'' Annee kırmızı bluzumu bulamıyorum '' diyerek annesine seslendi Zuhal. Elbise dolabında ne kadar eşyası varsa hepsini tek tek denemişti. Bugün yeni arkadaşıyla okula kayıt olmaya gideceklerdi ve onun yanında kötü görünmek istemiyordu. Dolaptan çıkardığı eşyaları giyip aynada kendisine baktıktan sonra beğenmeyip bir sonrakini deniyordu. O kadar heyecanlıydı ki odasına giren annesinin sesini bile duymamıştı.
'' Şu benim elbezi olarak kullandığım bluzunu mu diyorsun tatlım? ''
'' Annee çok kötüsün, ben senin diş fırçanla saçlarımı tarıyor muyum?''
'' O bluzunu dolaptan alalı neredeyse bir sene oldu canım. Artık sana olmuyordu. Bunu sende biliyorsun ''
'' Ama o bluzumu seviyordum. ''
'' Biliyorum tatlım, eğer onu giymekte ısrarcıysan bir parçası mutfak tezgâhında duruyor ''
'' Bu hiç komik değil anne. ''
'' Üzerindekilerin nesi var, bence böylede çok güzel görünüyorsun. Bak ne diyeceğim. Ben üzerimi değiştirirken sende neden yeni arkadaşının evine gidip yarım saate kadar hazır olmasını söylemiyorsun? ''
'' İşte bu iyi fikir, güzel göründüğümden emin misin anne? ''
'' Bir melek gibi görünüyorsun canım '' diyerek kızına gülümsedi Melek Hanım. Kızının heyecanını anlıyordu. O artık liseye başlayacak yetişkin bir kızdı. Herkes gibi oda yeni arkadaşlarının yanında güzel görünmek isteyecekti. Okullar açılmadan önce kızına yeni kıyafetler alacağına söz verdi kendi kendine.
'' Peki öyleyse ben Miray'a çıkacağımızı haber verip geliyorum anne, birazdan görüşürüz '' diyerek odadan çıktı. Son kez dış kapının yanındaki aynadan kendisine baktıktan sonra kapıdan çıkıp Miray'lara doğru yürüdü. Miray'ların evinde hiç hareket yoktu. Bir an evde yoklar mı acaba diye düşündüyse de bu kötü fikri hemen aklından sildi. Bahçe kapısını açarak içeri girdi ve kaldırımlı yoldan evin kapısına doğru ilerledi. Garajdaki arabalardan birinin olmadığını fark edince o kötü fikir tekrar aklına geldi. Verandadan çıkarak kapıya yanaştı ve zile bastı. İçinden ''Allah'ım ne olur evde olsunlar'' diye dua ediyordu ki kapı açıldı. Kısa bir an sessizlik oldu. Zuhal karşısındaki bu yabancı adamı daha önce görmemişti. Bir an ne diyeceğini unutuverdi.
'' Buyurun küçük hanım. ''
'' Şeyy ben yandaki evde oturuyorum ve burada bir arkadaşım vardı yani ben diyecektim ki ''
'' Miray'ımı soruyorsun? ''
'' Evet, evet adı Miray'dı yani Miray evet o benim arkadaşım '' Zuhal o kadar heyecanlanmıştı ki cümle kurmakta zorlanıyordu. Bu adam oldukça yakışıklıydı. Gerçi kendisinden hayli büyüktü ama bu esmer adamda inanılmaz bir çekicilik vardı.
'' İçeri gel lütfen, bende Miray'ı çağırayım. ''
'' T- tabi olur '' Zuhal içeri girdiğinde odasından çıkmakta olan Selenay'ı gördü. Yeni uyanmışa benziyordu, gözleri şişmişti.
'' Merhaba Zuhal abla hoş geldin. ''
'' Hoş bulduk canım. Ablana geldiğimi haber verir misin? ''
Selenay ablasının kapısına vurdu. İçeriden ses gelmiyordu. Bir an uykuya daldığını düşündü ve kapıyı açtı. Ablasının kulağında kulaklık vardı. Laptopundaki şarkıları dinliyordu. Selenay'ı kapıda görünce kulaklıklarını çıkardı ve Selenay'a baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKSİM - ( KİTAP OLDU )
AcciónYedi romandan oluşacak TAKSİM serisinin ilk romanı '' Okullar Açılıyor '' Erkan Yılmaz, İspanya'da açtığı romanı, sokakların ve dansın büyülü atmosferiyle harmanlayarak sürdürüyor. Gizemli bir gösteri ve o gösteriyi gerçekleştiren dünyaca ünlü kore...