Melanie'nin sertçe kapattığı kapının ardından lavaboya çıktım doğruca, öyle sinirlenmiştim ki kelimeler ağzımın içinden çıkmıyorlar içimde beni boğuyorlardı. Melanie'nin yanına geri indiğimde telefonda konuşuyordu, ses tonu yükselerek Buket'in dediklerini kime anlattığını merak etmeye başlamıştım. Telefonu kapattığında sordum
" Kime anlattın?"
" Osman babama anlattım tabi ki"
" Neden böyle yaptın keşke anlatmasaydın, ben de kızdım onun tavrına ama büyütmeyecektim. Soner'in nişanlısıyla ters düşmek istemem ama onu bir daha ki görüşümde benim de söylenecek birkaç lafım olacak tabi"
" Saçmalama Özlem, tabi ki babamın bilmesi gerekiyordu ve İrfan'la da konuşacağım yok yok ben Soner'le konuşmalıyım"
" Lütfen şu an bu konuyu kapatalım olur mu?"
Melanie koltuğun kenarına sıkıntıyla oturmuş bir yandan az evvel ki saçmalığa söylenip dururken telefonu çaldı, bir dakika kadar sessizce dinledikten sonra " Tamam baba bekliyor olacağız" dedi.
Telefonu bırakıp elimi tuttu ve yukarıya çıktık birlikte. Dolabı yerleştirmemiz yarım saat bile sürmemişti. O üzerini değiştirmek istediğini söylediğinde beni de eve yollayıp üzerimi değiştirmem için zorladı. Neden diye sorsamda döndüğünde söylerim dedi.
Kendi evime geçtiğimde ilk olarak kısa bir duş aldım üzerimi giyindiğimde saçlarımı kurutup salık bıraktım. Yan tarafa geçmek için hazırlanırken kapı çaldı açtığımda sinirle soluyan Soner'le karşılaştım, yanımdan sıyrılıp içeriye geçti.
Kapıyı kapatıp karşısına geçtiğimde konuşmadan ona bakmaya başladım. İlk konuşanın o olması gerekiyordu ne düşündüğünü bilmeliydim. Tek elini saçlarının arasından sertçe geçirdi bakışları bana yöneldiğinde az evvelki hareketinden sonra bozulmamış saçlarına bakıyordum hala
" Neden arabanın anahtarını ona verdin?"
" İstedi"
" Vermek zorunda değildin!"
" Bunun için bana mı kızacaksın şimdi?"
" Elbette sana kızacağım. Özlem ben senden arabanın anahtarını arkadaşın olduğum için aldım o benim nişanlım olabilir ama sana saygısızlık etmesine izin vermene kızdım. Ona vermeyebilirdin..."
" Ne yapsaydım Soner senin nişanlın olduğunu ve tüm bunlara sahip olduğunu söylediğinde donup kaldım, elbette şaşırdım ama kendini benim patronum sanmasına daha çok sinir oldum"
Bana biraz yanaşıp cebinden arabamın anahtarını çıkarıp uzattı
" Buraya kendi arabamla gelmedim çünkü Ocaklar'da seninle birlikte vakit geçirmek güzeldi, burada da beraber takılırız diye düşündüm ve oyalanmadan gelmek istediğim için uçakla geldim. Buradan araba kiralayabilirdim ya da şirket için tahsis ettiklerimden alabilirdim ama almadım. Seninle olmak bana unuttuğum huzuru veriyor diye senin üzülmene sebep oldum. Onun adına özür dilerim" deyip anahtarı avucuma bırakıp kapıya yöneldi. Arkasından sessizce bakarken tam kapıdan çıkmak üzereyken seslendim
" Onun için sen neden özür diliyorsun?"
Şaşkın bir şekilde bana dönerek bakmaya başladığında onun da afalladığını anlamıştım
" Kendi hatası için kendi özür dilemeli"
Hafif bir baş işaretiyle kafasını salladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK SEN MİSİN?
Художественная прозаİki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şe...