
Baştan sona yanlıştı aslında başından itibaren olmaması gereken bir evlilikti bizimkisi yurt dışından hiç dönmemeliydim. Yada o hastanede işe başlamamalıydım arzu ile hiç tanışmamam gerekiyordu. Ama kaderdi bu bi şekilde insanları bir araya getiriyordu nasipte vardı ve oldu.
Ben düşüncelerin arasın da boğulurken Tolga beyin boğazını temizlemesiyle ona odaklandım.
" evet Ela hanım davayı siz açacaksınız doğal olarak ilk masraflar bize ait ve sonuç olarak söylediğinize göre ortada aldatma yok şayet eşiniz de çekişmeliye gitmezse tek celsede biteceğini düşünüyorum."Her söylediği şeyde kafamı sallayarak dinliyordum Tolga beyi
"Aldatma olduğunu düşünmüyorum zaten ki varsa bile ona yakışan bir şey kendisinden hiç bir şekilde maddi destek talep etmeyeceğim ona ait olan hiç bir şeyi istemiyorum Tolga bey dosyayı ona göre düzenleyin lütfen ." Sonlara doğru sesim kısılmıştı üzülüyordum yine de içten içe kahrediyordu beni neden mutlu bi evliliğim olmadı toplasan 3 4 aylık bi evlilikte 1 haftam güzel geçmişti belki düğünüm kınam bile fiyaskolar içerisin de gerçekleşmişti.Avukatımla gerekli bütün detayları konuşup çıktım ofisinden saate baktığım da 3 tü arasın eve gitmesine daha çok vardı o gitmeden gidip eşyaları toplamam gerekiyordu
Hemen bi taksi çevirip evin adresini verdim ruhen kendimi çökmüş hissediyordum bu süre zarfın da kendimi işime verirsem çabuk atlatırdım yada ben öyle olsun istiyordum.
Evin önünde durduğumuzda ücreti ödeyip indim bu eve son gelişim de bu duruma en çok sevinen arasın annesi olacaktı oğluna laik bi gelin bulabilirdi artık kendilerine denk bir kadını.Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım biraz bekledikten sonra evin çalışanı açtı kapıyı tam hoş geldiniz diyecekten kafamla selam verip onun konuşmasına izin vermeden içeri girdim ve kimsenin suratına bakmadan odama çıktım.
Bulduğum iki bavulu açıp dolaptan elime hangi kıyafetim geldiyse bavula koymaya başladım.O kadar dalmıştım ki kapının çalındığını bile duymamıştım.
" Ela ne oluyor iki saattir kapıyı çalıyorum ses vermiyorsun."
Arzu bu evde sevdiğim tek insandı ha birde eşi haklarını yiyemezdim.
"Kusura bakma canım dalmışım biraz acelem var konu ile alakalı lütfen bana bir şey sorma arasa sor sana anlatır ortalık yatıştıktan sonra ararım seni tamam mı "
Boş ve anlamamış gözlerle bana bakan bir arzu vardı karşım da ona açıklama yapacak zamanım yoktu kimseyle muhattap olmadan gitmem gerekiyordu bu evden yoksa baya iyi patlayacaktım.
Ben hala lazım olacak eşyalarımı alırken arzu yanım da bekliyordu kimseden ses çıkmazken odayı arzunun çalan telefonu doldurdu.
Suratından anladığım kadarıyla arayan arastı açıp açmama konuşun da ikilemdeydi oda ne diyecekti açıp karın seni terk ediyor mu.
Tereddütle de olsa açtı telefonu oda korkuyordu arasın tepkisinden.
"Efendim Aras?"
Birden telefonun sesini dışarı verdi arzu"Bana bak Ela kendi kafana göre hareket etmek ne demek kime sordun lan o boşanma davasını açarken haberim olmaz mı sandın benim sinirlermi bozma gerçekten fena bozuşuruz duydun mu beni."
Sesi mi çıkarmadım benim için bitmişti çünkü şuan kendi kendine konuşuyordu .
"Duydun mu lan beni " diyerek kükredi birden arzu oturduğu yerden sıçradı ama ben bu haline alışkın olduğum için tepkisiz yaptığım şeye devam ediyordum.
Ve daha fazla sesini duymak istemediğim için yatağın üzerin de duran telefonu elime alıp yüzüne kapattım gereksiz münakaşaya girmeye lüzum yoktu bitmişti işte ne gerek vardı böyle şeylere.En son işimi bitirip kapattım iki bavulun kapağını da ikisini de kapının oraya kadar getirip tekrar odama döndüm makyaj masanın üzerinde duran çantamı alacakken parmağımda ki yüzükleri fark ettim. Adama boşanma davası açıyordum ama hala parmağım da yüzüğünü taşıyordum.
Direk parmağımda ki alyans ve tek taşı çıkarıp komidinin üzerine bıraktım. Zaten bana düğünde takılan hiç bir zinet eşyasını almamıştım yanına onların hepsini arasın ailesi takmıştı bana ait olmayan şeylerdi.
İşlerimi hallederken taksiyi de çağırmıştım zaten ona bavulları verirken eve son kez baktım bir türlü beni kabul edemedikleri eve ama bu sondu artık Aras yoktu hayatım da.Taksiye binip gidebiliriz anlamında kafamı sallandım denizin adresini vermiştim kendime bir ev tutup düzenimi Kurana kadar onda kalabilirdim yada bu şehirden gidebilirsin tamamen sıfırdan bir hayatım olabilirdi.
Denizin evine geldiğimizde ücreti ödeyip indim bavulları kapının önüne kadar getiren taksiciye teşekkür edip gönderdim bu saatte evde olmaya bilirdi telefonu çıkarıp denizi aradım tabi bu ara da arasın 18 defa aramasını görmezden gelerek
Bi kaç defa çaldıktan sonra açtı deniz telefonu "canım nasıl oldun?"
Ah benim canım arkadaşım hep düşünürdü beni tanıştığımızdan beri en büyük destekçilerimden biriydi her anlamda hakkını ödeyemezdim asla.
" canım ben eşyalarımı toplayıp sana geldim ev bulana kadar sende kalabilirimiyim ."
"Saçmalama Ela o nasıl söz öyle tabiki benim yanımda kalacaksın evin anahtarı sende var işim biter bitmez gelirim çok yoğun güne denk geldi yanında olamıyorum kusura bakma lütfen olur mu."Denizle biraz daha sohbet ettikten sonra bavulları hole bırakıp salona geçtim ne olacaktı bakalım neler bekliyordu bizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
RomansaTerk ettiğin şehirler yanıyor sonra, Koparmadığın çiçekler yanıyor, Ölüm, ölmediğin için kızgın sana; Hayat, iyi yaşamadığın için. "Seviyorumlar" eksiliyor cümlelerinden. Dostlar sırtından bıçaklıyor. Ben kalbinden öpüyorum seni. -Melike Birgölge