"Soner" dememle arkamı dönmem bir olmuştu, onun da duşa girmek üzere olduğunu unutup pat diye dalmıştım odasına üstünde hiçbir şey yoktu ve girdiğim an kemerini çözüyordu. Benim hızla odasına dalmam onu da korkutmuştu
" Ne oldu?" dediğinde sesi boğuk geliyordu
Kapıya dönük olsam da gözlerimi sımsıkı kapatmıştım, bir elim uzanıp kapı tokmağını tutmaya çalışırken söylendim
" Bu kadar büyük evde bana Buket'in odasından başka bir oda verebilirdin"
" Buket'in odası mı?"
Sesi hala uzaktan geldiği için açtım gözlerimi kapı tokmağını rahatça bulup tutabilmiştim böylece
" Evet bütün banyo onun eşyalarıyla dolu şimdi hemen ya başka odaya geçerim ya da amcanlara giderim"
Ellerimin arasından kayan tokmağa bakarken kapı sertçe kapandı, Soner kızgın bir yüzle kapıyla arama girdi
" Kaldığın odada senden önce sadece Melanie kalıyordu, o da ben yurt dışındaysam"
Şaşkın bakışlarla yüzüne bakmaya başladım, gözlerimi aşağıya indirmeye cesaretim yoktu ve o ciddi bir inatla ona bakmam için susmuş benden bir söz bekliyordu
" Ben sandım ki..."
" Buket bu evde her zaman kalmıyor sadece birkaç gece o da alt katta ki sağda kalan oda, ayrıca Buket'in bu evde eşyası yok"
Çatılmış kaşlarına bakarken devam etti
" Banyoda ki pembe eşyaları bir düşün bakalım kimde en çok pembe gördün"
Melanie nin odası birçok pembe eşyayla doluydu ve burası da öyle derin bir soluk alıp bıraktığımda başımı önüme eğerek özür diledim ama bu seferde çıplak gövdesini görmüştüm. Hemen elimi gözlerime siper edip ona kenara çekilmesini söyledim
" Neden"
" Hem çok utandım hem de sen çıplaksın ve benim artık cidden açılacağım bir duşa ihtiyacım var"
Konuştuğunda sesinden gülümsediğini anlayabiliyordum
" Ben seni mayonun içinde gördüm şu an ki halim senin o halinden bile daha giyinik"
Küçük bir çığlık atıp onu kenara ittim ve soluğu kendi kalacağım odanın banyosunda aldım. Islak saçlarımı havluyla kurulamaya çalışıp taradım, odadan çıktığımda ses gelmiyordu ben de aşağıya inerek mutfağa girdim. Mutfak son derece modern ve bir o kadar da sadeydi, ısıtıcıya su koyup ısınmasını beklerken dolapları karıştırarak kahve malzemeleri bulmaya çalıştım. Kahveyi bulmam çok ta zor olmamıştı, masanın başına geçerek bir sandalye çektim ve kahvemi içerken onun inmesini bekledim. On beş dakikaya yakın tek beklemişken uyuya kalmış olabileceğini düşünmeye başlamıştım ki adımı seslenerek indiğini duydum merdivenlerden
" Buradayım, mutfakta" diye seslendim. Yanıma geldiğinde üzerinde bir tişört ve eşofman altı vardı, o an onu izlerken ne giyse yakışıyor diye düşünceler doluşmuştu beynime... Sıcak suyu tekrardan ısıtıp bir kahve de kendine yaptığında karşıma geçerek oturdu. "Az evvel yengem aradı Buket'in anne ve babası buraya geldikleri için onları ziyarete gelmişler şimdi onlarla ilgilenecek hali bulmuyorum kendimde onlar gitsin öyle geçeriz yan tarafa tamam mı?"
" Sen bilirsin" dediğimde durgunluk çökmüştü üzerime, bir an sonra masanın üzerinde duran telefonum çaldığında ikimiz de dikkatimizi çalan telefona vermiştik. Arayan Samet'ti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK SEN MİSİN?
Narrativa generaleİki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şe...