İki kız kardeş uyandıklarında evin içi zifiri karanlıktı. Miray ve Selenay kanepeye uzanmış televizyon izlerken birbirlerine sarılmış halde uykuya dalmışlardı. Kapının açılıp kapanma sesine uyanmıştı ikisi de. Babası eve gelmişti sonunda. Akşamüzeri 17.00 de Başbakanlıkta verilen özel bir yemeğe gitmişti ve daha yeni dönüyordu. Miray bir an saatin kaç olduğunu merak etti. Elini komodinin üzerinde gezdirerek cep telefonunu buldu ve saatine baktı. Saat 22.00'yi gösteriyordu. Telefonu tekrar yerine koydu ve gözlerini ovuşturdu. Selenay'da kalkmış ablasının hemen yanında şaşkın gözlerle etrafa bakınıyordu.
'' Hey uyanın bakalım sizi tembeller, sabah oldu '' diyerek kızlarının o anki hallerine gülmeye başladı Musa bey. '' İşte bunlar da kızlarım Miray ve Selenay, onları hatırlıyor olmalısın değil mi evlat? '' dediği anda Miray babasının eve bir misafirle geldiğini anlamıştı. Hızla ayağa kalkarak üstünü başını toparladı. Babasının davet ettiği bu misafire habersiz yakalanmıştı iki kız kardeş. Miray bir an utancından yerin dibine girse de bunu belli etmemek için hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalıştı.
'' Neden misafirimize hoş geldin demiyorsunuz? ''
'' H-hoş geldiniz '' diye heyecanlandı bir an Miray. 30-35 yaşlarında esmer, kısa saçlı olan bu davetsiz misafir oldukça yakışıklı ve spor vücutlu bir adamdı.
'' Bu genç adamı bir yerden tanıyor musun bakalım? '' diyerek Miray'a gülümsedi babası. Ama adam Miray'a tanıdık gelmiyordu. Hafızasını ne kadar zorlarsa zorlasın onu bir türlü tanıyamamıştı.
'' Ah tanımamanız normal tabi ki de. Bu genç benimle birlikte çalıştığı sıralarda siz daha çok küçüktünüz. İşte bu yanımda duran yakışıklı adam tam beş sene boyunca benim korumalığımı ve koruma şefliğimi yaptı. Babası rahmetli İhsan Bey benim en yakın dostlarımdan biriydi. Bu yakışıklı gençte ondan bana kalan tek miras. Kenan'la yemek sonrası tesadüfen karşılaştık. Yıllar sonra seni tekrar görmek iyi geldi evlat '' diyerek yanındaki genç adamın omzunu sıvazladı Musa Bey.
'' Tanıştığımıza memnun oldum '' dedi Miray. Bu sefer sesi iyi çıkmıştı. Az önceki heyecanından eser yoktu artık.
'' Teşekkür ederim küçük hanım '' diye nazik bir şekilde karşılık verdi genç adam. Miray küçük hanım lafına biraz bozulsa da buna sesini çıkarmamayı tercih etti. Babası ve misafiri salona yerleşirken Miray kardeşini de alarak mutfağa girdi. Açlıktan ölüyordu neredeyse. Öğle vakti Zuhal ve Selenay'la birlikte yediği yengenden başka bir şey yememişti bu saate kadar. Dolabı açarak donmuş pizzaları çıkarttı fakat daha sonra babasının evden ayrılmadan önceki söylediği sözler aklına geldi ve tekrar salona döndü.
'' Baba eve döndüğünde hep birlikte yemeğe çıkacaktık unuttun mu? Selenay ve ben açlıktan ölmek üzereyiz. ''
'' Ah evet evet, tamamen unutmuşum. Hadi hazırlanın da bir an evvel çıkalım. Bugün çok güzel bir lokanta keşfettim. Yemeklerine bayılacaksınız. Kenan'da ayağa kalkarak '' bende otelime döneyim artık, saat epey geç oldu '' diyerek ceketini eline almıştı. Musa Bey kaşlarını çatarak '' Bunu duymamış olayım. Seni aç bir şekilde oteline yollayacağımı mı sanıyorsun? Bizimle geliyorsun, itiraz istemem ve de akşam yemekten sonra bizde kalırsın. Ben buradayken birde otel parası mı vereceksin? '' diyerek misafirini azarladı. Kenan itiraz edecek gibi olsa da Musa Bey '' itiraz istemem dedim'' diyerek Kenan'ın laflarını ağzına tıktı. Miray mutfaktan kardeşini alarak odasına götürdü ve üzerine en sevdiği pembe hırkasını giydirdi. Sonra kendi odasına girdi ve üzerindeki t-shirt'ü çıkararak dolabından çıkardığı kırmızı kapüşonlu sweet shirt'ü giydi. Kardeşiyle beraber el ele merdivenleri inerken '' biz hazırız baba '' diye seslendi. '' Hadi öyleyse çıkalım '' dedi Musa Bey ve hep birlikte kapıdan çıktılar. Kısa süren bir yolculuktan sonra babasının bahsettiği lokantanın önüne gelmişlerdi bile. Hep beraber arabadan indiler ve Musa Bey arabayı park etmesi için anahtarları görevliye verdi. Buranın odukça lüks bir lokanta olduğu belliydi. Tüm erkek müşteriler takım elbiseli, bayanlar ise mükemmel abiye kıyafetleriyle oturuyorlardı. Miray bir an üzerine daha iyi bir şeyler giymediği için kendine kızdı ama böylede oldukça şık görünüyordu. Cam kenarında bir masaya oturdular ve siparişlerini verdiler. Yemeklerin gelmesini beklerken Miray telefonuyla oynuyor, Selenay esniyor ve uyumamak için kendini zor tutuyor, Musa Bey ve Kenan'da sohbet ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKSİM - ( KİTAP OLDU )
ActionYedi romandan oluşacak TAKSİM serisinin ilk romanı '' Okullar Açılıyor '' Erkan Yılmaz, İspanya'da açtığı romanı, sokakların ve dansın büyülü atmosferiyle harmanlayarak sürdürüyor. Gizemli bir gösteri ve o gösteriyi gerçekleştiren dünyaca ünlü kore...