İspanya'ya ikinci kes döneceğimi pek düşünmezdim, hele de evlendikten sonra eşim ve iki çocuğumla birlikte döneceğimi... Ama olmuştu ve Fransa'ya giderken düşündüğüm gibi karamsar değil mutlu bir şekilde dönmüştüm İspanya'ya .
Fayton durduğunda Joseph önce çocukları indirdi sonra da beni... Elenor Rosalinda başını hafifçe dikleştirip önümüzde duran eve baktı. Kızım artık on yedi yaşındaydı ve sosyetede pek çok genç erkeğin aklını çeliyordu. Dion'un da iki üç yıl içinde genç kızları çevresine toplayacağı aşikârdı.
"Fransa'daki evimize benziyor."dedi Elenor Rosalinda
"Evet, içerisi de benziyor."dedim neşeyle. "Gençliğim burada geçti, çok sakin bir yerdi o zamanlar, umarım yine öyledir."
Bahçeden içeri girince Rosa koşarak yanımıza geldi.
"Tanrı'ya şükür geldiniz."dedi bana sarılıp "Kaç yıl oldu görüşmüyoruz."
"Çok oldu."dedi Joseph dostça. "Umarım iyisindir."
"İyiyim."dedi Rosa çabucak. Ardından çocuklarımıza baktı. "Ne kadar büyümüşler."
"İsminiz Rosa değil mi?"dedi oğlum "Annem sizden çok bahseder."
"Elbette edecek."diye takıldı Rosa "Yasemin ben ve Maria kardeş gibi büyüdük. Sizi bunca yıldır buraya getirmemiş olması kabahat."
"Haklısın."dedim mahcup bir şekilde "Ama kendimi ancak hazırlayabildim."
Rosa anlayışla başını sallayıp koluma girdi "Hadi içeri girmeyecek miyiz? O kadar temizlik yapıldı."
Ev tamamen hatırladığım gibiydi, o emektar büfe bile yerli yerinde duruyordu. İçeri girince çocuklar odalarını seçmek için koşarak yukarı çıktı. Burada yapacağımız bir aylık tatilin ikisine de iyi geleceği şimdiden belliydi.
"Ben gideyim, siz de dinlenin."dedi Rosa "Yarın kahvaltıya bekliyorum."
"Geliriz."dedi Joseph
Rosa hafifçe gülümsedi. Evden çıkacakken son anda bir şey hatırlamış gibi aniden bize döndü.
"Maria sizin geleceğini öğrenince Peder Cedro seninle görüşmek istedi. Gelir gelmez yanına uğramalıymışsın."
Peder Cedro'nun beni alel acele görmek istemesi mi daha tuhaftı yoksa hala görevine devam etmesi mi bilemedim. Başımı hafifçe salladım. Yarın kahvaltıya gitmeden önce kiliyse uğrayıp Peder Cedro'yu görürdüm.
Rosa bize iyi akşamlar diyip evden çıktı. Pencereden Rosa'nın gidişine bakarken Joseph arkamdan sarıldı. Ellerini tutup gülümsedim.
"Bunca yılım burada geçti ama sanırım burada en huzurlu olduğum an bu..."
"Sana en başından beri diyorum gittiğin her yerde yanında olayım diye ama başlarda dinletememiştim."diye sırıttı Joseph.Beni kucaklayıp odamıza götürürken tüm yorgunluğum ve gerginliğim gitmişti
Sabah uyandığımda Güneş yeni doğuyordu, hafifçe gerneşip yataktan çıktım. Kısa süre sonra Joseph de uyandı.
"Günaydın."demesiyle arkamı döndüm.
"Günaydın."
"Erkencisin hayatım?"
"Peder Cedro ile görüşeceğim ya."dedim "Bir an önce gideyim, şimdi sabah ayinindedir, ben gidene kadar biter ayin."
"Ben de seninle geleceğim."dedi yataktan çıkıp. Bir şey demeyip giyinmeme devam ettim, başka türlüsü olmazdı zaten.
Elenor Rosalinda'yı uyandırıp kiliseye gideceğimizi ve biz gelene kadar Dion'a göz kulak olmasını söyledim. Kızım uyku sersemi neden bu saatte kiliseye gittiğimizi sormadan başını sallayıp tekrar uyumaya devam etti.
"Kilise ne kadar uzakta."dedi Joseph ikinci kes bir sokaktan saptığımızda.
"Az kaldı."dedim gülümseyip "Çok sabırsızsın."
"Tüm sabrımı seni elde etmeye harcadım bu saatten sonra sabırlı olmamı bekleme."
Başımı omzuna yaslayıp yürümeye devam ettim.Joseph şimdiye kadar harika bir eş ve baba olmuştu ve dediği gibi peşimde koştuğu dönemleri ya da çektiği loğusalık kaprislerimi düşününce kocama haksızlık ettiğimi anladım.
Kiliseye vardığımızda Peder Cedro bahçede başka bir Peder ile dolaşıyordu. Beni görünce ilk başka bir süre yüzüme baktı. Tanımaya çalıştığı belliydi.
"Peder nasılsınız."dedim yanına gidip "Ben Carmen Maria..."
Pederin gözleri parlamıştı, bir baba şefkatiyle yanaklarımı öptü
"Sevgili kızım seni görmek ne güzel."
"Sizi de öyle."dedim elini tutup. Peder bir süre Joseph'e bakınca açıklama yapmam gerekti "Eşim Joseph..."
Peder Cedro Joseph ile tokalaştıktan sonra bizi odasına buyur etti.Odası hala hatırladığım gibiydi, yaktığı tütsünün kokusuna kadar...
"Biliyorsun kızım annen ölüm döşeğindeyken bana günah çıkartmıştı."dedi. Dolabını açıp.
"Evet, hatırlıyorum."
"Tanrı ruhuna merhamet etsin, anneciğin bana bu mektubu ve iki defteri verdi. Senin Fransa'ya gideceğini ve eğer bir gün dönersen bunları sana vermemi söyledi."
Pederin uzattığı kağıdı ve defterleri aldım. Hemen kağıdı açıp okudum
" Canım kızım,
Benim gözümün nuru inci tanem. Artık son günlerimi yaşıyorum. Philipe rüyalarıma daha sık girmeye başladı, beni çağırıyor.
Az önce sana neden vatanımızdan ayrılmak zorunda kaldığımızı anlattım, içim şimdi çok daha huzurlu. Ama her şeyi anlatmadım, en başından... Anlatacak gücüm de yok zaten güzel kızım.
Sana her şeyi anlatamadım ama zamanında her şeyi yazdığım günlüklerim neyse ki yanımda. Umarım sana hikayeyi başından anlatamadığım için bana kızgın değilsindir, artık her şeyi öğrenebilirsin.
Seni çok seven annen Elenor."
p1
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)
Historical FictionGeçmişten Gelen adlı romanın devamı. Elenor'un hikayesi