29 Ocak
Sabah Philipe'nin odamıza girerken kapıyı gürültüyle açmasıyla uyandım, aslında sıçradım desem daha doğru olur. Elinde tepsi olduğundan kapıyı yavaş açma işini ayarlayamamış.
"Affedersin."dedi tepsiyi bana uzatırken, tepside çok güzel bir kahvaltı vardı. Ben tepsiyi alınca beni öptü. "Bazen sakarlığım tutuyor."
"Önemli değil."diye gülümsedim. "Tepsi bayağı ağırmış, yukarı çıkartmak zor olmuştur."
Philipe yanıma uzanınca kahvaltıya başladık. Philipe eğer saraya gitmeyecekse genelde kahvaltıyı odamıza getiriyor. Carmen geceleri sık acıktığı için düzgün bir biçimde uykumu alamıyorum, Philipe de beni biraz daha dinlendirmek için böyle bir yöntem buldu. Bence pek fark etmiyor ama onu kırmak istemiyorum.
"Yine tüm gece uyuyamadın değil mi?"dedi.
"Şikâyetçi değilim."diye gülümsedim. "Bir süre sonra bu uyanmalar bitek nasılsa."
Tüm günü eşim ve minik kızımızla geçirmek çok güzeldi, Tanrı'ya şükür ki hakkımdaki dedikodular bitti.
13 Şubat
Bugün Aurora geldi. En son konuşmamız pek iyi değildi. ama elbette kırgın davranmadım. Kaç yıllık arkadaşım sonuçta.
"Umarım beni kovmazsın."dedi Aurora "Malum, son konuşmamız iyi değildi."
"Sen arkadaşımsın, elbette kovmam." diye gülümsedim "Hoş geldin."
O da gülümsedi .
"Çok sevindim. Bebeğin hayırlı olsun."
"Teşekkür ederim."
"Aslında Chloe ile gelecektik ama onun işi çıktı, yarın gelir muhtemelen."
"Ayakta kaldın otur lütfen."
Aurora koltuğa oturunca ben de oturdu.
"Candencia ile konuştum, kızının çok şirin olduğunu söyledi." Diye gülümsedi, "Görebilir miyim?"
"Şu an uyuyor."dedim, aslında uyumuyordu ama o anda kızımı göstermek istemedim. "Bugün görebileceğini sanmıyorum."
"Neyse en azından seni görmüş oldum."
Aurora gidene kadar Carmen'nin ağlamaya başladı. Tahmin ettiğim gibi acıkmış, emzirince sustu minik kızım. Gerçi Aurora da görmüş oldu Carmen'i ama yapacak bir şey yok.
"Elenor kızın çok şirin. İleride sana çok benzeyecek bence."
Enteresan bir şekilde Carmen de Aurora'yı çok sevdi. Aurora'ya sürekli gülüp durdu. Normalde bana bu kadar gülümsemiyor hanımefendi. Neyse, alışacağım artık.
-4 Yıl Sonra-
13 Nisan
Sabah her zamanki gibi Carmen'nin yatağımıza atlamasıyla uyandık.Bayılıyor bizi bu şekilde uyandırmaya küçük afacan. İkimiz de sinirlenmek istiyoruz ama o kadar şirin oluyor ki yatakta zıplarken bir şey diyemiyoruz. Philpe en sonunda Carmen'i kendine çekip zıplamasını durdurdu.
"Tatlım kaç defa bunu yapmamanı söyledik sana." dedi ama bunu derken elinde olmadan kızımıza gülümsüyordu. Carmen de kıkırdayıp çırptı "Bir daha bir daha!"dedi.
"Olmaz."dedim dağılmış saçını kulağının arkasına atıp "Şimdi gidip saçını toplayalım sonra da kahvaltı yaparız olur mu?"
Carmen başını sallayıp yataktan aşağı atladı. Ben de yataktan çıkınca makyaj masamdaki tarağı ile saçlarını tarayıp topladım.
"Şimdi kahvaltı yapabiliriz."
Carmen elimden çekerek beni aşağı götürdü. Kahvaltı masasına oturunca hemen sütünden içmeye başladı.
"Anne kahvaltıdan sonra Josephlere gidebilir miyim?"
"Tatlım her gün onlara gidemezsin."
Hemen her gün Jhanların şatosuna gidiyor ve artık sıkılacaklar diye dülünmeye başladım. Tamam çocuklar iyi anlaşıyor ama her gün her gün de fazla....
"O zaman onlar bize gelsin, olmaz mı?"
"Tamam başımın belası."diye gülümsedim. "Piere(uşak) birazdan haber gönderir ama önce kahvaltını bitir."ti
Canım kızım minicik ellerini çırpıp ağzını açtı, ben de lapasından yedirdim. Lapası bitince Pier'i Tell Şatosu'na haber vermesi için gönderdim. Carmen Joseph ve Amabella iyi çok iyi anlaşıyor. Şatoya gittiğimiz zamanlarda minik prensesimizle arası iyi gerçi ne Amabella'nın ne de prensessin Joseph'in yerini tutacağını sanmıyorum.
Josephler geldiğinde ben Philipe ile kahvaltı yapıyordum. Ben Rosalinda ya da hizmetlilerinden biri çocukları getirir sanmıştım ama Dion getirmiş, gerçi benim için iyi oldu, ne zamandır görüşememiştik. Çocuklar içeri girince Carmen ikisini de bahçeye çıkarttı, kovalamaca oynayacaklarmış, Pier de başlarında kaldı tabii.
"Gelmene çok sevindik."dedi Philipe "Biz görüşüyoruz gerçi ama Elenor özlüyor seni."
"Ben de hem Elenoru hem de yiyenlerimi özlüyorum ama saraydaki yoğunluğu en iyi sen bilirsin."
Philipe bir ara çocuklara bakmaya gitti, Dion önündeki sudan biraz içip bana baktı.
"Elenor, sana bir şey söylemem lazım." Boğazını temizleyip konuşmasını sürdürdü. Bunca yıldır hiçbir şey olmamışken ne olabilirdi şimdi. "Duyduğuma göre Möyö Gio geri dönmüş. Hatta sanırım onu çağıran Jhan..."
M5�c�D�p�
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)
Historical FictionGeçmişten Gelen adlı romanın devamı. Elenor'un hikayesi