Ocaklar'dan çıkana kadar gördüğüm her şey inanılmaz tatlı gelmişti gözüme. Antalya çok turist ağırlayan bir şehirdi ve eskisi kadar sıcak gelmiyordu artık bana, oysaki çocukluğumda asla başka bir şehri beğenemeyeceğimi düşünürdüm. Artık yaz kış ayırt etmeden gelen turistlere yöneliklti birçok şey ve ne yazık ki eski sakinliği kalmamıştı sevdiğim şehrimin.
Bu küçük beldenin ki bir aralar belediye olduğunu okumuştum intertte öyle sıkıcı bir havası yoktu. Modern bir köy gibi olmasına karşılık az evvel gördüğüm büyük baş hayvanlarını otlatan insanlar yüzümde büyük bir gülümsemeye sebep olmuştu. Yaşlı teyzelerin şalvarla geziyor oluşu Anadolu ruhunun hala harika bir şekilde yaşadığını kanıtlıyordu.
Buranın gezilmedik hiçbir yerini bırakmayacağıma emindim artık. Beldeden çıkmak üzere dik bir yokuşa geldiğimizde
" Sağ tarafa bak" dedi.
Daha iyi seyredebilmem için arabayı durdurmuştu. Bulutların türlü türlü şekillendiği gri gökyüzü gümüş bir çarşaf gibi serilmiş denizle birleşiyordu. Sahilin kumlarının rengi güneş ışıklarının yansımamasına rağmen hala sapsarı görünüyordu. Büyük otellerin henüz keşfetmediği eşsiz bir cennet görünümünde bir manzaraydı baktığım, hafif dalgalı deniz kıyısında bütün dertlerimi unutacağımı vaadediyordu sanki. Birkaç dakika ikimiz de konuşmadan seyrettik manzarayı ve arabayı tekrardan hareket ettirerek yola devam etti.
" Erdek'te hastane olduğunu nereden biliyorsun? Daha evvelden gelmiş miydin buralara?"
" Buraya ilk kez geliyorum. İntertnetten araştırmıştım nasıl bir yere gidiyorum diye, o zaman öğrendim. Peki sen buraları biliyor musun? Balıkesir'e niçin gidiyordun?"
Gözlerini yoldan ayırmadan konuşmaya başladı
" Buraya daha evvelden de geldiğim oldu. İki yaz boyunca Ocaklar'da kaldım. Balıkesir'e de kafa dinlemek için geldim"
" Balıkesir'de kalacağın bir yer var mı?"
" Tam olarak merkezde değil ama evet kalacağım bir evim var, orada kalacağım"
" Şirketinden izin alman kolay oldu galiba, yoksa yıllık iznini mi kullanıyorsun?"
Hafif bir tebessüm belirdi dudaklarında, bu konuda pek konuşmak istemiyor gibiydi ama yine de cevap verdi.
" Yöneticisi olduğum şirket benim zaten ama her zaman yaptığım bir şey değil bu yaptığım. Son iki yıldır hiç tatil yapmadan sıkı bir şekilde çalıştığım için birkaç gün kendime izin verdim diyelim."
" Böyle bir mevsimde tatil yapma ihtiyacı hissettiysen eminim ki ya çok yorgunsundur ya da biri kafanı cidden bulandırmıştır"
Sözümü bitirir bitirmez başını çevirip bana baktı. Gözleri bütün yüzümü inceler gibi gezindi çehremde
" Doğru tesbit"
Kısa sürede hastaneye gelmiştik. Yürüyüş yolunun hemen başında olan hastaneye girmeden etrafa hızlıca göz gezdirmiştim. Çok güzeldi buralar. İçeriye girdiğimizde sıra bekleyen birkaç kişiye rağmen başındaki yaraya bakan hasta bakıcı bizi hemen acile yönlendirdi.
Orta yaşlı doktor hanım henüz kurumayan yaraya rağmen duş almasını eleştirirken dikişin şart olduğunu söylemesiyle arkamı döndüm. Tenin içinden geçen iğne düşüncesi içimi ürpertiyordu. Arkam dönük bir şekilde duvardaki yazılara bakarken tak diye çıkan sesle arkamı dönmem bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK SEN MİSİN?
General Fictionİki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şe...