Bölüm şarkısı Erkin Koray-Sevince
Sevince,
Umutlar dolar kalbinden parmak uçlarına.
Gözyaşları sadece mutluluğa akar.
Bulutlar koşar gökyüzüne,
Rüzgar isimlerinizi fısıldar
Ve güneşte iki meşale fazla yanar sevince.
Bir adamın dudakları, öptüğü ellerini yedi renge birden boyayabilir.
Yürek öyle büyür ki sevince
Tüm bedenini esir alabilir.
Kardan avuçlarına alev yağdırırsın sevince,
Kendinde yok olup onda var olacağını bile bile.19 sene önce - İstanbul
Elimi sanki çoktan içimde yer edinmiş bir bebek olduğuna eminmiş gibi karnıma koydum. Hissediyordum. Bir kızım olacaktı. Dünyaları, karanlığın vurduğu ormanları gözlerine sığdıran bir kız çocuğu. Toprak rengi saçlarından nehirler akan; gülüşünde babasını, sesinde annesinin tınısını taşıyan bir çocuk.
"Yalın?"
"Deniz'im?"
"Yalın?"
Yattığı yerden doğrulup elini elimin üzerine koydu.
"Kaç gün geciktiniz Bayan Özhan?"
Sırtımı Yalın'a yaslayıp başımı omzuna koydum. Sanki sonsuza kadar ait olacağım bir uygarlık gizliydi orada. Ve tabiki o uygarlık benim nefesimdi.
"Bugünle 10 gün oldu eşim."
Kendiyle beraber benide yatağa çekti.
"Eşim demek ha?"
O çok sevdiğim ve her daim düzenli olan saçlarını karıştırıp gözlerinin içine baktım. Şaşkınlıkla saçlarını düzeltmeye çalışıyordu. Tıpkı lisedeki gibi. Tıpkı kan ter içinde kalana kadar futbol oynadıktan sonra saçlarını karıştırıp yanağından öpmem gibi.
Yavaşca yüzüne eğildim. Bu seferki hedefim kirli sakallarının sakladığı yanakları değildi. Onlarda herzaman için iyi bir seçenekti ama ben kalbimi, evrenin en güzel akide şekerine dönüştüren o hissi istiyordum. Dudaklarına masum bir öpücük kondurup geri çekildim. Benim güneşim artık onun dudaklarında batıyordu.
"Eşim tabi; ruh eşim, can yoldaşım, beyim, erim, kocam ve sen bütün sıfatlarla bana aitsin çünkü sen benimsin."
Yalın birden yerinden kalkıp beni iki kolunun arasında bıraktı. Kollarıyla hapsetmişti beni ve hep onun göz hapsinde olacağımı bilmek müebbet hapis istememe neden oluyordu. Ona karşı teslimiyetim sonsuzdu.
"Sen kimsin biliyor musun Deniz'im?
Sen benim en güzel uykularımı süsleyen, rüyalarımın kadınısın. Çünkü ben seni uyanıkken hayal bile edemezdim.
Sen benim şansımsın. Birlikte büyüdüğüm.
Yuvam, memleketim, umutlarım, uğruna delice savaşlar verebileceğim sebebim, nedenim, yaşama sevincimsin.Deniz'im; kadınım, karım, çocuklarımın annesi, ailemsin."
Derin bir nefes alıp göz bebeklerime kahkahalar attıran konuşmasına devam etti.
"Seni seviyorum Deniz. Seni defalarca fizik anlatabilecek kadar çok seviyorum."
Bir çırpıda söyleyivermişti bu her biri kalbime nakış nakış işlenen cümleleri.
Umut gibiydi.
Kollarımı boynuna dolayıp alnımı alnına yasladım.
"Seni seviyorum, akide şekerim."
Elinden tutup mutfağa doğru yürümeye başladım. Bizim bebiş, yeni evli çift anne ve babasının romantizminden aç kalmıştı ve yemek diye haykırıyordu resmen. Tamam o benim oburluğumdanda olabilirdı. Obur Deniz'in obur Yalın'ı ve obur kızı olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK "Yol Arkadaşının Kiraz Çiçeği"
Romance☆ "Aker dur kımıldama. Kirpiğin düşmüş." Sanki bir elmasa dokunuyormuş gibi yavaşça aldım yanağından tenine tutunmaya çalışan kirpiği ve parmaklarımı üzerine kapattım. "Dilek tut bakalım Yağız Aker." Gözlerini yumup uzunca bir süre öyle kaldı. Güneş...