Philipe gece yarısına doğru geldi, yüzünün halinden kralla konuştuğu belli oluyor benim salonda oturduğumu görüce yanıma geldi.
"Hayatım neden yatmadın? Saat çok geç oldu."
"Seni bekledim."Yanına gidip ellerini tuttum "Kralla görüştün değil mi? Philipe çok özür dilerim."
"İşim çok olduğu için yarın görüşecektik."dedi kaşlarını çatıp "Ne oldu?"
"Tanrım..."diye mırıldandım "Önce oturalım istersen."
Kanepeye oturunca derin bir nefes aldım.
"Elenor neler olduğunu anlatacak mısın?"
"Kral."diye mırıldandım "Benim seni aldattığımı düşünüyor ve... Ve ülkeden gitmemi istiyor."
Philipe hiçbir şey söylemedi, ne kadar şaşırdığı belliydi.
"Philipe? İyi misin?"
"Kral seninle konuşmadı mı?"dedi sinirle "Seninle konuşmadan böyle bir kararı nasıl verebilir?"
"Beni dinlemek istememiş, kraliçe ile konuşabildim sadece."
Biraz durduktan sonra
"Ben yarın kralla konuşurum."dedi "Seni dinlemeden böyle bir karar alamaz."
"Dinlemeyecektir, ama sen bilirsin. Gerçekten çok özür dilerim."
"Jhan'nın özür dilemesi gerek senin değil."dedi şefkatle "Kendini sakın suçlu hissetme."
"Kral beni dinlemezse ne yapacağız?"
"İspanya'ya gideceğiz."diye gülümsedi "Oradaki evim hala duruyor, oraya yerleşiriz. Küçük ama şirin bir kasabada evim. Carmen için de olacak."
Yüzünü öpüp sarıldım
"Çok teşekkür ederim, başkası olsa asla bana inanmazdı."
"Ben seni biliyorum, biz birimizi biliyoruz gerisi benim için önemli değil."Saçımı okşayıp başımı öptü "Yatalım artık, çok geç oldu."
Güneş doğmak üzere ama ben uyuyamadım. Philpe de pek rahat uyuyamadı zaten...Philipe gibi bir eşe sahip olduğum için ne kadar şükretsem az. Başkası olsa çoktan boşardı beni. İnanmazdı bana...
1 Mayıs
Sabah Carmen'e birkaç gün saraya gideceğini söyledim. Prenses Bearthe ile vakit geçireceği için çok sevindi. Nedenini hiç sorgulamadı. Umarın sarayda da dedikodulardan uzak kalır. İnsanlar en azından kızımın yanında bu dedikodudan bahsetmiyor. Carmen eşyalarını hazırlayıp faytona bindikten sonra ben de biraz bahçede dolaştım, kısa süre Philipe geldi. Siniri yüzünden belli oluyordu.
"Kral'ı bir türlü ikna edemedim."dedi. "Neden seni dinlemek istemiyor anlamıyorum."
"Boşver."diye iç çektim. "Tahmin ediyordum zaten..."
"Eşyaları toparlamaya başlasak iyi olacak."dedi "Bir hafta sonra yola çıkıyoruz."
"Philipe gelmek zorunda değilsin biliyorsun."dedim "Beni boşayıp hayatına devam edebilirsin."
"Efendim? Sevdiğim kadından hiç yapmadığı bir şey için neden ayrılayım? Bir daha bunu sakın söyleme." Beni öpüp sarıldı "Seni asla bırakmayacağım."
Bana sarılıp öperken o kadar rahatladım ki. Eğer boşanmak isteseydi bir şey diyemezdim ama Philipe olmadan hayatıma nasıl devam ederdim bilmiyorum.
2 Mayıs
Toparlanmamız bitmek üzere, hala Carmen'e ülkemizden ayrılacağımızı nasıl söyleyeceğimizi bilemiyoruz. Kızımız burayı, arkadaşlarını çok seviyor. Burada alışmış olduğu düzen gayet iyi. İspanya'da ona bunların ne kadarını verebileceğiz Tanrı bilir! Kahvaltıdan sonra Philipe ile çardakta oturduk, onun da Carmen konusunda canının sıkın olduğu belliydi.
"Bunu nasıl açıklayacağımıza dair bir fikrin var mı?"diye sordum.
İç çekip başını iki yana salladı.
"Ben de sen bir şeyler düşünmüşsündür diye umuyordum."
" Bir hafta içinde bir şey bulamazsak ben soğukkanlılığımı koruyup direkt söyleyeceğim sanırım. Umarım çok üzülmez."
Philipe beni kendine çekti, başımı omzuna yasladım.
"Bir şekilde hepimiz bunu atlacağız."Başımı öptü "Carmen aklı başında bir kız, olgunlukla karşılayacaktır."
"Ben de öyle umuyorum. Umarım yanılmayız."
7 Mayıs
Sabah erkenden kalktık,yarın İspanya'ya doğru yola çıkacağız, Carmen'i saraydan almam gerek ve de ülkeden ayrılacağımızı söylemem.... Nasıl yapacağım hiç bilmiyorum.Üstümü değiştirirken Philipe yatakta uzanıyordu.
"Seninle gelmemi ister misin?"dedi "Birlikte konuşuruz."
"Önce ben konuşmayı deneyim."dedim "Yool boyunca anne-kız konuşmuş oluruz. Gerekirse sen de konuşursun."
"Nasıl istersen. Kahvaltı yapacak mısın? Alix'e haber vereyim istersen?"
"Gerek yok. Şu an bir şey yiyecek durumda değilim."
Philipe'i öpüp odamızdan çıktım.
Saraya vardığımda son derece normal,gözükmeye çalıştım. Hatta neşeli... Ne kadar başarılı olmuşumdur bilmiyorum. Saray görevlisi Carmen'i getirmeye gittiğinde kendimi toparlamak için derin derin nefes adım. Kızım beni görünce koşup bana sarıldı.
"Nasılsın tatlım?"dedim "Prensesimizle iyi vakit geçirdin mi?"
"Evet. Ama sizi çok özledim"
"Biz de seni özledik canım."
"Babam neden saraya hiç gelmedi anne?"
"Hazırlıklarımız vardı güzelim."
"Ne hazırlığı?"
Bir süre durup öyle söyleyebildim.
"Tatlım, İspanya'ya gidiyoruz."
"Ama neden?"dedim kızım inanmayan bir şekilde "Ben Bearthe, Joseph ve Amanella'dan ayrılmak istemiyorum."
Bunu nasıl açıklayabilirdim ki. Yüzünü okşadım
"Zamanı gelince nedenini öğreneceksin canım. Şimdi arabaya bin bakalım."
h3;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)
Ficção HistóricaGeçmişten Gelen adlı romanın devamı. Elenor'un hikayesi