Multi: Ahmet Aras💗
İyi okumalar...
Gözlerimi yeni bir güne, güneş'in
ışıklarıyla araladım. İzinli olduğum için öğlene kadar uyumuştum. Yatak'ta biraz telefonla gezindikten sonra ayağa kalktım ve kısa bir duş aldım. Bugün dışarı da yapılacak işlerim vardı. İç çamaşırlarımı giyip, kahvaltı hazırlamaya koyuldum zira vaktim fazlasıyla vardı.Kahvaltımı TV'nin karşısın da oturmuş öğle vakitlerin de olan evlenme programını izliyordum. Bunun eşliğin de; insanların kendilerini ne kadar küçük düşürdüğünü gördüm. Ya oyuncuydu bunlar yada para için herşeyi yapabilecek insanlardı. Onların bu haline göz deviriken,kahvaltı masasını toplayıp hemen elimde yıkadım. Aslında bugün maaş günü olduğu için içten içe sevincim yok değildi. İnsanın emek vererek kazandığı para kadar güzel bir şey yoktu. Odama gidip saks mavisi, salaş tulumumu giydim. Hem rahat hem şıktı. Aynanın karşısına oturup kalın ve uzun saçlarımı düzleştirmeye koyuldum. Ne olurdu saçlarım kendilinğinden dümdüz olsa direk şekil verip çıkabilsem ama olmuyordu mecbur inaçtı saçlarımla uğraşıyordum
Yarım saat sonra düzleştirdiğim saçlarıma krem sürüp elektriklenmesini engelledim. Yine gözlerime eyeliner çekip rimelle tamamladım. Hazır olduğuma kanaat getirdikten sonra, çantamı ve ceketimi alarak evden çıktım.
Güneş, akşamdan yağan yağmurun inadına kendini belli etmiş. Harika bi hava çıkarmıştı ortaya. Mahalleye çıktığım da alt komşumla göz göze geldim çok iyi ve tatlı bi kadındı beni görür görmez elindeki poşetleri yere bırakıp beni beklemeye başladı
"Nasılsın güzel kızım" bende ona aynı şekilde gülümse ile cevap verdim "çok şükür Nermin teyze seni sormalı ilaçlarını düzenli alıyorsundur umarım?" omzunu silkmesiyle yine aksattığını anladım yaşından dolayı kullandığı bir dolu çanta ilacı vardı bende her görmem de uyarır ilaçlarını almasını tembihlerdim o beni dinlemez o ayrı bir şeydi ama olsun.
"Hadi bakalım sanırım bir yere yetişeceksin sanırım " demesiyle evet dercesine kafamı salladım
Her zamanki gibi ilaçları ihmal etmemesini tembihleyerek ayrıldım yanından.Şimdilik ilk işim en yakın ATM'den para çekip huzur'a gitmekti. Elime bi'miktar para aldıktan sonra hızlı olmak amacıyla bir taksiye bindim. Gideceğim yeri söyledikten sonra ceketimi üzerime geçirdim. Pis taksicinin bakışlarına maruz kalıyordum. İstediğim yere geldikten sonra seri adımlarla yanlarına gittim. İlk defa gidiyormuş gibi heyecanlıydım.
"Nasılsınız?" dudağıma zoraki bir gülümseme takıp annemin yanına oturdum.
"Nasılsın, annem?" diyere mezarın üzerine yattım.
"Anne, alışamıyorum yokluğunuza. Yemin ederim her günüm zehir, her günüm sizsiz," gözyaşım dudaklarıma doğru akarken ağzıma tuzlu tat değmişti. Annemin mezar taşını defalarca öpüp babamın yanına geçtim.
"Nasılsın koca adam? Vedalaşmadan gitmek sana yakışmadı ama olsun. Vedalar sessiz olur. Degil mi? Neyse, hiç Seni seviyorum baba, kendine iyi bak." diyip en son kardeşimin mezarının başında buldum kendimi ne kadar kaldım yanlarında bilmiyorum ama üşümeye başlamıştım ve artık gitme vaktim gelmişti. yavaş adımlarla mezarlıktan çıktım ve taksiye atlayarak tekrar eve döndüm. Aslında biraz alışveriş yapmam gerekiyordu ama bu sıkıntıyla hiç birşey yapamazdım.
***
Ayaklarımı ortadaki masanın üzerine uzatıp bir yandan Leyla'yla konuşuyor, bir yandan cips yiyip, film izliyordum. Yine kendimi eve kapatıp depresyon hallerime girmiştim. Yarın iş olduğu için bu depresyonum uzun sürmeyecekti.
Leyla; sana bomba gibi bir haberim var ela:)
Leyla'nın attığı mesaja gözlerimi devirip ne var dercesine cevap verdim sanki bilmiyordum ne diyeceğini yine bulmuştu kesin kendine birisini bu kızın hızına yetişmek imkansızda.
