Medya;Yade'nin Yağız Aker'in yokluğunda hissettikleri.
Bölüm şarkısı; Aytekin Ataş-Mecnunum Leylam'ı Gördüm.
Bu bölümü Dukeofkent13 ithaf ediyorum. Burada iyi ki tanıştım dediğim insanlardan birtanesi. Öyle güzel ve masum hisleri varki tek cümlesinden anlıyorsunuz kalbinin iyiliğini. Umarım hep karşına kendin gibi mükemmel insanlar çıkar. Umarım kapını çalan hep mutlulukta getirir yanında ve birde beyaz küçük bir yavru kedi. Seni sevdiğimi ve hep seveceğimi bil.
Şimdi geçelim bizim Karanlık dünyamıza...
☆☆☆
Ve sen hiç unutma sevgilim,
Birgün kayıp umutlar gökyüzünde sonsuzluğa kanat çırpacak.
Hayra açılacak tüm kapılar.
Zühre yıldızı,
Aşkımız her sönmeye yüz tuttuğunda
Tüm parlaklığıyla bizim meşalemizide yakacak.
Gidilen yollar adresi şaşırıp hep avucuna bırakacak beni.
Ve sen hiç unutma sevgilim,
Dalgın unutkanlığımda bile benim
Karanlıklar içindeki kalbim yalnız senin için çarpacak!☆☆☆
Milyarlarca yıldız vardı gökyüzünün iç burkan siyah gülümsemesinde. Her an içlerinden biri bana onu anlatacakmış gibi kulak veriyordum fısıldaşmalarına. Elini uzatıyordu kuyularından usulca en parlak olanı. Gel seni götüreyim buralardan diyordu. Gel gidelim bu geceyken bile gri olan şehirden. Tüm galaksi suretine bürünmüş, bana onu ne kadar çok sevdiğimi haykırmak istercesine bir söndürüp bir yakıyordu ışıklarını.
Güneş ufuk çizgisinin doğusundan gözüktüğünde hepsi çığlık çığlığa intihar ediyorlardı.Bir adamın yüreğinde yeniden doğmak için.
Gülüşüne doluyorlardı ordan, öptüğüm ellerine.O göğün yüzüydü ben ise yerin. Aramızdaki mesafeye engelleyemiyordu kavuşmasını gözlerin.
O gökyüzüydü, ben yeryüzü ve dünya ayrılıkla örtmüştü üstümüzü evvelden. Denemekten vazgeçdi koparamayınca birbirinden bakışlarımızı. Aşk her güçlüğü yenerdi değil mi?
Omuzlarıma düşen şalın sıcaklığıyla bedenime doladım kollarımı. Kaç saattir oturuyordum burada bilmiyordum ama saydığım yıldız sayısı kadar çok değildi.
"Üşüdün güzel kızım, düşüncelerinden üşüdün."
Yanıma oturup başımı omzuna yasladı. Anne gibi kokuyordu. Bilmesem ve tasfir edemesemde o huzuru hissediyordum. Acılı bir anneydi o.
"Aksine babaanne, yaklaşık iki aydır hiç üşümüyorum."
Sonsuz karanlığa çevirdim birkez daha bakışlarımı. Neden korkardı insanlık karanlıktan? Oysaki o tüm çömertliği ile saklıyordu kötülüğü, bilinmezliği. Karanlık aydınlıktan daha saftı aslında. İyi olma hakkından feragat etmiş ve yargılanmıştı zihinlerimizde. Bitmek, tükenmek bilmeyen bir tualdi o ve biz tüm zehirimizle kirlenmesini izlemiştik.
İki hafta olmuştu. Farklı yerlerde uykuya dalıp aynı rüyalara uyandığımız iki hafta. Yokluğun duyguları yoğurduğu büyük bir boşluk vardı içimde. Kendi kıyametimi çoktan yaşamış ama ölmemiştim. Oysaki yalnızca ebediyetime kavuşmak istiyordum. Bu yolda sendelesemde, onun ellerinden hayata tutunmak...
"Geldiğinden beri hiçbir şey anlatmadın Yade. Benimle neden konuşmuyorsun? Bana biraz o'nu anlat."
Ayla Özhan'ı yani babaannemi bu yaşıma kadar sadece bir kere görmüştüm. 14. yaş günümde, her şeyi yok sayıp İstanbul'a gelmişti. Ara sıra konuşurduk telefonla ama, yetmiyordu artık. Gelmesi için yalvarmıştım. Saatlerce ona çok ihtiyacım olduğunu söyleyip durmuştum. Beni kırmayıp gelmişti, yani en azından o böyle düşünüyordu. Zaten paramparça ettiğini bilmeden. Dedemle hala evliydi ama ruhları yıllar önce imzalamıştı o boşanma celbini. Hatta dedemin yanı sıra babaannem benide kovmuştu hayatından. Küçücük annesiz bir bebekken, bunca acıya dayanamayacağını söylemiş ve bizi terketmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK "Yol Arkadaşının Kiraz Çiçeği"
Romance☆ "Aker dur kımıldama. Kirpiğin düşmüş." Sanki bir elmasa dokunuyormuş gibi yavaşça aldım yanağından tenine tutunmaya çalışan kirpiği ve parmaklarımı üzerine kapattım. "Dilek tut bakalım Yağız Aker." Gözlerini yumup uzunca bir süre öyle kaldı. Güneş...