Sedat Yeşilkent Lisesi'nin önüne park ettiği sivil aracında kızının okuldan çıkmasını bekliyordu. Geçen gün okul çıkışında yaşanan o olaydan sonra her gün kızının okuduğu okula gelerek çıkışta onu beklemişti ama onu hiç görememişti ya da tanıyamamıştı. Kalabalık öğrenci gruplarının içinden kızını seçmek oldukça zordu. Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu ve şu an onu gördüğü son haliyle hatırlamaya çalışıyordu. Araçtan inemiyordu çünkü eski eşinin de okulun yakınlarında bir yerlerde olmasından korkuyordu. Eğer şikâyet ederse hapse girme tehlikesi vardı. Birden çıkış kapısından çıkan bir kız takıldı gözüne. Sedat dikkatle kızın yüzüne bakıyordu. Yanındaki üç arkadaşıyla birlikte çıkış kapısının hemen önünde bir şeyler konuşuyorlardı. Evet, bu oydu. Aman Allah'ım kocaman olmuş diye geçirdi içinden. Bir süre arkadaşlarıyla konuştuktan sonra onlardan ayrılarak yola tek devam etmeye başladı. Okulun önünde bekleyen servislerden birine binmemişti. Belki de servise verecek paraları yoktu. Arabayı çalıştırarak bir müddet onu izledi. Okulun köşesinden diğer sokağa girdiği anda arabayı kenara park ederek arabadan indi. Kızı on metre önünde her şeyden habersiz yürümeye devam ediyordu. Artık gözü hiçbir şey görmüyordu. Yıllardır kızını görmüyordu ve şimdi aralarında sadece on metre vardı. Ceza, hapis hiçbir şeyi umursamayarak kızının arkasından hızlı adımlarla yaklaştı ve kolundan tuttuğu gibi kendine çevirdi. Bu ani hareketinden dolayı kız oldukça korkmuştu. Neredeyse çığlık atmak üzereyken Sedat kızının ağzını kapayarak bunu önledi.
'' Şşşşt şşşt korkma benim, benim bebeğim, lütfen korkma. ''
Kız korkudan donmuş halde eliyle ağzını kapatan babasına bakıyordu.
'' Baba '' diyiverdi, Sedat kızının ağzından elini çeker çekmez.
'' Evet, bebeğim benim. Aman Allah'ım ne kadar büyümüşsün. '' Sedat ağlamamak için kendini zorlasa da yanağından aşağıya süzülen gözyaşlarına engel olamadı. Kızına sarılarak kokusunu ciğerlerine çekti.
'' Seni çok özledim bebeğim, inan ki çok özledim. Seni düşünmeden yatağa girdiğim bir gecem bile yok '' dedi ağlamaklı ses tonuyla.
'' Baba burada ne işin var. Annem seni görürse hapse girebilirsin. ''
'' Hiçbir şey umurumda değil bebeğim. Şu an beni assalar da umurumda değil. Artık burnumda senin kokunla ölmeye hazırım. ''
Kızı da ağlamaya başlamıştı. Sedat eliyle kızının gözyaşlarını sildi.
'' Geçen gün okul çıkışında bir olay olduğunu öğrendim. İki grup birbirleriyle kavga etmiş ve silah sesi duyanlarda var. İyi olduğundan emin olmak için her gün buraya gelip seni aradım. Sadece iyi olduğundan emin olmak için bebeğim. ''
'' Ben iyiyim baba, lütfen git artık. Hapse girmeni istemiyorum. ''
'' Tamam canım. Dur sana bir daha bakayım. Allah'ım sana şükürler olsun '' diyerek kızına son kez sarıldı. Bu sefer kızı da ona sarılmıştı. Sedat'ın içi parçalandı. Buraya gelmenin bir hata olduğunu biliyordu. Kızının kokusunu bir kez almıştı ve ondan ayrılmak artık iki kat daha fazla acıtacaktı canını. Birbirlerinden ayrıldıklarında baba kız hâlâ ağlıyordu.
'' Seni seviyorum bebeğim. Seni hep sevdim beni anlıyor musun? Ölene kadar da sevmeye devam edeceğim. Bundan annene bahsetmezsin değil mi tatlım? '' Kızı evet manasında kafasıyla onaylamıştı. Artık Sedat gönül rahatlığıyla evine gidebilirdi. Yıllar sonra kızını tekrar görmenin sevinci vardı yüz ifadesinde. Arkasını kızına dönmeden geri geri arabasına gitti. Ondan ayrılmayı hiç istemiyordu ama kanunlar buna izin vermiyordu. Kızına son bir öpücük daha yolladıktan sonra arabasına bindi ve çalıştırdı. Hareket etmeden önce cebinden telefonunu çıkararak kamerasını açtı. Yavaş yavaş arabayı hareket ettirdikten sonra tam kızını geçmek üzereyken telefonu sağ eline alarak açık olan camdan kızına seslendi. Kızı ona baktığı anda telefonun kamerasından resmini çekerek oradan uzaklaştı. Bir ara sokağa girerek durdu ve resmi telefonun ekran resmi yaptı. Kızı şuan 17 yaşındaydı ve muhteşem görünüyordu. Resmi albümlerin içine kopyalayarak albüme yeni bir isim verdi. Yıllardan sonra ilk kez gördüğü küçük Ebru'sunun ismini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKSİM - ( KİTAP OLDU )
ActionYedi romandan oluşacak TAKSİM serisinin ilk romanı '' Okullar Açılıyor '' Erkan Yılmaz, İspanya'da açtığı romanı, sokakların ve dansın büyülü atmosferiyle harmanlayarak sürdürüyor. Gizemli bir gösteri ve o gösteriyi gerçekleştiren dünyaca ünlü kore...