Bölüm şarkısı; Eylem Aktaş- Hatırla Sevgili.
Zaman nasılda saklıyordu hatıralarımızı bizden. Yaşananlar üstünde tozlu örtülerle duruyordu bilinçaltımızda. Bazen bir ses bazen bir koku ve bazense tanıdık, yüreğe işleyen bir bakış hediye ediyordu kayıp anılarımızı bize.
Uzaktan çok uzaktan beynimin en derinlerinde duyuyordum sanki o naif tınılı sesi.
"Anne?"
Akerle yemek yediğimiz dinlenme tesisinin merdivenlerinde küçük bir erkek çocuğu oturuyordu.
"Senin ne işin var burada bakayım? Hem hava çok soğuk hadi içeri geçelim."
Gözlerini avucundaki kolye ucundan ayırmıyordu.
"Hayır hiçbir yere gitmek istemiyorum. O döneceğine bende bekleyeceğime söz verdim ve bekleyeceğim."
En fazla yedi yaşında olan bir çocuk kimi bekleyebilirdiki? Yoksa oda benim gibi annesini mi bekliyordu?
Zihnimdeki ses gittikçe yaklaşıyordu sanki.
"Anne buradasın biliyorum. Sesini duyuyorum ama seni göremiyorum. Lütfen seni görmeme izin ver."
Şarkı söyleyen ses annemin sesiydi. Bunu biliyordum. Kalbim biliyordu.
Çocuğun yüzüne bakabilmek için eğildim. Gözleri sanki...
"Bak ne diyeceğim sana. Bende birini bekliyorum. Burada olan birini. Belki senin beklediğin kiside buradadır. Eğer sen bana yardım edersen bende senin o kişiyi bulmana yardım edeceğim."
Birden ayağa kalkıp elini bana uzattı.
"Hadi o zaman acele edelim."
Elini tutup yürümeye başladım. Adımlarım boşlukta yok oluyordu sanki, aynı yerde dolanıp duruyorduk.
"Annemi hiç görmedim ben. Sadece fotoğraflarda. Yirmi günlükmüşüm son nefesini verdiğinde. Sesini duyuyorum. Şarkılar söylüyor bana ama onu bulamıyorum."
Gözleriyle dudaklarımı okuyordu. Dinliyordu ama, anladığından şüpheliydim.
"Sen kimi bekliyorsun burada anneni mi?"
Başını iki yana salladı.
"Sesi duyabiliyor musun? İceriden geliyor."
Odanın kapısı kendiliğinden açılıverdi.
Uzun toprak rengi saçları omuzlarından üzerindeki gece mavisi elbisenin üzerine dökülen kadın pencereden dışarıyı izliyordu.
"Anne?"
İçeri girmeye çalısıyordum ama bir şey bana engel olmuştu.
"Dur gitme"
Çocuk kendinden beklenmeyecek bir kuvvetle beni çekiştiriyordu.
"Gitme. Buldum onu. Sözünü tuttu."
İstemeyerekte olsa beni sürüklemesine izin verdim. Hipnotize olmuş gibi 'sözünü tuttu' diye sayıklıyordu.
Karanlığın içinde bir ayna belirdi. Sonsuzlukta asılı kalmıştım sanki.
"Görüyor musun?"
Aynadaki yansımama baktım. Sesin sahibinin nefesini ensemde hissediyordum. O ses...
"Sonunda geldin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK "Yol Arkadaşının Kiraz Çiçeği"
Romance☆ "Aker dur kımıldama. Kirpiğin düşmüş." Sanki bir elmasa dokunuyormuş gibi yavaşça aldım yanağından tenine tutunmaya çalışan kirpiği ve parmaklarımı üzerine kapattım. "Dilek tut bakalım Yağız Aker." Gözlerini yumup uzunca bir süre öyle kaldı. Güneş...