Kenan arabasına atlayıp caddeye çıktı. Daha havanın kararmasına çok vardı. Arnavutköy'deki arkadaşını tekrar ziyaret etme zamanı gelmişti. Bunun için yarını beklemeyecekti. Uzun bir yolculuktan sonra evin bulunduğu sokağa çoktan girmişti. Evin 30-40 metre yakınlarına park ederek evi izlemeye başladı. Kenan buraya en son geldiğinde bahçede bir sürü meyve ağaçları vardı ama şimdi kış nedeniyle yaşlı adam hepsini budamıştı anlaşılan. Hava neredeyse kararmak üzereydi. Beklemeye devam etti. Derken evin sağ tarafındaki odanın ışığı yandı. Kenan yanan ışığında etkisiyle içerideki insan siluetlerini görebiliyordu. İki yetişkin adam görmüştü odada. Birinin yaşlı ihtiyar olduğundan emindi. Diğerinin kim olduğu aşikârdı. Kenan'ın içinde bir umut belirdi. İyice sabırsızlanmaya başlamıştı. Arabadan inip eve gitmeyi düşünüyordu ama onu korkutup kaçırmaktan korkuyordu. Birden evin dış kapısının lambası yandı ve kapı açıldı. Dışarı çıkan adam yaşlı ihtiyar değildi bu sefer. Giydiği kapüşonlu sweatshirt yüzünden dışarı çıkan adamın yüzünü göremiyordu Kenan. Ayakkabılarını giydikten sonra bahçe kapısına doğru yürümeye başladı. Kenan hâlâ bu adamın yüzünü görememişti ama aradığı adamın bu olduğuna emindi. Adam sokağa çıktığında Kenan koltuktan aşağıya doğru kayarak kendini sakladı. Adam onu fark etmeden karşı kaldırımdan sokağın sonuna doğru yürümeye başlamıştı. Kenan arabayla mı yoksa yaya olarak mı takip edeceği konusunda kararsız kalsa da arabadan inerek yaya olarak takibe başladı. Adamla arasında 30 metre kadar mesafe vardı. Kenan biraz daha hızlanarak arada farkı kapatmaya çalıştı. Takip ettiği adam bir an karşı kaldırıma geçmek için arkasına dönüp yola bakar gibi yaptıktan sonra karşıya geçti. Hemen arkasından Kenan'da karşı kaldırıma geçerek takibe devam etti. Adamın adımları hızlanmıştı. Kenan'ı fark etmiş olmalıydı. Kenan ters bir hareketin her şeyi mahvedeceğini biliyordu. Çok dikkatli davranması gerekiyordu. Biraz daha hızlanarak adama iyice yaklaştı. Tam arkasından '' hey '' diye seslendiği anda adam birden olanca hızıyla koşmaya başladı. Kenan bunu bekliyordu. Adamın kendisini fark ettiğini anlamıştı. Peşinden koşmaya başladı. Aradaki fark biraz açılmıştı ama Kenan adamı halen görebiliyordu. Koşmaya devam etti. Yakalanacağından korkan kapüşonlu adam bir evin bahçesine dalarak izini kaybettirmeye çalıştı. Kenan'da onunla birlikte aynı bahçeye daldı. Uzun zamandır spor yapmadığı için çabuk yorulmuştu ama koşmaya devam etti. Bahçeden çıkar çıkmaz ilerideki ormanlık alanı gördü. Adam oraya doğru koşuyordu. Ormana girerse onu asla bulamazdı. Oraya girmeden onu yakalamak zorundaydı. Var gücüyle koşmaya devam etti. Adamla aralarında artık 10 metreden az bir mesafe kalmıştı. Adam arada zikzaklar yaparak Kenan'ın dengesini bozmaya çalışıyordu. Tam ormana girmesine az bir mesafe kalmışken Kenan bir hamleyle adamın üzerine çullanarak belinden yakaladığı gibi yere serdi. Karşı koymaya çalışan adamı bir yumrukla sersemletti. Artık hareket etmiyordu. Bayılmış olmalıydı. Kenan adamın kapüşonunu açarak yüzüne baktı. İşte aylardır aradığı adam tam karşısında duruyordu. Adamı iki kolunun arasından tutarak bir ağaca kadar sürükledi. Kendisi de yere düştüğü için takım elbisesi çamur içinde kalmıştı. Adamı bir ağaca yasladıktan sonra eliyle uyanması için yüzüne hafifçe tokat attı. Ve adam yavaş yavaş kendine gelmeye başladı.
'' Yemin ederim sadece e-postalarıma bakıyorum, yemin ederim. Başka hiçbir şeye elimi sürmedim. Lütfen beni tutuklamayın. ''
'' Demek on yıl bilgisayarlardan uzak durma yasağına karşı geliyordun. ''
'' Dedim ya sadece maillerime bakıyorum. Yurtdışından arkadaşlarımın attığı mailleri okuyorum sadece. Lütfen özür dilerim bir daha asla elimi sürmeyeceğim lütfen. ''
'' Ayağa kalk '' diyerek adamın yakasından tutup ayağa kaldırdı. Birlikte geldikleri yönden geri dönmeye başladılar.
