24.Bölüm

223 23 4
                                    


Balodan az önce geldik. Tam bir kabustu! Aslında ilk başta her şey normalde ve açıkçası Mösyö GİO'u görmediğime sevindim. Elbette kendisi balonun ortalarında baloya geldi. Danslara yeni başlanmıştı ve halk dansı oynanıyordu. Dans sırasında bir anda karşımda Mösyö GİO'u görünce şaşkınlıktan ne yapacağımı bilmedim.

"Möyö GİO? Sizi baloda daha yeni görüyorum. Bu ne sürpriz..."

"Tarihleri karıştırınca geciktim. Ama halk dansına yetişebildiğime sevindim yoksa sizinle dans etme fırsatı bulamayacaktım."

"Ya."diye zoraki bir biçimde gülümsedim."

"Eşinizi göremedim, size eşlik etmediler mi yoksa."

"Elbette eşlik etti, şu an baloda kendisi ama ben de göremiyorum. Dans bitince görürüsünüz."

Biraz daha dans ettikten sonra eşler değişti ve ben Philipe ile eşleştim.

"Tam vaktinde."diye gülümsedim

"Mösyö Gio ile anlaştın sanıyordum."dedi aynı gülümsemeyle, tabii daha muzip olanıyla...

"Ne kadar anlaştım anlatamam."yüzüm hafiften asılmıştı.

"Sıkma canını, bir daha onunla konuşmak zorunda olacağını sanmıyorum."

"Haklısın sanırım."

Dans bittikten sonra Rosalinda'nın odasına gittim. Balonlun başından beri kendisini görmemiştim. Odasının kapısını çaldım. Kısa bir süre sonra Rosalinda'nın sesi geldi.

"Girin."

İçeri girdiğimde Rosalinda'nın beni beklemediği her halinden belliydi. Beni görünce hafifçe gülümsedi.

"Elanor, hoş geldin."

"Neden aşağıda değilsin?"dedim yanına oturup. "Orda olmayı en çok hak eden kişi sensin."

"Jhan yorulurum diye pek aşağıda olmamı istemiyor."dedi zoraki gülümsemeyle.

"Efemdin!"kaşlarımın çatılmasına engel olamadım.

"Aslında haklı da."dedi hemen, beni sakinleştirmek için söylediği o kadar belliydi ki. "Şimdiden halim yok."

"Rosalinda buna inanmamı bekleme." loş odaya şöyle bir bakındım, beşik boştu. "Joseph nerede?"

"Bakıcısı giydirmeye götürdü."

"Tanrım..."diye mırıldandım "Peki ben birazdan gelirim."

Balo salonuna indim. Jhan birileriyle konuşuyordu. Yanına gidince konuşmasını bitirip bana döndü.

"Elanor nasılsın? Beğendin mi baloyu?"

"Evet."diye mırıldandım "Jhan özel olarak konuşabilir miyiz?"

"Tabi..."

Bahçeye çıktık. Bir süre daha yürüdükten sonra konuştum.

"Jhan sen ne yaptığını sanıyorsun?"

"Anlamadım?"

"Rosalinda ile konuştum. Kadını resmen kendi oğlunun partisinden kovmuşsun."

"Sadece loğusa..."

"Loğusaymış!" diye bağırdım "Sen ne saçmaladığının farkında mısın? Loğusa dahi olsa o Joseph'in annesi elbette bu baloda olmaya hakkı var!"

"Tamam sanırım haklısın."diye iç çekti "Ama bir şartla, burada kaldığın zaman yorgun olduğun için benimle dans edememiştin, artık şimdi edersin herhalde."

"Önce Rosalinda ile dans edersen olur. Eşine biraz saygın olsun."

"Öyle olsun."diye mırıldandı.

"İyi, ben balo salonundayım o halde."

Jhan'nın konuşmasına fırsat vermeden şatodan içeri girdim. Philipe'de bana bakıyordu tteherhalde çünkü hemen yanıma geldi.

"Hayatım nereye kayboldun?"

"Kafa dinlemek istemiş olamaz mıyım?"diye gülümsedim. Olanları anlatıp canını sıkmak istemedim o an.

"Kafa dinlemek istiyorsan evimize gidebilir, ben de sıkıldım zaten."

"Birisine söz vermeseydim olabilirdi."diye iç çektim.

"Birisi?" yüz ifadesinden bu duruma memnun olmadığı belliydi.

"Birazdan görürsün zaten. Şimdiden canı sıkma."Başımı omzuna rastladım "Şu balo bir an önce bitse."diye iç çektim.

Jhan önce Rosalinda ile dans etti. Ardından benimle dans etmek için yanımıza

gelirken Philipe'nin elimi daha sıkı sıktığını hissettim.

"Rosalinda'nın baloda olması için."diye mırıldandım "Umarım anlarsın."

"Balodan sonra Dük ile konuşmam gerekecek."dedi sinirle.

"Bu işleri daha kötü yapar."

Jhan yanımıza geldiğinde Philipe hafifçe önüme geçti.

"Elenor bana verdiğin sözü yerine getireceksin değil mi?" dedi Jhan.

"Evet."diye iç çekip uzattığı elini tuttum. Dans alanına gittiğimizde

"Sadece tek dans, unutma."dedim.

"Elbette, anlaşmamızı hatırlıyorum Elenor."

Dans ederken ister istemez insanların fısıldaştığını duyabiliyordum. Üstelik zavallı Rosalinda da oradaydı. Rosalinda ile bakışmam çalıştım ama elde değil ki. Yüzümden istemeden bu durumda olduğumu anlamış olmasını umut ediyorum, konuşamadık. Zira dans bittiği anda Philipe beni kolumdan tutup şatodan çıkarttı. Kendi şatomuza varana kadar konuşmadı, ne kadar kötü olduğunu anlayabiliyordum. İçeri girerken durdum onu.

"Philipe bir şey demeyecek misin?"

"Elenor ne dememi bekliyorsun?"diye iç çekti "Senin bir suçun yok ki. Ama yemin ederim o Dükden bir gün hesabını soracağım."

Yanağını öpüp gülümsedim.

"Sıkma canını, bir daha olmayacak."

"Yine olsa yine yaparsın."dedi yüzümü okşayıp "Çok iyi niyetlisin sevgilim."

"Bunu dediğine göre bana hak veriyorsun, değil mi?"

"Elbette, Dük Jhan'a kızgınım, sana değil."

Bu içimi biraz olsa rahatlatsa da Rosalinda'yı düşünmeden edemiyorum. Umarım kalbi kırılmamıştır.

27 Mart

Sabah Philipe'nin sesiyle uyandım. Ses aşağıdan geliyordu ve biriyle tartışıyor gibiydi. Sabahlığımı giyip aşağı indim. Philipe kolaarını birleştirmiş bir şekilde Mösyö Gio'ya bakıyordu. Mösyö beni görünce hafifçe gülümsedi.

"Günaydın Barones, ben de tam Baron Hazretlerine sizin beni kahvaltıya davet ettiğinizi söylüyordum."

Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin