Gözde, akşam gelecek olan misafirler için çoktan hazırlık yapmaya başlamıştı bile. Hafta sonu olmasına rağmen kafeden erkenden ayrılmış, otobüse binmeden hemen önce birkaç yere uğrayarak evde gerekli olabilecek malzemeleri almıştı. Eve vardığında ilk olarak mangal malzemelerini kilerden çıkararak bahçeye kadar taşıdı. Daha sonra balkondan getirdiği masa ve sandalyeleri düzgün bir yere yerleştirdi. Evden bulduğu güzel bir masa örtüsüyle masanın üzerini örttükten sonra soluğu mutfakta almıştı. Babası Kadir Bey kafeden ayrılmadan önce kızına evde neler yapması gerektiğini tek tek anlatmıştı. Gözde babasının anlattığı sıraya göre her şeyi tek tek yapmaya çalışıyordu. Mutfaktaki işini bitirir bitirmez tekrar bahçeye çıkarak mangalı hazırlamaya koyuldu. Mangal yapmayı oldum olası çok seviyordu Gözde. Babasıyla her hafta sonu olmasa bile ayda iki üç kez mutlaka bahçede mangal partisi yapıyorlardı. Akşama gelecek olan misafirlerinin de bu mangal partisine bayılacaklarından emindi. Çünkü bu konuda babasına oldukça güveniyordu. Mangal kömürlerinin tutuşmasıyla birlikte dumandan etkilenmemek için ayağa kalkarak yanan ateşi kendi haline bıraktı. Bir an önce odasına gidip üzerini değiştirmesi gerekiyordu çünkü. Misafirler neredeyse gelmek üzeredir diye düşünüyordu içinden. Tam üzerini değiştirmek için eve yönelmişti ki çalan bahçe zilini duyduğu anda olduğu yerde kala kaldı. Beklenenden önce gelmişlerdi misafirler. Gözde hazırlıksız yakalanmıştı ama yinede üzerindeki kıyafetler fena sayılmazdı. Kapıyı açtığı anda ise bir sürprizle karşılaşmıştı. Gelen misafirler değil kendi kafelerinde çalışan Resul ismindeki çocuktu.
'' İyi akşamlar Gözde, bunları baban yolladı. Birazdan kendisi de evde olacakmış. ''
'' Ahh çok teşekkür ederim zahmetin için. ''
'' İstersen bahçeye kadar bırakayım, çünkü oldukça ağır bu poşetler. ''
'' Peki, mangalın hemen yanına bırakabilirsin. Çıkarken de kapıyı çekersen sevinirim. ''
Gözde elemana poşetleri bırakacağı yeri gösterir göstermez hızla eve girmişti. Odasına çıkıp elbise dolabından güzel bir kıyafet beğendi. Üzerindeki hızlıca değiştirdikten sonra aynada son kez kendine bakarak tekrar aşağı indi. Artık her şey hazırdı. Mutfakta daha önce hazırladığı tüm aperatifleri tek tek bahçedeki masaya taşıdı. Zaman geçtikçe Gözde'nin heyecanı da artıyordu. Yıllar sonra ilk defa eve arkadaşları gelecekti. Daha öncede eve gelen misafirlerle mangal partisi yapmışlardı ama bunlar ya babasının üye olduğu derneklerden arkadaşları yada kafeteryada çalışan personellerden ibaretti. Bu seferki başkaydı. Gelecek olan misafirler Gözde'nin arkadaşlarıydı. Tüm bunları düşünürken kapı bir kez daha çaldı. Kapıya doğru yürüyerek kapıyı açtı bu seferde beklediği misafirler gelmemişti. Gelen babasıydı.
'' Merhaba bebeğim. Çok güzel görünüyorsun. Gönderdiklerimi alıp hazırlamışsındır umarım. ''
'' Evet baba her şey hazır, senin dışında '' diyerek babasının üzerindeki kıyafetleri işaret etti gözüyle.
'' Ah tabi ya, ben hemen üzerimi değiştirip geliyorum. '' dedikten sonra hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başlamıştı babası. Gözde ateşi kontrol ederek kömürlerin iyice tutuştuğundan emin oldu. Eline aldığı maşayla közü güzelce dağıtarak tel ızgarayı mangalın üzerine yerleştirdi. Ve sonunda kapı zili üçüncü ve son kez çalmıştı. Bu sefer gelenler kesin Miray ve arkadaşlarıydı. Gözde mangalın başından kalkarak kapıya doğru koştu. Kapıyı araladığında Miray'ın gülümsemesiyle karşılaştı. Yanında kardeşi, Zuhal ve Kenan'da vardı. Miray elinde kocaman bir paket tutuyordu. Gözde ilk başta bunu ev hediyesi sandıysa da sonradan içinde bir pasta olduğunu hemen anladı. Misafirlerini içeri davet ederek elindekileri mutfağa taşıdı. Sonra hep beraber Gözde'nin hazırladığı bahçeye geçtiler. Tam oturacakları sandalyeleri seçiyorlardı ki Gözde'nin babası Kadir Bey bahçeye geldi. Gözde tek tek arkadaşlarını ve Kenan'ı babasıyla tanıştırdıktan sonra hep beraber masaya oturdular. Kadir Bey ilk görüşte Kenan'ı Miray'ın babası zannetti ama bakıcısı olduğunu öğrenince oldukça şaşırdı. Kısa bir muhabbetten sonra Kadir Bey ve Kenan sandalyelerini alarak mangalın başına yerleştiler. Kızlar masada sohbet etmeye devam ediyorlardı. Bir yandan mangala sucukları yerleştiren kadir Bey diğer taraftan da Kenan'la sohbetine devam ediyordu.
