Ruhuna değemeyeceğini bile bile seviyorsan ; değmeyeceğinide biliyorsun demektir...Hayatlarımız belkiler ve keşkelerle doludur. Aynada ruhumdaki kırıkları izlerken bu olgularıda görüyordum. Yalnızlık ve acının yanında gülümseyerek süslüyordum yansımamı. Böyle olmasını hiçbir zaman istememiştim. Banada fikrim sorulmamıştı zaten.
Camdan dışarı baktığımda gördüğüm manzara beni gülümsetmisti. Burada kalmaya başlayalı birkaç gün olmasına rağmen Aker ev halkıyla gayet iyi anlaşıyordu. Özellikle Baharla. Ben onun yanında fazla yabani kalıyordum.
Bahar'a bakışı gülüşü o kadar farklıydı ki. Onu mutlu ettiğinde oda mutlu oluyordu.
Üstümü şöyle bir düzeltip odadan çıktım. Merve ablanın verdiği kıyafetler üzerime yapışmıştı neredeyse. Keşke evden ayrıldığım o gün daha çok şey alsaydım yanıma diye pişman olmuştum ama o kadar düzensizdiki dolabım elime ne geldiyse onu koymuştum çantaya. Birde büyük mektup kutusu. Alışverişe çıksam iyi olacaktı.
"Nasılsınız Mete Amca?"
Bey kelimesini kullanmama kızıyordu. Zaten bey, hanım diyemeyecek kadar yakın hissediyordum onları kendime.
Beni görünce gülümsedi ve yanındaki boş yeri oturmam için işaret etti.
"Iyiyim kızım. Seninde daha iyi olmanı umuyorum."
Aslında kotü hissetmiyordum. Sadece hayatımın bir anda tepetaklak olması beni yormuştu. Seçil Teyze pencereden Aker'e seslendi.
"Siz ikiniz eve gelseniz iyi edersiniz, hava iyice soğudu."
Merve abla eşinden ayrılalı bir buçuk sene olmuştu. Bahar için anne babasının ayrı olması zor bir durum olmalıydı ama her aşk mutlu sonla bitmiyordu ne yazık ki. Aker belkide babasından eksik kalan boşlukları dolduruyordu küçük meleğin kalbinde.
"Hadi bakalım herkes kahvaltıya."
Seçil teyzenin sesiyle birden ayağa kalkıp mutfağa yöneldim. Tuhaf bakışlar karşısında gülümseden edememiştim. Benim bu hallerime zamanla alışacaklardı.
"Herkes biraz oburdur degil mi?"
Aker dolaptan her sabah yediğini düşündüğüm yeşil elmadan çıkardı.
"Sanırım herkes değil."
Tabiki herkes değildi. Bu dünyada bir Yağız Aker gerçeği vardı.
"Kendini tatı tarifsiz nimetlerinden mahrum bırakmak senin seçimin."
Yiyebildiğim kadar yiyip sandalyemde doğruldum. Masadaki herkese ve ayakta elmasını kemirmekle meşgul olan Aker'e baktım.
"Müsadeniz olursa ben bugün dışarı çıkmak istiyorum. Biraz alışveriş yapmam gerek."
Üstümdekilere bakıp yüzümü buruşturdum. Kendimden fazlasıyla sıkılmıştım.
Merve abla tabağındaki son zeytinide ağzına tıktı. "Sana eşlik etmek isterdim güzelim ama Bahar'ı babasına bırakmam gerek."
Mete Amcaya baktım.
"Aslında yalnız gitsem çok iyi olur. Biraz kafa dinlemek istiyorum." Olumsuz yanıt alacağımın farkındaydım.
"Beraber gideriz."
Yol arkadaşım muzurca gülümsedi. Ondan başka seçeneğim olmadığını biliyordu. Nefesimi sıkıntıyla dışarı üfledim.
"Pekala. Dediğin gibi olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK "Yol Arkadaşının Kiraz Çiçeği"
Romance☆ "Aker dur kımıldama. Kirpiğin düşmüş." Sanki bir elmasa dokunuyormuş gibi yavaşça aldım yanağından tenine tutunmaya çalışan kirpiği ve parmaklarımı üzerine kapattım. "Dilek tut bakalım Yağız Aker." Gözlerini yumup uzunca bir süre öyle kaldı. Güneş...