Bölüm şarkısı: feridun düzağaç alev alev
Medya: Ela
Gözlerimi açamıyordum kafamı kaldırdığımda dünün izleri gözlerimin önüne serildi. Aptal Ela nasıl inandın ona. Yataktan kalkıp saçlarımı en tepede dağınık topladım aynaya bakmak dahi istiyordum. Hemen yerdeki cam kırıklarını topmaya başladım yine gözlerim dolmaya başlamıştı. Her şey bir bir gözümün önünden geçmeye başladı. Nasıl bir ruh haliydi bu nefesim yarıda kesiliyordu ama evi toplamam gerekiyordu ellerimi kesen cam kırıklarına aldırmadan hepsini tek tek topladım. Yemekleri çöpe attım. Banyoda hazırladıgım suya yerleri silmeye başlamıştım ki telefonum çalana kadar. Arayan Ali'ydi. Ona şuan o kadar çok ihtiyacım vardı ki. Sesimin titrememesine dikkat ederek açtım.
"Efendim Ali?"
"Ela okula hala gelmemişsin. Sınav var unuttun mu?"
Ah ben elim istemsiz anlıma gitmişti. Nasıl unuturum. Hiç istemesem de gidecektim okula.
"Aklımdan tamamen çıkmış Ali. Hemen hazırlanıp geliyorum."
"Tamam bekliyorum görüşürüz."
Hemen dolabın kapağını açıp giyecek bi şeylere bakındım. elime gelen siyah kotu ve beyaz gömleğimi çıkardım. Saçlarıma dokunmayacaktım zaten.
Hazırladıklarımı giyindim üzerime hırka almayı ihmal etmedim. Halsiz hissediyordum zaten. Ayağıma sporlarımı geçirdiğim gibi okulun yolunu tuttum.♦♦♦
Okulun bahçesine girerken duvara yaslanan Ali'yi gördüm. Telefona gömülmüş kafasını kaldırmıyordu.
Yanına gittiğimde gözlerini üzerime dikti."Ela iyi misin sen halsiz görünüyosun?"
Şuan Ali'ye açıklama yapacak gücü kendimde bulamıyordum. Sınava girip eve gitmek istiyordum.
"Iyiyim Ali bir şeyim yok. Hadi okula girelim sınava geç kalacağız"
Sınav zordu ve ben hiç çalışmamıştım. Ilk kağıdını verende bendim zaten. Duvarlar üzerime geliyordu. Daha fazla dayanamayıp bahçeye çıktım. Temiz hava içime dolmuştu. Banklardan birine oturdum ne olcaktı böyle giderse kirayı dahi vermezdim. Ruh hali olarak zaten çökmüştüm. Eve gitme fikrini kenara bırakıp iş bakmam gerekiyordu. Aliye mesaj çekip okuldan ayrıldım.
Ali ben okulda değilim iş bakmam gerekiyor önemli bir şey olursa haber verirsin, görüşürüz."
Yavaş adımlarla ilerliyordum yol kenarında gördüğüm markete girip gazete aldım. Bir yerden başlamam gerekiyordu. Evde kalırsam daha çok kafayı yiyecektim.
Banka oturup ilanlara bakmaya başladım. Bi kaç tanesini yuvarlak içine aldım. Ilki kreşte yardımcı annelikti, ve part time aranıyordu. kreş zaten yakındı zaman kaybetmem gerekiyordu bugün halledebilirsem benim için çok iyi olacaktı.Yarım saatlik yolun ardından kreşe gelebilmiştim. Hemen saçlarımı açıp elimle açtım ve tekrar sıkı bir at kuyruğu yaptım artık girebilirdim.
Içeri girdiğimde kimse yoktu ilerdeki sesler gelen sınıfa doğru ilerlemeye başladım.
Kapıyı bi kaç kez tıklattıktan sonra açtım içerde 15'e yakın çocuk Ve kapalı sanırım benim yaşlarımda bir bayan vardı boyama yapan çocuklara bir şeyler gösteriyordu beni görmesiyle yanlarından ayrılıp bana doğru yaklaşmaya başladı."Buyurun?"
"Ben iş için gelmiştim."
"Ah evet adınız neydi?"
"Ela. Ela gürsoy."
"Memnun oldum ela hanım bende aslı. Kaç yaşındasınız ve daha önce hiç bu iş ile ilgili deneyiminiz oldumu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
RomansaTerk ettiğin şehirler yanıyor sonra, Koparmadığın çiçekler yanıyor, Ölüm, ölmediğin için kızgın sana; Hayat, iyi yaşamadığın için. "Seviyorumlar" eksiliyor cümlelerinden. Dostlar sırtından bıçaklıyor. Ben kalbinden öpüyorum seni. -Melike Birgölge