'' Peki delikanlı ne işle uğraşıyorsun? ''
'' Ben devlet için çalışıyorum efendim. ''
'' Memur gibi mi? ''
'' Öylede denilebilir. ''
'' Bakıcılık ikinci mesleğin mi? '' diyerek gülümsedi Kadir Bey.
'' Hayır efendim. Aslında bakıcı değilim. Daha önce Miray'ın babası için çalışıyordum. Onun yakın korumasıydım. İstanbul'da tesadüfen karşılaştık. O sıralar bende kalacak bir yer arıyordum. Miray'ın babası da kızlarına göz kulak olmam şartıyla kendi evinde onlarla kalabileceğimi söyledi. Bende kabul ettim. ''
'' Sana oldukça güveniyor olmalı. ''
'' Miray'ın babası yani Musa Bey ile benim babam aynı üniversitede beraber okumuşlar. Babam vefat etmeden önce çok iyi görüşürlermiş. ''
'' Hmm anladım, peki Miray'ın babası ne iş yapıyor? ''
'' O bir Diplomat efendim. İspanya'nın Türkiye büyükelçisi. ''
'' Bir Diplomatın kızı demek. '' Kadir Bey buna da oldukça şaşırmıştı. İyi eğitim görmüş, kültürlü bir ailenin kızıyla kendi kızının arkadaş olmasına sevinmişti. Miray'ı daha ilk gördüğünde onun ne kadar insan canlısı, nazik ve iyi bir aile terbiyesi almış biri olduğunu anlamıştı. Kadir Bey ve Kenan mangalın başında sohbet ederken kızlarda kendi aralarında konuşup gülüşüyorlardı.
'' Lütfen babamın yanında ağzınızdan okuldaki kavgayla ilgili bir şey kaçırmayın olur mu? Buna çok üzülür. '' dedi Gözde fısıldayarak.
'' Merak etme öyle bir şey olmayacak, değil mi Zuhal? '' diyerek Zuhal' e baktı Miray ama Zuhal' in gözleri mangalın üzerindeki sucuklardan başka bir şey görmüyordu. Kendi adının geçtiğini fark edince hemen sohbete döndü.
'' Ha evet evet, bana güvenebilirsin. Kimseye bir şey söylemem. Ağzım oldukça sıkıdır. '' diyerek toparladı sonunda.
'' Eviniz çok güzel, bahçenize bayıldım adeta. ''
'' Teşekkür ederim. Ben bu evde büyüdüm biliyor musun? Çocukluğum hep bu sokaklarda geçti. O yüzden buraları iyi bilirim. Canın ne zaman gezmek isterse beraber gezebiliriz. ''
'' Küçük yaştan beri buradaysan şu sokaklarda dans eden grupları biliyorsundur. ''
'' Pek sayılmaz. Onları sadece haberlerde duyuyorum. İstanbul'da senede bir kaç kez mutlaka gösteri oluyor. ''
Miray Gözde'yle sohbet ederken bir taraftan da Selenay'ın canı sıkılmasın diye onunla ilgileniyordu. Gerçi pekte sıkılmışa benzemiyordu açıkçası. Değişik yerler onun her zaman dikkatini çekerdi. Yemekten sonra ablasından kurtulup bahçede bir keşfe çıkmayı planlıyordu kafasında.
'' Demek İstanbul'da büyük dans gruplarının gösteri yaptığı doğruymuş. '' Miray bunu televizyonlarda çıkan haberlerde de duymuştu.
'' Peki hiç onlara katılmayı düşünmedin mi.? ''
'' Ben mi? Tabi ki hayır. Benim yaşam tarzıma pek uygun değil, yani ne bileyim ben daha çok uzak doğu sporlarını seviyorum. Hem dışarıda işim olmadığı sürece evden çıkmayı da sevmem.''
'' Artık benimle arkadaş olduğuna göre bu alışkanlıklarından vazgeçeceksin demektir. '' diyerek gülümsedi Miray.
'' Seninle her şeye varım.'' demeyi çok istiyordu Gözde ama utandığından söyleyemedi. Bu kızın arkadaşlığını ve kişiliğini seviyordu.
'' Senin için bazı alışkanlıklarımdan vazgeçebilirim. '' diyerek Gözde'de gülümsedi. Gözde babasının seslenmesiyle ayağa kalkarak tabakları hazırladı. Sucuklar artık pişmiş, yenmeye hazır bir şekilde bekliyordu. Gözde elinde tabaklarla mangalın başında duran babası ve Kenan'ın yanına yaklaştı. Kadir Bey elindeki maşayla mangalın üzerindeki pişmiş sucukları tek tek alarak tabaklara koydu. Gözde dolan tabakları masaya yerleştirdi. Artık Kenan ile Kadir Beyde masaya geri dönmüşleri. Şimdi ziyafet zamanıydı.
biQxWidcjA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKSİM - ( KİTAP OLDU )
ActionYedi romandan oluşacak TAKSİM serisinin ilk romanı '' Okullar Açılıyor '' Erkan Yılmaz, İspanya'da açtığı romanı, sokakların ve dansın büyülü atmosferiyle harmanlayarak sürdürüyor. Gizemli bir gösteri ve o gösteriyi gerçekleştiren dünyaca ünlü kore...