Tüm babaların, baba adaylarının ve bir yerlerde manevi evlatları olan beyefendilerin babalar günü kutlu olsun :)
"Konuşulanları duydun, hak etmişti."dedi hemen.
"Philipe bana bez ve su dolu bir tas getir."diye iç çektim.
Philipe başını sallayıp istediklerimi getirmek için odadan çıktı.Jhan'ın koltuğa oturması için yardım ettim.
"İyi misin?"
"Daha iyiyim."dedi "Tanrım! Elenor bu adamda ne buldun gerçekten anlamıyorum."
"Philipe'nin yanında belli etmesem de bunu hak ettin."dedim karşısındaki koltuğa oturup.
"Şu anda benim yerinde Philipe olsa eminim ona böyle demezdin."
"Jhan seninle tartışmayacağım."
"Gerçekten Elenor, onda bu kadar özel olan şey ne?"
"Sana göre bende özel olan şey ne?"
Jhan bir şey söyleyemedi(tahmin ettiğim gibi) hafifçe gülümsedim.
"Ben de tek bir şey söyleyemem, bu anlatılabilecek bir şey değil."
Philipe tas ve bezi getirince yarasını temizledim.
"Başka bir şey lazım mı?"dedi Philipe
"Şimdilik yok."dedim. "Jhan kendini toparlarsa gidebilir. Ben de gideyim."
Philipe'nin odasından çıkacakken.
"Kahvaltı yapacaktık."dedi Philipe
"Başka zamana artık."diye gülümsedim.
"Yarın olur mu?"
"Olur, ama bu kes sen benim misafirim ol."
Yanağını öpüp içeri baktım, arkası bize dönüktü ama Jhan'ı ne kadar sinirli olduğunu tahmin edebiliyordum.
"Jhan ile de fazla muhatap olma, odandan çıkartmaya bak."
"Elimden geleni yaparım."diye gülümsedi.
Odama giderken Cande ile karşılaştım. Kendi işlerime o kadar dalmıştım ki zavallı arkadaşımı unutmuştum.
"Ah Cande!"diyip sıkıca sarıldım "Çok özür dilerim yanına gelemedim, ben de pek kolay günler geçirmiyorum. Nasılsın arkadaşım?"
"İyi olmaya çalışıyorum."dedi ama iyi olmadığı çok belliydi.
"O halde başarılı olamıyorsun demektir, çünkü yüzünden düşen bin parça..."
"Neyse."diye iç çekti "Anlat bakalım, sen neden meşguldün ne oldu?"
"Odama geçelim anlatırım."
Odamdan içeri girince olanları anlattım. Cande'nin benim adıma sevindiği belliydi. En sonunda gülümseyip.
"Bak sana sarılsan fena olmazdı demiştim."dedi "Dediğim gibi de oldu."
Yanaklarım kızardı ama gülümsemeden de edemedim.
"E?"dedi koltuğa oturup "Sen şimdi ciddi ciddi evleneceksin öyle mi?"
"Evet."
"En azından birimiz mutlu olarak evlenecek."diye iç çekti.."
"Hala bir şansın var."Elini tuttum "Konuş kralla, senin yanında olacağına eminim."
"Babam çoktan evleneceğim adamın ailesiyle anlaştı, ben ne dersem diyeyim asla razı olmaz."
"Çok üzgünüm arkadaşım."
Cande hafifçe gülümsedi.
"Beni boş ver şimdi, kendi evliliğine odaklan, yakında gelin olacaksın."
"Sen de öyle... Keşke benim gibi mutlu olabilsen."
"Kim bilir, belki evlenince..."Ayağa kalkıp eteğini düzeltti. "Ben gideyim artık. Sen de dinlen, baya olaylı bir sabah geçirmişsin."
Cande gittikten sonra yatağa uzandım, sabah çok erken uyanmıştım ve uzanınca uykum olduğunu olduğunu fark ettim. Yorganı çekip uyumaya başladım.
Birinin saçımı okşamasıyla gözlerimi açtım, Philipe gelmişti. Onu görünce kocaman açılmış gözlerle yatakta doğruldum.
"Sen odama nasıl girebildin?"
"Bana iyilik borcu olan biri vardı."diye göz kırptı. "Seni merak ettim, yemeğe inmeyince..."
"O kadar uyumuş muyum? Çok yorulmuşum demek ki."
"Kahvaltı da yapamadın, yemek söyleyeyim aç olmalısın."
"İyi olur canım."
Philipe alnımı öpüp yataktan kalktı.Gerekli talimatları verirken ben de yataktan çıkıp üstümü değiştirmek işin paravanıma gittim. Üstümü değiştirirken Philipe'in sesi geldi, koltuğa oturmuş olmalıydı.
"Dük Jhan konusunda dikkatli ol, zaten çok sinirliydi bir de seninle evleneceğimi duyarsa bana da sana da ne yapar bilmimyorum."
"Jhan bana bir şey yapmaz."dedim fermuarı çekince. Paravandan dışarı çıktım. Philipe çok ciddi gözüküyordu.
"Bana bir şey olmaz ama sen dikkatli olmalısın."
"Ben dikkatli olurum da sen de bu kadar emin olma hayatım."
"Ne yani?"diye gülümsedim "Şu an ailem seni değil de Jhan'ı seçmiş olsa bana bir şey yapar mıydın?"
"Bilmem."diye gülümsedi "Belki seni kaçırırdım."
"Evet, ondan sonra da Fransa ile İspanya'nın ilişkileri daha da gerilsin."
Philipe belime sarılıp saçımı okşadı.
"Hiçbir şey senden daha önemli değil."
Kapının çalınmasıyla iç çekti
"Gerçekten biz ne zaman yalnız kalacağız?"diye mırıldandı.
"Sanırım evlenince."diye gülümsedim.
"Ben o kadar bekleyemem."
"Eh şansına küs."diye gülümseyip dudağını öptüm "Şimdi beni bırak da yemeğimi alayım."
Yemeğimi kapıdan alıp masaya geçtim. Philipe yanıma oturdu, yemek boyunca sohbet ettik. Yemekten sonra Philipe beni zorla bahçeye çıkarttı, oysa anda hiç bahçeye çıkmak istemiyordum. Üstelik bu kes dolaşırken elimi tutuyordu ve bu gerilmeme neden olmuştu.
"Zaten bir iki gün içinde herkes öğrenecek."dedi gerildiğimi fark edince "Birkaç gün önceden öğrenseler ne değişir?"
"Hiçbir şey."diye mırıldandım "Ama ben yine de geriliyorum."
Philipe beni kendine çekip öptü.
"Hala gergin misin?"
"Şu anda istesem de gerilemeyeceğimi biliyorsun."diye gülümsedim.
"Elenor!"
Dük Tell'in sesiyle arkamızı döndük.
"Jhan ile evlenecekken bu ne rezalet böyle!"
"Jhan ile evlenmeyeceğim."dedim sinirimi bastırmaya çalışıp "Karar muhtemelen yarın elinize ulaşacaktır, Philipe ile evleneceğim."
2|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)
Fiction HistoriqueGeçmişten Gelen adlı romanın devamı. Elenor'un hikayesi