Yavaş adımlarla nikah memurunun yanına ilerledik. Nikahımıza kimseyi çağırmamıştık. Zaten düğünde de aynısı olacaktı.
İkimiz de gerilmiş bir şekilde oturduk. Nikah öncesi bu kadar çok kavga eden tek çift bizdik sanırım. Heycanlı değildim, aksine rahattım. Prosedür gereği Aras'ın iki arkadaşı da geldiğin de hazırdık.
"Gelin Hanım. Adınız, soyadınız?"
"Ela Gürsoy."
"Damat Bey. Adınız, soyadınız?"
"Ahmet Aras Özkaracalar."
"Evlenmek için kurumumuza başvurdunuz. Hastalıkta, sağlıkta Ahmet Aras Bey'i eşiniz olarak kâbul ediyor musunuz?"
"Evet."
"Ahmet Aras Bey. Hastalıkta sağlıkta Ela Hanımı, eşiniz olarak kâbul ediyor musunuz?"
"Evet."
Şahitlere de sorduktan sonra imzalar atılmış nikah işide bitmişti. İşte, tam olarak şuan evliydim. Aras benim kocamdı.
Arabaya bindiğimiz de elimde Aile cüzdanına bakıp duruyordum. Şaka gibi geliyordu herşey. Mağaza da başlayan patron, eleman ilişkimiz şuan evlilikle sonuçlanıyordu. Ne günlerden, ne zorluklardan geçmiştik evlilik için.
"Evlendik." dedim. Hala idrak etmeye çalışarak oda benim gibi "evlendik." diye tekrarladı.
"Beni artık eve bırakabilirsin. Gelinliği ve kalan işleri yarın halledeceğiz Deniz'le." başını olumlu bir şekilde salladı. Ben elimdeki aile cüzdanına tekrar tekrar baktım.
♦♦♦
Evin önüne geldiğimiz de Aras'ı öpüp inecekken, kolumdan tutup oturmamı sağladı. Elini arka cebine atıp cüzdanını çıkardı. Ben ise onu izliyordum. Ne yapmaya çalışıyordu?"Al bu kredi kartını. Yarın ki işlerinizi bununla halledersiniz."
Kaşlarımı çatıp ona bakmaya başladım. Bu düşünceli haraketini elimle kredi kartını iterek cevap verdim.
"Benim var. Teşekkür ederim."
"Ela al-,"
"Lütfen." diyip konuyu kapattım. Oda fazla uzatmamıştı. Ben eve çıkarken ondan geriye kalan tekerlek sesiydi.
Yorgunluktan evin merdivenlerini bile çıkamayacağımdan asansöre atlayıp 3.kata çıktım.
Geldiğim de biryandan ayakkabımı çıkarıyor bir yandanda zile basıyordum. Deniz kapıyı açınca direk içeri daldım.
"Hoşgeldin, ne yaptınız herşey tamam mı?"
Başımı olumlu bir şekilde sallayıp salon'a geçtim. Deniz birkaç şey almıştı.
"Evet mekân, davetiyeler, nikah işlemleri tamam. Sende durumlar nasıl?"
Elini şaklatıp yerine oturdu. Anlaşılan oda herşeyi halletmişti. Zaten ondan başka birşey beklenilmezdi.
"Kına yapılacak mekân ayarlandı yarın değil sonraki gün. Organizasyon şirketini ayarladım, eğlenceyi falan onlar ayarlayacak. Hint kınası yapan bir kız ayarladım, isteyen kişilere yapacak. Birde kızlar kafasına taksın diye birkaç şey aldım. (Elindeki taçı gösterek) Bir de sana şunu aldım nasıl? Bindallı giymeyeceğini söyledin. Elbiseni buna göre alalım."
Bizden çok şey halletmişti. Bu kız tam bir hayat kurtarıcısıydı. Kardeşim gibi herşeye koşuyordu. Hakkını ödeyemezdim.
"Harikasın biliyorsun dimi? Zaten bir harika birşey daha söyliyim. Kınama Aras'ın kız kardeşini ve annesini de çağıracağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
RomanceTerk ettiğin şehirler yanıyor sonra, Koparmadığın çiçekler yanıyor, Ölüm, ölmediğin için kızgın sana; Hayat, iyi yaşamadığın için. "Seviyorumlar" eksiliyor cümlelerinden. Dostlar sırtından bıçaklıyor. Ben kalbinden öpüyorum seni. -Melike Birgölge