"Kesin sürtüşme yaşadılar."dedi Rosalinda.
"Evet, benim de aklıma başka şey gelmiyor. Yoksa ikimiz de çağırılmazdık. Özellikle de sen, Jhan söylemiştir hamile olduğunu."
Rosalinda iç çektip yanındaki kanepeye oturdu.
"Elenor."dedi, sesinden ağlamak üzere olduğu belliydi "Jhan aslında seni seviyor değil mi? Bu kadar bariz ki inkar edemiyorum bile."
Kendimi nasıl kötü hissettim anlatamam. Yanına oturup elini tuttum.
"Rosalinda seni temin ederim Jhan ile aramda hiçbir şey olmadı."
"Onu biliyorum. Sen kocana aşıksın kocan da sana... Ben de Jhan'ı seviyorum Elenor, ama neden bunu fark edemiyor?"
"Jhan küçüklüğünden beri istediğini almaya alışkın. Benim onu reddetmem beklemediği bir şey oldu. O yüzden şu anda mantıklı düşünemiyor."
"Keşke bizde evliliğimizde sizin kadar mutlu olabilsek..."
"Olacaksınız elbette, sadece Jhan onu sevmediğimi kabullenmeli. Artık bu sıkıcı konuyu konuşmayalım, yarın için hazırlanmalıyız."
Hazırlanmamız akşama kadar sürdü. Uzun süren bu hazırlık Rosalinda'nın kendini biraz da olsa toparlanmasını sağlandı. Şimdi de uyuyor. Umarım zavallıcık için her şey iyi olur.
21 Haziran
Saraya vardığımızda bahçede Philipe ile karşılaştık. Bizi gördüğüne şaşırmıştı. Reverans yaptı.
"Düşes, hayatım siz neden geldiniz?"
"Saraydan çağırdılar."dedi Rosalinda "Anlaşılan sizin ve Jhan sürtüşme yaşamışsınız Baron."
"Sadece laf dalaşıydı."
"Emin misiniz Baron? Laf dalaşı için bizi çağıracaklarını sanmıyorum."
"Düşes izniniz olursa eşimle özel olarak konuşabilir miyim?"
"Tabii."diye iç çekti Rosalinda "Ben de Jhan'a bakayım."
Rosalinda gittikten sonra kollarımı birleştirip Philipe'ye baktım. Philipe beni öpüp belime sarıldı.
"Gerçekten önemi bir şey değildi."
"Philipe ESCODER, bana neler olduğunu anlatacak mısın?"
"Pekala."diye iç çekti Philipe "Odamıza çıkalım anlatayım olur mu?"
Hafifçe başımı salladım. Odamıza gidince Philipe beni koltuğa oturttu, ardından da kendisi yanıma oturdu.
"Düşes hamile."dedi ellerimi tutup "Jhan eşinin hamileliği ile öyle övündü ki. Her seferinde aklıma sen ve zavallı bebeğimiz geldi. En sonunda tutamadım kendimi."
Aslında Philipe'e kızmam gerekirdi ama bir yandan da nedense duygulanmıştım.
"Hayatım, benim düşüğümde Jhan'ın bir suçu yoktu ki. Hem bak ben iyiyim, olmak istediğim yerdeyim: senin yanında..."
Philipe beni öpüp yüzümü okşadı.
"Ben de olmak istediğim yerdeyim sevgilim ama senin ilk başlardaki halini düşünmeden edemiyorum. Hiç kimseyi o kadar kötü görmemiştim."
"Bu konuyu konuşmayalım artık ne olur. Hem ben Rosalinda'nın hamile olmasına seviniyorum."
"Ben de sevindim ama seni temin ederim o adam ne düşesi ne de doğacak çocuğu hak ediyor."
"Biliyorum."diye mırıldandım "E? Sen neler yapıyorsun sarayda. İşlerin olmalı."
"Sıkıcı bürokrasi işleri...."
Hafif bir kahkaha atıp Philipe'i öptüm.
