27 Mart
Sabah Philipe'nin sesiyle uyandım. Ses aşağıdan geliyordu ve biriyle tartışıyor gibiydi. Sabahlığımı giyip aşağı indim. Philipe kolaarını birleştirmiş bir şekilde Mösyö Gio'ya bakıyordu. Mösyö beni görünce hafifçe gülümsedi.
"Günaydın Barones, ben de tam Baron Hazretlerine sizin beni kahvaltıya davet ettiğinizi söylüyordum."
"Efendim?"dedim şaşkınlıkla "Bayım ben sizi kahvaltıya davet etmedim."
"Ama elimde sizin davetiyeniz var."
Philipe, Mösyo Gio'nun elindeki kağıdı aldı. Kağıda açıp baktıktan sonra
"Bu Elenor'un el yazısı değil."dedi hemen. "Berbat bir taklit..."
"Çok üzgünüm."dedi Mösyö, neredeyse yüzünün kızardığına yemin edebilirdim.
"Neyse."diye iç çekti Philipe "Buraya kadar geldiniz, birlikte kahvaltı yapalım. İçeri geçin lütfen, ayakta kaldınız."
Philipe'e ters bir bakış atmadan edemedim. Bu adamı sevmediğimi bildiği halde... Neyse ki kendisi kahvaltı boyunca çok konuşmadı ve bu biraz rahatlamamı sağlamıştı. Möyö Gio kahvaltıdan sonra evine gitti. Philipe beni öpüp hafifçe gülümsedi.
"Tamam şu ana kadar o adam hakkında abarttığını düşünmüştüm."dedi "Ama haklıymışsın. Onunla konuşacağım merak etme."
"Pekala bu rahatlamamı sağladı. Teşekkür ederim."
"Şimdi Barones, günün geri kalanında ne yapmak istersin?"
"Seninle olduktan sonra özel bir şey istemiyorum."kollarımı boynuna dolayıp gülümsedim
"İşte buna hiçbir itirazım yok."dedi Philipe, beni kucaklayıp sıkıca öptü.
-1 YIL SONRA-
3 Nisan
Sabah kapının açılmasıyla uyandım, kaç gündür yerimden kalkamıyorum, Philipe bana kahvaltı getirdi. Kaç kere söyledim içim almıyor diye ama dinlemiyor beni. Tepsiyi önüme koyup yanıma uzandı.
"Hayatım."diye iç çektim "Yiyemediğimi biliyorsun hemen kusuyorum."
"Hadi ama."dedi peynirden bir çatal uzatıp "Denemek zorundasın, lütfen."
"Tamam öyle olsun."
O peyniri zar zor yedim ama daha bir dakika geçmemiştir kustum.
"Doktor çağıracağım."dedi Philipe ciddiyetle "Her gün bu şekilde ölüme yaklaşmana izin veremem."
Philipe doktorla gelene kadar içim geçmiş, ikinci kez yine kapının açılmasıyla uyandım. Doktor beni muayene ederken bir ara kaşlarını çattı, ciddi bir şey olmalıydı, ardından karnıma daha çok bastırdı. Bir süre sonra.
"Barones."dedi "İzin verirseniz hamile olup olmadığınıza bakmak istiyorum."
Bir anda tüm enerjimin yerine geldiğini hissettim.
"Elbette."dedim gülümseyip "Elbette muayene edebilirsiniz."
Muayeneden sonra doktor hamile olduğumu söyledi. Dediğine göre üçüncü ayda rahatlarmışım zaten o zamana kadar her gün yavaş yavaş toparlayacakmışım. O zamana kadar kusmamı önleyecek bir ilaç verdi.
Philipe doktoru geçirdikten sonra yanıma uzanım beni kendine çekti. Yüzümü öpüp gülümsedi.
"Bebeğimiz seni şimdiden bu hale getirdiyse doğduğunda nasıl olacak Tanrı bilir."
"Umurumda değil."diye gülümsedim, şimdiden kendimi daha iyi hissettim. "Bir yıldır anı bekliyorum ben."
"Bakıyorum da şimdiden canlandın."
"Evet... Doktorun verdiği ilacı uzatır mısın? Yemek yemeliğim."
Tamam yemekten sonra yine midem bulandı ama bu sefer kusmadım. O kadar mutluyum ki. Kendimi toparlasam hemen kiliseye gideceğim. Tanrı'ya ne kadar teşekkür etsem az. Ama yine de korkmuyor değilim, ya yine düşürürsem bebeğimizi? Eğer bu olursa yaşayamam ben.
10 Nisan
İki gündür daha iyiyim, en azında şatonun içinde dolaşabiliyorum. Philipe de yanımda, saraydan benim hasta olduğumu söyleyip izin aldı. Bu sabah da beni zorla bahçeye çıkarttı, kahvaltıyı bahçeye hazırlatmış. Beni o kadar şımartıyor ki benzen bu mükemmelliği hak etmediğimi düşünüyorum ve gözlerim doluyor, hep hormonlar yüzünden.
Kahvaltı ederken dışarı havasının iyi geldiğini fark ettim. Philipe'nin söylediğime göre dışarıdayken yüzümün solgunluğu gitmiş, kan gelmiş yüzüme.
Kahvaltı boyunca resmen tabağıma her şeyi Philipe hazırlayıp koydu. Bir an için kendi bir şey yemeyi unutacak diye düşündüm ama neyse ki kahvaltının bitmesine yakın o da bir şeyler yedi.
Kahvaltıdan sonra çay içerken Dion geldi, hastalandığımı duyunca beni merak etmiş. Neyse ki Philipe Dion ile iyi anlaşıyor yoksa ortam baya gerilirdi, Jhan'ın kardeşi olduğu düşünülünce...
"Philipe'nin anlattıklarını düşününce iyi görünüyorsun."dedi Dion "Geçmiş olsun."
"Philipe abartmayı sever bilirsin."dedim "Teşekkür ederim."
"Abartmak mı?" Philipe kaşlarını çatmıştı "Doktor gelmeden önceki halini unuttun sanırım hayatım."
"Hatırlamamayı tercih ediyorum."diye gülümsedim.
"Ama ben hatırlıyorum ve hiç de iyi değildin."
"Pekala."diye araya girdi Dion "Sanırım ikinizin neşesini yerine getirmek bana kalıyor, tekrar amca olacağımı belirtmek isterim. Rosalinda hamile."
jjg
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)
Historical FictionGeçmişten Gelen adlı romanın devamı. Elenor'un hikayesi