Leyla;
Bugün yine kim geldi gersin? Yakışık patron! Kızım bu çocuk çok yakışıklı ya! Evlenirim ben bununla :)Leyla'nın attığı mesajla gözlerimi ne tarafa devireceğimi şaşırmıştım.
Ben;
Sen onunla evlenirsin de o senle evlenir mi bilemem.Diyip kendi kendime güldüm. Açık sözlü biriydim. Yani koskoca Ahmet Aras Özkaracalar gelip Leyla'yla evlenmezdi. Arada dağlar kadar fark var. Evlenmeye bırakın, arkadaş bile olamazdı. Şimdi kendimizi kandırmayalım. Saçma sapan hayaller de kurmaya gerek yok!
Leyla;
Onunla sevgili olacağım! Iddia'ya var mısın?Ben;
Her türlü. Neyine?Leyla;
Ahmet Aras'la çıkacağım ilk yemekte kıyafetimi sen alacaksın. Parayı şimdiden hazırlamaya başla.Ben;
Tamam, Olur.Diyerek konuyu kapattım. Olmayacak şeyin hayalini kurmaya gerek yoktu.
Leyla ile biraz daha sohbet ettikten sonra geç olduğu hem yarın da iş olduğu için, bende hemen pijamalarımı giyip yatağa attım kendimi bugün yorulmuştum. Ve gözlerim kendiliğinden kapanıyordu , bende daha fazla zorlamayarak kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
♦♦♦
Ah! yine o alarmın iğrenç sesi. Alarm da dünyanın en güzel şarkısı bile çalsa alarm olduğu için iğrenç bir sese dönüşüyordu.
Daha fazla sesi duymamak için düğmesine bastım ve yataktan kalktım. Rutin işlerimi halledip aynanın karşısına geçtim bugün saçlarımı dümdüz yapmak geldi içimden ve zaten dünden düzleştirdiğim saçlarımın üzerinden geçtim. Sağ tarafına hafif volüm verip sol tarafa attım. Saçlarımla biraz daha oyalanırsam geç kalacaktım.
Herşeyin tamam olduğunu anlayınca evden çıktım yine her zaman ki gibi tıklım tıklım'dı hayır bu kadar insanın arabası yoksa bu trafik neden sıkışıyor ki?
Durağa gelince, hemen mağazaya girip üzerimdekileri çıkarıp astım.
İçeriye girdiğimde Leyla gelmişti. Girer girmez hemen laf attım. "Leyla hanım bugün erkencisiniz? koca avcılığı için mi bu?" diyerek dalga geçtim. Bunları söylerken basmıştım kahkahayı Allah'tan kimse duymamıştı."Görüşeceğiz Ela hanım, ben elde edincede senin karşına geçip aynen bu şekilde kahkaha atmayı planlıyorum tatlım." diyerek yapmacık bir şekilde gülümsedi Leyla bu işe kendini iyi kaptırmıştı.
Bu haline de kafa sallayıp reyona geçtim ben tabiki arkadaşımın mutlu olmasını isterdim. İstermiydim gerçekten? Yakışıklı çocuktu vesselam. Her kızın dikkatini çekecek kadar yakışıklı. Ve benimde çekmişti ama benim böyle şeylere ayıracak vaktim yoktu.
Biraz daha işimle oyalanıp zaman geçirdim. Bugün uyuz patronumuz daha dikkatli olmamızı söylüyordu çok önemli bir müşterisi gelcekmiş ve o kimi seçerse o yardımcı olacakmış.
Ah! gerçekten çok güzel bi evcilik oyunumuz eksikti zaten.
Bu da bir an önce gitseydi iyice kabak tadı vermeye başlamıştı.
Yemeğe Leyla ile baraber indik onu seviyordum sadace kendine fazla güveniyordu tamam yalan değil güzel kız ama bu biraz fazlaydı. Ne demişler davul bile dengi dengine boşuna üzmüş olurdu kendini
"Ne oluyor kızım, niye bakıyosun?" Leyla'nın bağırmasıyla transtan çıkıp cevap verdim.
"Hiç canım dalmışım."
Diyerek geçiştirdim. Şimdi ona söylesem oo seyret dur Leyla'yı.
"Hadi hadi saatimiz doldu."
Diyerek çekiştirdim Leyla'yı yukarı çıktığımız da hemen eski halimizi alıp işe koyulduk.
Yine her zaman ki yoğunlukta devam ediyordu
"Ela hanım bakar mısınız?"
İsmimin seslenmesiyle arkamı dönmüştüm. Bu yeni patronun sesiydi, kalbim bi an boğazımda attı arkamı yavaş yavaş döndüğümde bana gülümseyerek baktığını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
RomanceTerk ettiğin şehirler yanıyor sonra, Koparmadığın çiçekler yanıyor, Ölüm, ölmediğin için kızgın sana; Hayat, iyi yaşamadığın için. "Seviyorumlar" eksiliyor cümlelerinden. Dostlar sırtından bıçaklıyor. Ben kalbinden öpüyorum seni. -Melike Birgölge