Kenan bütün gününü geriye kalan üç mekânı araştırmakla geçirmişti ve en son gittiği çürümeye bırakılmış eski bir fabrikada nihayet aradığını bulmuştu. Fabrikayı daha net görebilmek için arabasıyla patika yoldan ilerleyip ilk bulduğu kuytu ve ağaçlık bir alana arabayı park etmişti. Tüm ışıklarını kapattıktan sonra arabadan inerek yaya olarak yoluna devam etti. Fabrikayı artık çok net görebiliyordu. İçeride yüzlerce insan vardı ve bir köşeye brikmiş sanki konuşma yapan birini dinler gibi bir haldeydiler. '' Keşke bir dürbünüm olsaydı '' diye fısıldadı Kenan içinden. Cebinden telefonunu çıkararak Miray'ın numarasını çevirdi. Daha ikinci çalmada cevap gelmişti bile.
- Onları buldun mu? -
'' Evet şu an İkizler grubunun toplanma yerinin 50 metre kadar gerisindeyim. İçerde kalabalık bir insan topluluğu var. Sanırım İkizlerde içerde. ''
- Yaşasın, iyi iş çıkardın. Yarın sana kocaman bir çikolatalı pasta yapacağım. -
'' Hey bunu gerçekten yapacaksan sana mekânın yerini söylemem '' diyerek dalga geçti Miray'la. Miray bu söze hem kırılmış hem de gülmüştü.
- Peki sevdiğin başka bir yemek varsa oda olur '' dedi sonra -
'' Hey bir dakika. ''
- Ne, ne oldu. Seni gördüler mi? -
'' Hayır ama sanırım bir araba bu tarafa doğru yaklaşıyor. '' kısa bir süre Miray'la konuşmadan bir çalılığın arkasına gizlendi Kenan. Tek bir araba gördüğünü sanmıştı ama tam sekiz araç önünden geçmişti az önce ve bu araçların hepsi polislere aitti.
'' Sanırım büyük bir sorun var. ''
- Neler oluyor, bana anlatır mısın hemen? -
'' Az önce tam sekiz polis aracı yanımdan geçti ve hızla İkizlerin bulunduğu mekâna doğru ilerliyorlar. ''
- Lanet olsun, bu kötü haber. Lanet olsun, lanet olsun. Onları nasıl buldular peki. -
'' Belki de yakalanan gençlerin telefonlarına takip cihazı yerleştirip mekâna gitmelerini beklemişlerdir. '' Kenan bunu bir varsayım gibi söylemişti ama gerçeğinin bu olduğunu zaten biliyordu. Bunu Miray'a daha önce söylemediği için kendi kendine kızıyordu şimdi.
'' Sanırım senin şu arkadaşların birazdan yakayı ele verecekler. ''
- Peki polis oraya kaç dakika da varabilir. Yani ne kadar zamanımız var. -
'' En fazla on dakika sonra fabrikanın önüne varmış olurlar. ''
- Sanırım bir fikrim var. Kapatıyorum on dakikaya kadar beni arama. -
diyerek telefonu Kenan'ın suratına kapattı Miray. Kenan hâlâ şaşkın bir halde telefona bakıyordu. '' Bir fikrin mi var, her zaman bir fikrin olmak zorunda mı senin? '' diye fısıldadı kendi kendine. Şimdi daha da meraklanmaya başlamıştı. En az 50 km uzaklıktaki bir kız on dakika sonra yakalanacak olan birilerini nasıl kurtarabilirdi ki. Kenan uzunca bir süre bunu düşündü. Aklına hiçbir şey gelmiyordu. Miray gibi düşünmeye çalıştıysa da yinede onları kurtarmanın bir yolunu kafasında bir türlü bulamıyordu.
wG
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKSİM - ( KİTAP OLDU )
AksiyonYedi romandan oluşacak TAKSİM serisinin ilk romanı '' Okullar Açılıyor '' Erkan Yılmaz, İspanya'da açtığı romanı, sokakların ve dansın büyülü atmosferiyle harmanlayarak sürdürüyor. Gizemli bir gösteri ve o gösteriyi gerçekleştiren dünyaca ünlü kore...