Ela'nın şuan şu durum da sevinçten çığlıklar atması gerekiyordu. Sevdiği aşık olduğu adam evlenme teklifi etmişti. Gelgelelim ki durum öyle değildi. Daha dün büyük bi tartışma yaşamışlar. Sevgilikte bunları yapan adam evlendikten sonra da aynı olursa o evlilik devam eder miydi? Zaten bir insan huyundan vazgeçmezdi. Sadece biz o huylara alışırdık. Kendimizi ona göre uydururduk. Zaten evlikte böyle bişey değil miydi. Evlikte hayat müşterekti. Ama Aras'ın kıskançlıkları dur durak bilmiyordu.
Birde yaptığı hatayı kabul etse ama nerde.
Aras'a baktığında ondan bi cevap beklediği gördü."Ben..ben bilmiyorum," diyerek kekeledi. Bu evliliği deli gibi istiyordu. Hergün Aras'ı görmek, onla uyumak, hergün onu karşılamak tarif edilemeyecek birşeydi Ela için.
"Bak bütün hatalarım için özür dilerim tamam mı? Artık eskisi gibi olmayacağım. Gereksiz kıskançlıklar yapmayacağım,"
Bu adam dünki adam mıydı? Ela gerçekten ne düşüneceğini bilmiyordu. Belki değişir diye düşündü. Onunda mutlu olmaya hakkı vardı. Bu kişi de Aras olmalı diye düşündü.
"Eveet!" diye bağırdı. Aras kalkıp Ela'ya sıkıca sarıldı. Sanki iki günde birbirlerini özlemişlerdi. Birbirlerinden ayrıldıktan sonra Aras Ela'ya yüzüğü taktı ve tekrar sarıldılar. Ela sanki bi rüya içerisindeydi. Ama uyanmak istemediği bi rüya.
Beraber onlar için hazırlanmış masaya oturdurdu. Mutlulukları tarif edilmez cinstendi.
Orada çalışan kız masayı donatmaya başladı. Bu arada onlar sadece birbirine bakıyordu. Servis bittiğin de "tamam Emel sen çıkabilirsin." kız başını sallayarak evden ayrıldı. Şimdi yanlız başınalardı.
"Ailene söyledin mi?" diye sordu Ela. Babası değilde annesi bu evliliğe çok karşı gibiydi.
"Bu benim hayatım. Onlardan izin alacak değilim." Ela kafasını sen bilirsin dercesine büktü. "Bir kaç gün sonra aileler arasında yüzük takalım diyorum sana uyar mı?"
"Olur. Bende birkaç arkadaşımı çağırırım sadece," derken bile hüzünlenmişti. Tamam ailesi ölmüş olabilirdi ama ailesiyle birlikte akrabaları da ölmüştü sanki. Ne olurdu biri yanında dursa? Teyzesini anne yerine koysa, amcasını baba yarısı olarak bilse. Ama hepsi vefasızdı. Cenazeden sonra kimse arayıp sormamıştı bile.
"Üzülme" dedi Aras eline sıkarak. "Ben senin ailen olurum"
"Teşekkür ederim" dedi yarım bi gülüşle.
"İsteğin herkesi çağırabilirsin. Zaten nişan ve düğün devamında gelir"
Ela başını olumlu şekilde salladı. Aceleye gelsin istemiyordu ama çokta uzasın istemiyordu.
Konuşmadan sonra sessizce yemekler yendi ağızlarını açıp tek kelime etmediler. Sessizliği Aras bozdu. "Dans mı etsek?"
"Bana uyar" dedikten sonra Aras Ela'nın elinden tutup kaldırdı. Telefondan bi şarkı açtıktan sonra yavaş adımlarla dans'a başladılar. Şarkı Tuna Velibaşoglu-Kal ölene kadar çalıyordu. Güzel bir seçimdi.
Şarkının her nakaratında Aras Ela'nın kulağına giden gitsin sen kal ölene kadar diyordu. Bu halleri Ela'nın çok hoşuna gitmişti. En son şarkı bittiğin de yerlerine geçtiler.
"Sence balayını nerede yapsak?" diye bi soru yöneltti Aras. Tabii bu Ela da şok etkisi yaratmıştı. Birden eliyle oynaya başladı. Nerden çıktı bu soru diye kendi kendine homurdandı.
