"Ela uyanırmısın. Geç kalacaksın"
Deniz'in sesi kulağıma uğultu gibi gekirken kafama yorganı biraz daha çektim. Şuan o kadar çok uykum var dı dünün acısı yeni çıkıyordu.
Üzerimden hışımla çekilen yorganla neye uğradığımı şaşırmış sağa sola bakıyordum. Gözüm bir an saate kaydığında sadece 1 saatim olduğunu görmüştüm.
"Deniz beni neden uyandırmadın? Geç kalacağım."
Hem denize laf sayıyor hemde dolabın önüne geçmiş giyecek bir şeyler bakınıyordum.Bugün değişiklik yapmak istemiştim ve siyah sıfır kol diz kapağımın 3 santim üzerinde elbisemde karar kıldım.
Arkamda meraklı gözlerle beni inceyen deniz olduğunu tahmin edebiliyordum.
"Deniz sence bunun altına ne giymeliyim?"
Kıyafeti biraz süzdükten sonra krem rengi kalın topuklu ayakkabıları yere bıraktı, gerçekten güzel seçim yapmıştı.
Hala anlamaya çalışır gözlerle beni inceliyordu.
"Ah! Deniz bakma öyle sadece değişiklik olsun istedim. Hem fenamı oldu?"
Giydiğim kıyafetle ayakkabıyı denize sunuyordum.
Ve birden ayağa kalkıp boynuma sarıldı."Tatlım bu hayatta mutlu olmanı en çok ben isterim ve inşallah hep böyle mutlu olursun."
Gözlerim dolsada hemen toparladım kendimi. Ondan ayrıldığımızda teşekkür edercesine baktım gözlerine, çünkü konuşursam ağlardım. Oda benim bu halimi anlamış olacak ki makyaj masasının önüne oturttu.
O şaçlarımı yapmak için maşayı fişe takarken bende makyajımı yapmaya başlamıştım.
Ilk olarak şeftali tonlarında farı gözlerimin üzerine hafif hafif dokundurdum, ince eyliner çekip rimelle destekledim gözlerimi son olarak pastel tonlarında kahveringi rujumu sürüp makyajımı tamamladım.
Bu arada denizde saçlarımı birirmiş elliriyle açıp volüm veriyordu. Ikimizde işimizi bitirmiş çıkmaya hazırlanıyorduk. Bende son olarak üzerime krem mevsimliğimi giyip dışarı çıktım. denizde bu arada kapıyı kilitliyordu.
"Ela hadi bugün seni ben bırakayım daha fazla geç kalma canım."
Evet gerçekten bira daha oyanırsak geç kalacaktım ve bu en son istediğim şeydi.
"Olur valla sana da ters düşecek ama"
Diyerek mahcup şekilde cevapladım Denizse sadece saçmalama der gibi gülümsedi ikimizde arabaya atlayıp günün startını verdik.Hastanenin kapısına geldiğimde 2 dakikam kaldığı farkettim. Denizi yanağından kocaman öpüp arabadan indim. Odamın kapısına geldiğimde hastalarımın dışarda beklediğini fakettim. Hepsine başımla selam verip odama girdim sekreterim hemen ikimizde kahve yapıp masaya koydu.
Ilk hastayı almak için hazır olduğumuzda sekreterimden çağırması için rica ettim.
Hastam orta yaşlı bir teyzeydi.
"Seni dinliyorum teyzecim şikayetin nedir?"
Elindeki kağatları bana uzatıp arkasına yaslandı
"Doktor hanım bunlar sizin istediğiniz sonuçlar."
Biraz incelediğimde ortada bariz bir şey yoktu.
"Teyzecim pek bir şey yok kullandığın ilaçlara bakalım ona göre değişiklik yapabiliriz."
Hemen çantasından ilaçlarını çıkardı. Inceledim.
"Teyzecim sen bunları kullanmaya devam et. Sadece bu ilacını günde bitane yarım iç. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
RomanceTerk ettiğin şehirler yanıyor sonra, Koparmadığın çiçekler yanıyor, Ölüm, ölmediğin için kızgın sana; Hayat, iyi yaşamadığın için. "Seviyorumlar" eksiliyor cümlelerinden. Dostlar sırtından bıçaklıyor. Ben kalbinden öpüyorum seni. -Melike Birgölge