Gökkuşağı

741 69 493
                                    

Bölüm şarkısı; Yirmi7- Sokak lambası.

Bu bölümü YagmurDuruErgin ithaf ediyorum. Umarım mutluluklar hep seni bulurlar, ne dileğin varsa kabul olsun. Gülümsemekten vazgeçme. Seni seviyorum.

Şimdi geçelim bizim Karanlık dünyamıza...

                         ☆☆☆

Bir gökyüzü gerek bana,
Kağıttan gemilerimi yüzdürebileceğim.
Nefesinden kattığım canıma,
Bir şehir gerek,
Islak kaldırımlarında yerden yüksek oynayacağım,
Bir yeryüzüm olsun.
Birde sen her şeyden önce,
Yedi renk.
Tut ellerimden,
Yağmur damlaları yakılacak şafak vakti.
Bizi de katarak yanına.
Ben de çiçekler açacak, sen de güneş,
Yanınca.
Küllerimiz altın sarısı kumlara karıştığında,
Can olacağız.
Yedi renk,
Gökkuşağında!

                          ☆☆☆

Mutluluk ağlamanın bahanesi olduğunda, gökkuşağı çıkıyordu dudakların birleştiği yerden.

Aşktan eşsiz gürültülerle yağan yağmur güneşi alıyor koynuna bekliyordu yedi ay, doğmasını kuşağın.

Her ayın payına bir renk düşüyordu.

Kırmızı; kalplerimizin heyecanla atan ritminden yayılıyordu tenlere. Tutku, yanık ipek kozası misali sarmalardı yanakları şehveti de yanına alarak.

Turuncu; sevinci temsil ediyordu roman sayfalarından gerçek hayata taşan. En çokta gün batımında güzeldi.

Sarı; onun gözleriydi benim için. Hiç bulutlanmadan hareleri, gözlerinden gördüğüm ruh eşim.

Yeşil; ormanları kıskandıracak ferahlıktı, nefesinden nefesime karışan havasında.

Mavi; umut dolu mutluluktu kokusundan içtiğim. Aşk iksirinin olmaz olmaz malzemesi, denizlerim.

Lacivert; gecemiz bizi kavuşturan birbirimize. Karanlık sokakları aydınlatan yerde, ışığı seğiren çıkmazda ortaya çıkardı aniden.

Mor; uygarlığımızın asil temsilcisiydi. Kanatlarının altına aldığında beni tüm merhametiyle, dilek balonlarının mor ateşleri kaplıyordu etrafı.

O benim yedi rengimdi...

Ve biz dünyada değil, gökkuşağındaydık.

Yıldızları izledik biraz, canlanan mazi yavaş yavaş terk ederken bahçeyi. Benim bulanık hatıralarım, onun dün gibi hatırladığı gerçekleriyle tamamlanmıştı.

Aklımdan geçen rengarenk düşüncelerle gökyüzünü değil beni izleyen adama baktım.

"Biliyor musun Yağız, yıllar önce karşılaştırmasada kader bizi, seni yine bulup severdim ben. Çünkü nerede ve kim olursam olayım bütün yollar beni sana getirecekti. Tıpkı sana yeniden aşık olmam gibi. Sil baştan..."

Elimi bırakmadan ayağa kalktı. Öyle ruhuma dokunuyordu ki bakışları bana dilediği şeyi yaptırabilirdi.

"Sil baştan seven sadece sen değilsin. Odana girdiğimde bana verilen görevle, dakikalarca durdum başında. Yerini bile unuttuğum kalbimin sesini duydum seninle. Anladım ki benim savaşmamı sağlayan şey intikam hırsım ve soyadımı onurlandırmaktan önce, senmişsin."

KARANLIK "Yol Arkadaşının Kiraz Çiçeği"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin