3.Bölüm

456 43 1
                                    

Jhan bir şey demedi ve bu benim için yeterli bir cevaptı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

"Jhan birbirimizi ne kadardır tanıyoruz?"dedim bağırmamaya çalışarak.

"Doğduğumuzdan beri."diye mırıldandı.

"Yani senin gözünde bir kız kardeş olmalıyım!"en sonunda bağırmıştım. Tanrım! Jhan'a asla bağırmak istemedim ve şu an bunları yazarken bile kendimi kötü hissediyorum.

"Haklısın."diye mırıldandı. "Zamanında kendimle ne kadar savaştığımı bilemezsin Elenor ya da kendime ne kadar kızdığımı... Ama elimde değil."

"Jhan... Şunu bir açıklığa kavuşturalım ben asla seninle birlikte olamam. Sen benim kardeşim gibisin Jhan nasıl olur böyle bir şey? Bak seni üzmeyi hiç istemiyorum ya da kırmayı... Ama bunu nasıl sana uygun bir şekilde anlatabilirim bilmiyorum. Sana tavsiyem başkalarına bak Jhan. Senin için en iyisi bu inan."

Konuşmasına fırsat vermeden yanından gittim. Zavallı arkadaşımı, kardeşimi üzdüğümü biliyordum ve bu beni mahvetmişti ama elimden bir şey gelmedi. Yarın ne yapacağım bilmiyorum, bugün bir daha birbirimizi görmedik umarım uzunca bir süre de görmeyiz.

Jhan ile konuştuktan sonra bende iştah filan kalmamıştı. Hava almak için bahçeye çıkıp lavanta tartlarının bulunduğu yere gittim. Lavanta kokusu beni her zaman rahatlatır, her ne kadar şu anda kokuları olmasa da burada olmak ve soğuk hava iyi gelmişti.Banka oturup gözlerimi kapattım. Bir süre sonra birinin yanıma oturmasıyla açtım gözlerimi, Baron Escoder... Hafifçe iç çektim.

"Nasıl yardımcı olabilirim Baron?"

"Yemekte göremeyince merak ettim. İyisin değil mi?"

"İyiyim."diye mırıldandım. O koskoca salonda benim olmadığımı fark etmesi daha garipti yoksa gözlerinde gerçekten endişenin olması mı karar veremedim. Bir insan daha bir gündür tanıdığı biri için nasıl bu kadar endişelenebilir ki?

"Dertleşmek istersen dinlerim Elenor."

"Baron şu an konuşacak durumda değilim."diyebildim. Biraz daha konuşsam ağlayacaktım. "Müasaadenizle odama gideceğim." kalkıp reverans yaptım. Gidecekken beni durdurup kendine çevirdi.

"Kimse yokken reverans yapmanı istemiyorum. Ve ne olduysa eminim kendini bu kadar yıpratmana değmez."

Bir anda kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.Baron bana sarılıp ağlamamın geçmesini bekledi. Enteresan bir şekilde rahatladığımı hissettim, hem de neredeyse hiç tanımadığım birinin sarılmasıyla...

"Teşekkür ederim."dedim kendimi toparlayınca. "Size borçlandım."

"Akşam yemeğinde bana eşlik edersin borcun kalmaz." diye gülümsedi.

Kaşlarımın çatılmasına engel olamadım.

"Baron bunu kabul edeceğimi düşünüyor musunuz gerçekten?"

"Hayır, sadece şansımı denemek istemiştim."

Bir şey demeyip yanından uzaklaştım. Misafir olmasa yüzüne tokat atabilirdim ama misafir olduğunu düşünüp tuttum kendimi. Odama giderken Cande ile karşılaştım.

"Sen iyi misin?"dedi yüzüme bakıp

"Hayır."dedim iç çekip ve olanları anlattım.

"Tanrım! Çok üzüldüm."dedi anlatmam bitince. "Senin adına da Jhan adına da çok üzüldüm. Ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Jhan ile uzunca bir süre karşılaşmamayı... Tabii ne kadar mümkün olacaksa artık..."