'' Buraya seni tutuklamaya gelmedim. Seninle bir anlaşma yapmaya geldim. Ama bu anlaşma sadece ikimizin arasında kalacak. Eğer anlaşmaya uymazsan veya beni kandırmaya çalışırsan kendini demir parmaklıkların arkasında bulursun. ''
'' Anlaşma mı? Ne tür bir anlaşma bu? ''
'' Bunu üzerimizi temizledikten sonra benim arabamda konuşuruz. '' diyerek yakaladığı hacker'le beraber arabaya kadar yürüdüler. Birkaç dakika sonra arabanın bulunduğu sokağa varmışlardı. Kenan üzerileri çamurlu olduğu için arabaya binmedi.
'' Bir bilgisayara sızmanı istiyorum. Ama bu bilgisayar sana bol para kazandıracak birine ait değil. Genç bir kıza ait. ''
'' Genç bir kız mı? Anlamıyorum neden böyle bir şey yapacağım ki? ''
'' Çünkü ben öyle istiyorum. Çok fazla bir şey yapmana gerek yok. Sadece bilgisayarın sahibine biraz yardımcı olacaksın. ''
'' Ne konuda peki? ''
'' Bunu tam olarak bende bilmiyorum ama gireceğin bilgisayarın sahibi seni bu konuda aydınlatacaktır emin olabilirsin. ''
'' Tüm yapmam gereken bumu. Sadece bir kızın bilgisayarına korsan olarak girip ona yardım edeceğim, bu kadar mı yani? ''
'' Evet aynen öyle. Eğer bunu yaparsan polisle bundan sonra başının derde girmeyeceğine garanti verebilirim. '' Kenan'ın bu sözü adamı oldukça mutlu etmişe benziyordu.
'' Tamam anlaştık dedi gülümseyerek. Bu gayet makul bir anlaşmaydı onun için. '' Peki e-maillerime bakabilir miyim? ''
Kenan bir süre düşündükten sonra '' tamam, ama eski günlerine geri dönmeyi aklının ucundan bile geçirme '' diyerek bu küçük anlaşmayı onayladı. Eğer yine bir haltlar karıştırmaya kalkarsan olacakları biliyorsun. Sözünü tutarsan iyi edersin ve şunu da bilmeni istiyorum, gireceğin bilgisayarın sahibi olan kıza yakınlaşmaya çalıştığını veya özel konulara girdiğini öğrenirsem İstanbul'da ne kadar polis varsa buraya yollarım. Onunla özel hiçbir şey konuşmayacaksın, kim olduğunu nerede oturduğunu ve bunun gibi birçok saçma konulara girmeyeceksin. ''
'' Tamam, anladım. ''
Kenan cebinden küçük bir kağıt parçası çıkararak arabanın üzerine eğildi ve kağıda bir şeyler yazmaya başladı. Bitirdikten sonra kalemi cebine koyup elindeki küçük kâğıdı adama uzattı.
'' İşte gireceğin bilgisayarın bilgileri burada yazılı. ''
Adam Kenan'ın bu anlaşmasından memnun kalmış bir şekilde, elindeki not kâğıdıyla birlikte evinin yolunu tutmuştu. Kenan bu adama ne kadar güvenebileceğini bilmiyordu ama tanıdığı başka hacker'de yoktu. Ve bu adam duyduğuna göre Türkiye'deki hacker'lerin en iyisiydi. Dosyasında Rus hacker'lere para karşılığında kredi kartı ve banka hesapları sattığı yazıyordu. Kenan üzerindeki çamurları biraz temizleyerek arabaya bindi ve evinin yolunu tuttu.
Eve vardığında saat 23:00'i gösteriyordu. Ağır bir şekilde arabadan inerek kapıya yaklaştı. Niyeti Miray ve Selenay'a görünmeden hemen odasına geçmekti ama kapıyı açar açmaz salonda Miray'la göz göze geldi.
'' Aman Allah'ım, sana ne oldu böyle diyerek Kenan'a doğru koştu Miray. '' Yaralı mısın? '' diye sordu panikle.
'' Hayır, sadece arabayla çamura saplandım ve yakınlarda kimseyi bulamadığım için arabayı tek başıma itmek zorunda kaldım. ''
'' Neden telefonunla birinden yardım istemedin veya bir çekici çağırmadın. Berbat görünüyorsun. Bir şeyin olmadığına emin misin? ''
'' Ben iyiyim, sadece Selenay'ın beni böyle görmesini istemiyorum. İzin verirsen odama girip duş alabilir miyim? ''
'' Tamam, üzerindekileri çıkardıktan sonra bir poşete koy yarın okuldan gelince ben hallederim. ''
'' Peki tamam, Seni korkuttuysam özür dilerim. ''
'' Sorun değil. Ama bir daha ki sefere bir çekici çağırmayı unutma. ''
Peki, aklımda bulunsun '' diyerek gülümsedi Kenan ve ağır adımlarla odasına girdi. Elbise dolabından boş bir takım elbise kılıfı bularak üzerindekileri çıkarıp içine doldurdu ve kendini sıcak suyun buharına bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKSİM - ( KİTAP OLDU )
AcciónYedi romandan oluşacak TAKSİM serisinin ilk romanı '' Okullar Açılıyor '' Erkan Yılmaz, İspanya'da açtığı romanı, sokakların ve dansın büyülü atmosferiyle harmanlayarak sürdürüyor. Gizemli bir gösteri ve o gösteriyi gerçekleştiren dünyaca ünlü kore...