"Daha düğün olmadı yavaş ol biraz"
"Olsun biz şimdiden herşeyi ayarlayalım. Sonradan sorun çıkmasın."
"Aslında.." diyip sustu Ela. Aklında biryer vardı ama söylemeye cesaret edemedi. Çok pahalı biryerdi. Aras zengindi ama olsundu. Genç yaşlardan beri hayalini kurduğu bir yerdi.
"Aslında?"
"Neyse boşver,"
"Hadi söyle Ela aklımızda bulunur en azından?"
"Maldivler nasıl? Hem gözlerden uzak hem kafa dinlenecek harika biryer."
"Pek kafa dinleyecek vaktin olmayacak ama olsun. Güzel seçim hayatım."
Aras'ın söylediği cümleye karşın Ela bi hayli kızarmışve utanmıştı. "Artık eve gitsem iyi olur diyerek yerinden kalktı." ardından peşi sıra Aras kalktı. "Gel, gel utanma" diyerek Ela'ya sarıldı. "Gerçekten gitsem iyi olacak, yarın erkenden iş var" dedikten sonra evden çıktılar. İkisi içinde unutulmaz bi gündü. Araba ile eve sessiz sedasız gittiler.
******
Aras kendi evine geldiğin de ailesi yatmamıştı. Bu iyi olmuştu çünkü bu haberi verme vakti gelmişti. Zaten abisi ve yengesi de burdaydı.Boğazını temizleyip dikkatleri üzerine çekti. "Cumartesi sizin için de uygunsa Ela'yla aile arası yüzük takalım diyoruz?" herkes ağzı açık bi şekilde Aras'a baktı. Sadece babasının haberi vardı. Ondan gizli saklı iş yapmazdı, yapsa bile babası buna mani olurdu. Evlilik teklifini abisinin evinde yapmıştı ama abisi sadece konuşacağını biliyordu bu evlilik teklifinden hiç bahsetmemişti.
"Saçmalık, o kızın bi ailesi bile yok! O kız sana layık değil, hem-" Aras annesinin lafını hiddetle kesti.
"Asıl senin yaptığın saçmalık ailesi olup olmaması ne değiştirir. Sakın onun yanında böyle şeyler söyleme!" babası bildiği için bi tepki vermedi. Ela ile tanıştıktan sonra Aras'ta ki değişikliğin farkındaydı. O kız ona belli ki iyi geliyordu.
"Tabii olur oğlum," dedi babası. Annesinin bu kadar saçma konuşmasını anlayamamıştı. Nerden vuracağını şaşırıyordu. Aras'ı kız kardeşi, yengesi ve abisi tebrik ettikten sonra odasına çıktı. Peşi sıra da abisi.
Odaya girdikten sonra, "gel bakalım konuşalım biraz" dedi abisi. Evlilik hakkında birşeyler söyleyecekti anlaşılan.
"Bak seninle bu konu hakkında ilk ve son konuşmam olacak. Ela'yı gerçekten seviyo musun? Onu mutlu edebilir misin?"
"Abi biz onunla birbirimizi 5 yıldır seviyoruz. Biz birbirimize ait gibiyiz. O yurt dışına gittiğin de beni hiç başka bi kızla gördün mü? O gittiğin de onu unutmayı çok istedim çok denedim ama olmadı. O zaten benleyken mutlu bunu görebiliyorum. Bende öyleyim," diye uzun uzun anlattı. Abisi Aras'ı ilk defa böyle gördü. Gerçekten Ela'ya aşıktı.
"Çok uzatmayın evlilik işini hemen de yapmayın. Mesela 1 sene kadar uzatmayın," Aras bunları onayladıktan sonra abisine sarıldı. Abisi odasından çıktıktan sonra oda duşa girdi. İçinde tarifi olmayan mutluluk vardı. Evleniyordu hemde aşık olduğu kadınla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
RomanceTerk ettiğin şehirler yanıyor sonra, Koparmadığın çiçekler yanıyor, Ölüm, ölmediğin için kızgın sana; Hayat, iyi yaşamadığın için. "Seviyorumlar" eksiliyor cümlelerinden. Dostlar sırtından bıçaklıyor. Ben kalbinden öpüyorum seni. -Melike Birgölge