Saçımı geri atıp boynumu öptü
"Artık çok geç oldu, yatalım."
"Bir saniye."dedim boynumu öperken "Saraya dönmemiz gerek."
"Sabah erkenden gideriz, kimse fark etmez."
"Annem akşam yemeğinde beni görmezse merak eder."
"Odanda yemek yediğini söylersin."
"Odama bakacaktır. Phlipe gerçekten gitmeliyiz."
Elbisemi düzeltip elini tuttum.
"Akşam yemeğinden önce sarayda olmalıyız."
Saraya vardığımızda yemek yenmek üzereydi.Saraydan içeri girmeden kolyemi çıkarttım. Philpe bu davranışıma bir şey demedi ama üzüldüğünü anlamıştım.
"Özür dilerim."dedim elini tutup "Sadece biraz zamana ihtiyacım var."
Elimi öpüp gülümsedi
"Sevgilim ben bir şey demedim ki."
"Demen geremiyor zaten."diye iç çektim "Ben anlayabiliyorum."
"Benim anlayışlı sevgilim."diyip dudağımı öptü "Seni anlıyorum merak etme. Kolyeyi ne zaman kendini hazır hissedersen o zaman takarsın."
İçeri girdiğimizde hemen salona gittim. Sandalyeye oturduğumda
"Kızım nerede kaldın?"dedi babam "Seni merak ettik."
"Uyuyup kalmışım."diye gülümsedim "Ancak uyanabildim."
"Bu arada."dedi annem "Dük Tell seni görmek istedi. Sabah yanına git. Çok ciddi görünüyordu."
"Emin misin?"dedim şaşkınlıkla "Jhan'ın babası neden beni görmek istesin?"
"Ben de sana bunu soracaktım Elenor. Bir fikrin var mı?"
"Yok."dedim samimiyetle "Ve çok şaşkınım."
"Neyse."diye iç çekti annem "Yarın görüşeceksiniz nasılsa."
Yarın kahvaltıdan önce Dük ile konuşacağım, umarım önemli bir şey yoktur.
1 Nisan
Erkenden kalkıp Dük Tell'in odasına gittim. Dük bana her zaman samimi davranmıştır, içten olmuştur. Bugüne dek...
"Elenor, hoş geldin."dedi soğuk bir ifadeyle "Gel otur şöyle."
Koltuğa oturunca devam etti.
"Jhan birkaç gündür iyi değil."dedi. Arkası bana dönük, pencereden dışarı bakıyordu. "Doğrusu nesi olduğunu öğrenmek için uğraşmam gerekti."
"Ciddi bir şeyi yoktur eminim."
"Elenor oğlum senin yüzünden bu halde!"diye bağırdı. Yanıma gelip sinirle bana baktı "Nasıl olur da bir Dükü reddedersin!"
"Özür dilerim efendim."dedim kararlılıkla "Ama biliyorsunuz Jhan, Dion ve ben kardeş gibi büyüdük. Bunun aksi benim için mümkün değil."
"Mümkün değil."diye beni tekrarladı. "Neyin mümkün olup neyin olmadığını göreceğiz. Sen iste ya da isteme Elenor, Jhan ile evleneceksin. Ailenle bu konuyu konuştuğumda ikisinin de onay vereceğine eminim."
"İkisi de benim fikrimi soracaklardır."diye ayağa kalktım "Ve ben de istemediğimi söyleyeceğim."
Reverans yapmadan odadan çıktım. Bir iki adım atmamla Jhan ile karşılaşmam bir oldu.
"Ne bu halin?"dedi yüzümün haline bakıp "Ne oldu?"
"Babana sorarsın."dedim sinirle.
Hava almak için bahçeye çıktım. Philepe'de bahçedeydi. Beni görünce yanıma geldi. Philepe'yi görmek iyi gelmişti. Gülümseyip reverans yaptım. Ona kalsa muhtemelen beni öperdi ama bahçede başka insanlar da olduğundan o da başıyla selam vermekle yetindi. Koluna girince resmi bir havada yürümeye başladık.
"İyi değilsin sanki."dedi Philipe "Bir şey mi oldu?"
"Sayılır."diye iç çektim "Dük Tell ile alakalı ama boş konuşuyor, önemli değil."
"Canını sıktıysa önemli demektir. Ne oldu anlat."
Konuşmamızı anlattım. Philipe'nin ne kadar sinirlendiği belliydi.
"Asla Dük Jhan ile evlenmene müsaade etmem."dedi beni kendine çevirip. "Ve şimdi ailenle konuşmaya gidiyoruz."
"Efendim?"
"Ailene seninle evlenmek istediğimi söyleyeceğim, dua edelim Dük Tell'den önce konuşmuş olayım."
Philepe annemle babamın odasına giderken ben de peşinden gittim. O kadar hızlı gidiyordu ki zar zor yetiştim.
"Philepe yavaş ol."dedim nefes nefese kapının önüne vardığımızda.
Elimi öpüp sıkıca tuttu
"Seni kaybetmeye dayanamam."dedi ciddiyetle
"Kaybetmeyeceksin."dedim Phlipe'yi öpüp "Sana söz veriyorum."
Elimi bırakmadan kapıyı çalıp içeri girdi. Babam da annem de bizi görünce ayağa kalktı.
"Baron hoş geldiniz."dedi babam şaşkınlıkla. Reverans yapıp konuşmaya devam etti "Elenor buna bir açıklaman var mı kızım?"
"Var."dedi Philpe Elimi iyice sıkıp. "Kızınızı seviyorum ve izniniz olursa kızınızla evlenmek istiyorum."
Annem arkasındaki sandalyeye çöktü. Babamsa öylece duruyordu.
"Şaşkınlığımızı mazur görün Baron."dedi babam kendini toparlayınca "Bize biraz mühlet verirseniz bu konuyu kendi aramızda konuşalım."
"Elbette."
Philpe odadan çıkınca
"Tahmin etmeliydim."dedi annem "Sürekli ona bakman, gülümsemen... Baronu gerçekten seviyorsun değil mi?"
"Evet, evet çok seviyorum."
"Ama onunla evlenirsen İspanya'ya gideceksin."dedi babam "Ben senden nasıl ayrılacağım?"
"İspanya'ya gitmeyeceğim."dedim gülümseyip "Kral evliliğimi kabul ederse Philipe burada kalacak."
"O halde Kral izin verirse biz de bir şey demeyiz. "Ama seni mutlu etmezse olacaklara ben karışmam."
Nasıl mutlu oldum anlatamam. Koşup babama ve anneme sarıldım.
"Teşekkür ederim."dedim sevinçle "Çok mutlu olacağım eminim.Bunu gidip Philipe'e söyleyeyim."
"Bu arada."dedi babam ben odadan çıkacakken "Bir ara Baron ile konuşmak istediğimi ilet. Senin gibi deli kızı evliliğe ikna eden bu genç adamı daha yakından tanımak isterim."
"Olur."diye gülümsedim.
Koşarak Philipe'nin odasına gittim. Kapıyı çalıp içeri girdim.
"Ne oldu?"dedi yanıma gelip "İzin verdiler mi?"
Evet anlamında başımı salladım. Philipe kahkaha atıp beni öpüp kucakladı.
"Sana söz veriyorum bu dünyadaki en mutlu kadın olacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)
Ficción históricaGeçmişten Gelen adlı romanın devamı. Elenor'un hikayesi