Akşama kadar odamdan çıkmadan sadece yatağımda uzandım. Alix kapımı çalıp Baron Escoder'in odasındaki meşalelerle ilgili bir sorun olduğunu söylemese muhtemelen daha uzanırdım. Yataktan çıkıp Baronun odasına gittim.Odadan içeri girince bir yanan bir meşalelere bir de hazırlanmış sofraya baktım.

"Yemek için çağırsaydım gelmeyecektin. Buna mecbur kaldım."dedi Baron Escoder.

"Şu an odanızdan çıkabilirim farkındasınız değil mi?"

"Kapı dışarıdan kilitlendi bile."

Bana uzattığı kadehi alıp içindekini suratına fırlattım. Artık karşımdakinin kim olduğu umurumda değildi.

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz!" diye bağırdım "Böyle emr-i vaki mi olur!"

"Biraz sakin olur musun?"dedi yüzünü silip "Sadece seni yakından tanımak istiyorum."

"Ama ben istemiyorum. Baron işleri zorlaştırmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz."

"Öncelikle Philpe demeni tercih ederim ve ikincisi iste ya da isteme iki saat boyunca o kapı açılmayacak."

"İnatçı keçi!"diye mırıldanıp sofraya geçtim. Philipe de masaya geçmişti.

"E kendinden bahsetmeyecek misin?" dedi yemek yerken.

"Benimle neden bu kadar ilgileniyorsun?"dedim gözlerinin içine bakıp "Beni sadece iki kere gördün ve ilk karşılaşmamız pek de hoş değildi."

"Ben de kendime aynısını soruyorum."gözlerini ayırmadan konuşuyordu. "Bir cevabım da yok ama şimdiye kadar hiç kimse bu kadar ilgimi çekmemişti."

Bu cevabı karşısında ne diyeceğimi bilmedim.

"İlk karşılaşmamız garip oldu ondandır."dedim en sonunda "Saraydaki diğer leydilere baksan bu durum düzelir."

"Bakabileceğimi sanmıyorum."

Bana doğru eğildi, muhtemelen öpecekti ne yapacağımı bilemedim. Neyse ki son anda bir keman kutusu gözüme çarptı. Hemen yerimden kalkıp kutuya yöneldim.

"Keman mı çalıyorsun?"

Hafifçe gülümseyip başını salladı.

"Ben de piyano çalarım ama kemanda hiç iyi olamadım."

"Benim de piyano çalmam istediğim gibi değil."yerinden kalkıp yanıma geldi. "Biraz çalsana."

"Gerçekten hiç iyi değilim neden sen çalmıyorsun?"

Kemanı kutusundan çıkartıp çalmaya başladı. Ben nasıl piyano eğitimine çok küçük yaşta başladım Philipe'nin de kemen eğitimine çok erken başladığı belliydi.

"Çok güzeldi."dedim çalması bitince.

"Teşekkürler."

Kapıdan gelen sesten kilidin açıldığını ikimiz de anladık.

"Gitsem iyi olacak."dedim oturduğum koltuktan kalıp. "İyi geceler."

"Sana da."

Eğer tam odadan çıkarken Philipe beni öpmeseydi odama gelince buraya yazmadan uyurdum herhalde. Bir insanın dudakları bu kadar sıcak ve yumuşak olabilir mi ?(Bu satırları okurken kahkaha atmadan edemedim, annemden bu kadar romantik bir cümleyi kim beklerdi ki? Yani o her zaman kibar ama mesafeli olmuştur hiçbir zaman romantik bir yanının olabileceğini düşünmemiştim.)

30 Mart

Sabah kahvaltıdan sonra ok atmak için arka bahçeye gittim. Birkaç ok atmıştım ki alkış sesi duyup arkamı döndüm, Philipe... Beni öptüğü geceden beri görüşmemiştik ve şimdi yanaklarımın kızarmasını engelleyemiyordum.

"Kesinlikle erkek gibi yetiştirilmişsin."dedi gülümseyip "Kılıç kullanmayı da biliyor musun?"

Geçmişin İzi(Geçmişten Gelen-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin