Huzursuz bir uykuydu, sabaha kadar yatakta bir o yana bir bu yana dönüp durdum. Neyse ki sabaha karşı iki saat kadar uyuyabilmiştim de birazcık olsun yanan gözlerim rahatlayabilmişti bu sayede. Saçlarımı düzleştirip kolsuz, dizlerimin oldukça üzerinde vişneçürüğü rengindeki elbisemi giydim. Aynada kendime baktığımda son zamanlarda göbek çevremin azıcık ta olsa kalınlaştığını anladığımda küçük bir gülümseme oluştu dudaklarımda Soner artık çok zayıf olduğumdan yakınamayacaktı...
Onun beni beğenebileceğini düşünme ihtimali bile yüreğime ılık bir sevinç vermişti. Aşağıya indiğimde elinde kahve kupasıyla koltukta oturmuş telefonuna bakıyordu.
" Günaydın" diyerek onun yanına yanaştığımda gülümseyen bir yüzle karşılık verdi. Tezgaha yaklaştığımda benim içinde kahve hazırladığını gördüğümde daha da mutlu oldum. Sadece sıcak suyu eklediğim kupamı elime alarak karşısına oturdum. Bacak bacak üstüne attığı ayağını indirip kupayı yan tarafında ki sehpaya bıraktı
" Sence de elbisen çok kısa değil mi?"
" Yoo bence değil"
" Özlem geç kalmak istemiyorsan üzerini hemen değiştirmelisin"
" Geç kalmam için bir sebep yok ki, üzerimi değiştirmeme de",
" Bu elbisenin üzerine yapıştığı yetmiyormuş gibi etek boyu da oldukça kısa bununla işe gidemezsin"
" Buket te bu kısalıkta giyiniyor ama ona izin veriyorsun"
" Buket iznimi hiç sormadı ben de üzerinde durmadım ama senin hemen değiştirmeni istiyorum"
" Yapamam, bu hem Fatma teyzenin hediyesi giymeliyim yani"
" Nee bunu sana yengem mi aldı?"
" Evet"
Telefonunu eline alarak bir numarayı çevirdi
" Günaydın yenge sana sormam gereken bir şey var. Evet, Özlem e aldığın elbisenin boyuna alırken dikkat etmedin mi?"
" Evet bende onu diyorum ya bütün o güzel bacakları meydanda, neyse şimdi onu çıkaracak zaten senden ricam bir daha ki sefere sen de dikkat et"
" Yenge gülünecek bir şey yok bunda, tamam akşama görüşürüz"
Telefonu koltuğun üzerine fırlattıktan sonra ayağa kalkarak elimden daha sadece üç yudum içtiğim kahvemi aldı ve kendi kupasının yanına bıraktı
" Tamam yengem gücenmeyecek sen de çıkar şunu üzerinden"
Sıkıntılı bir nefes vererek ayağa kalktım, bu hareketimden kabul ettiğimi düşündüğü açıktı
" Kapıda taksi bekliyor şirkete gelmeden önce bir iki görüşmem var sonra yanına gelirim yemeği birlikte yeriz"
Başımı sallayarak onay verdiğimde ceketini alarak dışarı çıktı ve bende ardından kahvemi elime alarak rahatça içmeye devam ettim, elbette çıkarmayacaktım. Dudaklarımdaki arsız gülüşle kahvemin ne kadar lezzetli olduğunu düşünüyordum...
Simge beni karşılamış masamın üzerine bıraktığı dosyalar hakkında yapmam gereken görüşmelerin özetini anlatırken günümün temposunun yoğun olacağına sevinmiştim. Böyle günlerde akşam nasıl oluyor anlamıyordum ve ve yalnız kaldığım eve gitmek daha katlanılır oluyordu. Soner varlığıyla her geldiğinde evimi dolduruyor gittiğindeyse ev kocaman bir boşluk gibi görünüyordu gözüme, bugün çok yorulmalı ve geçen akşam yatakta üzerimde durduğu anı daha az düşünmeliydim. Evim bu gece de bom boş gelecekti gözüme...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK SEN MİSİN?
Художественная прозаİki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şe...