Merhabalar, öncelikle birkaç duyurum olacak
İlk olarak ülkemizin başı sağolsun.İlkokuldan sınıf arkadaşım havaalanında çalışıyor ve o gün şansına patlamadan çok kısa bir süre önce dış hatlarda işi bitmiş de sağ salim dönmüş evine.Ben de bir yakınımı kaybedecektim yani az kalsın.Benim gibi şanslı olan yakınlara ve kurtulan havaalanı çalışanlarına geçmiş olsun diliyorum.Kaybı olanlara da baş sağlığı ve sabır...İnşallah bu son olay, milletçe yas tutacağımız son saldırı olur.
İkinci olarak da YGS-LYS'ye giren kardeşlerim geçmiş olsun iyi tatiller.İnşallah istediğiniz bölümü kazanırsınız.Eğer veteriner fakülteleri ile ilgili soracaklarınız olursa mesaj atabilirsiniz.Zaten tercih döneminde 3 yılda neler oluyor fakültede ve veteriner hekimlerin iş imkankarı neler yazacağım ama o zamana kadar ve sonrasında da bir sorunuz olursa yardımcı olurum.
Son olarak keyifli(bu şartlarda ne kadar olursa) okumalar.
"Hadi şimdi güzel bir piknik yapalım. Sarayın biraz ilerisinde çok güzel bir yer var."
"Buraları benden daha iyi biliyorsun."diye gülümsedim
"Eh burada kalacaksam bilmem gerek değil mi?"diye göz kırptı
Sepeti alıp sarayın dışına çıktık. Hafif bir rüzgar vardı ve hava çok güzeldi. Philipe örtüyü serip oturmama yardım etti. Sepettekileri çıkartmak için uzandığımda Philipe beni geri çekti.
"Şu anda sen bir şey yapmayacaksın."dedi gülümseyip "Her şeyi ben yapacağım."
Philipe sepettekileri çıkarttıktan sonra kahvaltıya başladık. Yiyecekeler o kadar lezzetli ve sohbet o kadar güzeldi ki... Kahvaltıdan sonra örtüye uzandık. Philipe yüzüme bakıp gülümsedi.
"Dudağının kenarında krema kalmış." Ben daha elimi kaldırmadan Philipe dudağımın kenarındaki kremayı aldı. Dudağımın kenarını öptükten sonra dudağımı öptü.
"Krema daha da lezzetli yapmış."diye mırıldandı.
"Eh tabii kendisi tatlı bir yiyecek sonuçta."diye gülümseyip kalktım "Saraya dönsek iyi olacak."
"Hiç insaflı değilsin."diye iç çekti.
"Sen de çok fazla şey istiyorsun."diye gülümsedim "Hadi koca bebek şu sepeti al da gidelim."
Philipe hafifçe kaşlarını çattı ama bir yandan gülümsiyordu.
"Efendim? Koca bebek mi?"
"Şu durumda daha farklı şeyler de söyleyebilirdim buna şükret." Yanağını öpüp koluna girdim "Artık gidebilir miyiz?"
Ağaçlık alandan çıkmak üzereyken patlama sesi duyuldu ve hemen ardından Philipe'nin elindeki sepet yere düştü. Philipe elini beline koydu, kurşun sıyırmıştı. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim. Philipe bana biraz yaslanıp öyle konuştu.
"Biraz durduktan sonra saraya gidebiliriz."dedi, o kadar sakindi ki nasıl böyle kalabildi bir türlü aklım almıyor.
"Canın çok yanıyor mu?"
"Azalıyor acısı. Birazdan yürüyebilirim."
"İstersen sen şuradaki ağacın altına uzan ben yardım çağırıyıyım."
"Gerek yok hayatım. Yürüyebilirim."
On- an beş dakikalık yolu yarım saatte gitmiş olmalıyız. Artık sonlara doğru Philipe'yi taşıyamamaya başlamıştım. Neyse ki sarayın girişindeki göreliler yardımcı oldu saraya varınca.Tabii olay sarayda hemen duyulmuştu. Philipe odasına taşınırken doktor da geldi. Ben de odasındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)
Ficción históricaGeçmişten Gelen adlı romanın devamı. Elenor'un hikayesi