"Senin gibi bir diplomat mı söylüyor bunu?"
"Evlenmeden önce böyle düşünmezdim. Ama şimdi sadece senin yanında olmak istiyorum. Ve bugün sadece seninle vakit geçireceğim. Evraklar bir gün bekleyebilir. Sen gerçekten beni tamamen değiştirdin, tanıştığımızdan beri senden başka bir şey düşünemiyorum."
"İspanya'da bunu kaç kadına söyledin, doğruyu söyle."
"Kimseye söylemedim."
"Philipe!"diye takıldım "Yalan söylemeyi beceremiyorsun bari söyleme."
"Yalan değil ki!"diye savunmaya geçti "Ben çok ciddiyim.
"Biliyorum."diye gülümsedim. "Sadece kendini savunmaya çalışman çok eğlenceli oluyor."
"Elenor seni cadı!"dedi yapmacık bir sinirle "Bu kadar iyi rol yapmak zorunda mısın?"
"Evet zorundayım."diye göz kırptım "Hem ben cadı değilim, cadı olsam şu anda seni kurbağaya çevirmem gerekir."
"Benim tatlı cadım senin büyü yapmaya ihtiyacın yok ki varlığın yetiyor. Herkesi kendine esir edebilirsin, beni ettin bile."
"Her seferinde bu lafları nasıl buluyorsun merak ediyorum."
"Fazla düşünmem gerekmiyor."
Kapının çalınmasıyla konuşmamız yarım kaldı.
"Baron özür dilerim."dedi gelen görevli "İspanya'dan misafirler geldi ve ne yazık ki Fransızcaları iyi değil. Onlarla ilgilenmeniz gerek."
"İspanyolca bilen tek kişi ben miyim bayım? Bugün hiçbir işle ilgilenemeyeceğimi bildirmiştim."
"Biliyorum ama kraliyetten gelince ülkelerinden birinin ilgilenmesi iyi olur diye düşünüldü."
"Tamam."diye içekti Philipe "Birazdan geliyorum."
Uşak gittikten sonra
"Görüyorsun değil mi?"dedi hafif bir sinirle "Normalde Dükün ilgilenmesi gerekirdi. Tabii o hemen beni yolladı!"
"Philipe, uşağı duydun. Kraliyet mensupları gelmiş."
"Biliyorum! O yüzden Dük TELL ilgilenmeliydi. Hem kraliyetten gelen biri nasıl Fransızca bilmez söyler misin?"
"Tamam canım sıkma canını. Sen de onların Fransızca bildiğini ortaya çıkarırsın ve görevin biter."
"Zaten öyle yapacağım." Alnımı öpüp gülümsedi "En geç yarım saate dönerim."
Philipe gittikten kısa bir süre sonra kapı çalındı. Jhan gelmişti.
"Geçebilir miyim?"diye mırıldandı.
"Philipe bundan hiç hoşlanmayacak ama geç."diye iç çektim. "Rosalinda nasıl?"
"Gayet iyi."dedi koltuğa oturup "Belki duymuşsundur, hamile."
"Evet."diye gülümsedim "Ve çok sevindim, tebrik ederim."
"Teşekkürler. Umarım bir oğlum olur."
"Oğlunuz!"diye vurguladım "Hem sağlıklı doğduktan sonra cinsiyetinin ne önemi var?"
"Elenor soyumun devam etmesi gerek, elbette bir erkek çocuk isterim. Eminim sen hamile kalsan Baron da çocuğun erkek olmasını ister."
"Philipe onu önemsemez."dedim sinirle. "Ben daha fazla sinirlenmeden gitsen iyi olur."Kapıyı açıp çıkması için bekledim. Jhan odadan çıkarken "Ne Rosalinda'yı ne de bebeği hak ediyorsun!"dedim "Ne zaman böyle biri oldun sen?"
[6
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)
Tarihi KurguGeçmişten Gelen adlı romanın devamı. Elenor'un hikayesi